İlamlı icrada borçlu yedi gün içinde İcra Dairesine başvurarak icra emrine itiraz ediyorum demek suretiyle ilamlı icra takibini durdurma imkanına sahip değildir. Borçlu yalnızca, İİK'nun 33. maddesi hükmü gereğince, borcu ödemiş olması, alacaklıdan mehil almış olması veya ilamın zamanaşımına uğramış olması halinde icra mahkemesinden icranın geri bırakılmasını isteyebilir. İcra emrine bu şekilde itiraz edilmiş olması, icra takibini kendiliğinden durdurmaz. İlamlı takibe yasada belirtilen nedenlerle ancak itiraz edilebilir. İlamlı takipte temel ilkeler mevcuttur. Bir ilamın ilamlı takibe konu edilebilmesi için açık, net, likit, eda hükmü içermesi gerekir. İlama konu hükümde borçlunun kim olduğu, takipte muhatabın kim olduğu konusunda hiçbir kuşku olmamalıdır. İlam hükmünün kime yada kimlere yönelik olduğu konusunda duraksamamak gerekir. İlamlı takibe itiraz nedenleri yasada sınırlı bir şekilde belirtilmiştir....
İİK'nın 275/2. maddesi uyarınca, tahliye talebi noterlikçe re'sen tanzim veya tarih ve imzası tasdik edilmiş yahut ikrar olunmuş bir mukaveleye müstenit olup da, kiracı kiranın yenilendiğine ve uzatıldığına dair aynı kuvvet ve mahiyette bir vesika gösteremezse itiraz kaldırılır. Tahliye taahhüdüne dayalı icra takiplerinde, dayanak tahliye taahhüdünün adi yazılı olması halinde imzaya ve tarihe açıkça itiraz edilmesi gerekir. Davalı tahliye taahhüdü altındaki imzasına ve tahliye tarihine açıkça itiraz etmemiştir. Takibe itiraz taahhüdün şarta bağlı olarak verildiğine ve şartın gerçekleşmediğine yöneliktir. Şartlı tahliye taahhüdü TBK'nun 170. maddesi uyarınca geçerli olup tarafları bağlar. Bu takdirde, taahhüt şartın gerçekleşmesiyle güncellik kazanır. (benzer mahiyette Yargıtay 6. HD'nin 2015/11188 E. - 2016/839 K. sayılı kararı) Takibe dayanak tahliye taahhüdünün incelenmesinde; davalının 10/07/2022 tarihinde taşınmazı tahliye edeceğini açıkça taahhüt ettiği görülmektedir....
İcra Dairesi'nin 2018/10224 E sayılı dosyasından ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip başlatıldığını, takip öncesi gönderilen hesap kat ihtarına süresi içerisinde itiraz edildiğini, bu nedenle ilamlı takip başlatılamayacağını, takipte istenilen alacak miktarı ve faiz miktarının fazla olduğunu, bu kadar borçlarının bulunmadığını, kat ihtarnamesine itiraz ettiklerinden dolayı alacak miktarının yargılamaya muhtaç olduğunu, ayrıca tüm ipoteklerin takibe konu edilmediğini, bunun yanında takibe dayanak belgelerinde icra emri ile birlikte tebliğ edilmediğini beyan etmiş, icra emrinin ve takibin iptaline ve icranın geri bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde dava ticari satış nedeniyle alacak iddiasına dayalı takibe yapılan itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır. Yargılama sırasında tahsil nedeniyle dosyanın infazen kapatıldığının icra müdürlüğünce bildirildiği, böylelikle davanın konusuz kaldığı anlaşılmıştır. Tarafların beyanlarında haciz tehdidi altında ödeme yapıldığı, esasen uyuşmazlığın devam ettiği anlaşılmakla yargılama konusuz kalsa da yargılama giderleri yönünden yargılamaya devam edilmiştir. Davalı takibe yapmış olduğu itirazda tüm borca itiraz etmiş olduğundan, itirazın faiz ve ferileri de kapsadığı kabulüne göre değerlendirilecek olursa, öncelikle ilamsız takibe itiraz, ihtiyati haczin uygulanmasını engellemeyecekse dahi ( Yargıtay HGK .../...-... esas ... karar) takip durduğundan borçlunun muvafakati bulunmaksızın alacaklıya ödeme yapılmamaktadır....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalıya mal satarak teslim ettiğini, mal bedelinin ödenmemesi üzerine alacağın tahsili için girişilen takibe davalının itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına ve %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, yargılamaya katılmadığı gibi cevap da vermemiştir. Mahkemece, davalının takibe itirazında icra dairesinin yetkisine itiraz ettiği, davacının yetkili icra müdürlüğünde takibe girişmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SEBEPLER: Uyuşmazlık, bonoya dayalı kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte borca itiraz niteliğindenir. Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yapılan icra takibine karşı borçlunun icra mahkemesine yasal sürede yaptığı başvuruda borca itiraz etmek suretiyle takibin durdurulmasını talep ettiği, mahkemece istemin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Takibe konu 04/05/2015 düzenleme tarihli, 2.500,00 TL bedelli bonoda tanzim yeri, tanzim tarihi, vade tarihi, keşideci imzasının mevcut olduğu, davalı/alacaklı bankanın lehdar olduğu, bu haliyle senedin yasal unsurlarını taşıdığı; davacı tarafından takibe konu bonodaki imzaya itiraz edilmediği anlaşılmıştır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece yapılan yargılama sonunda, ''Davacının borca itiraz niteliğindeki taleplerinin incelenmesinde; Borçlu, alacaklının takibe konu ettiği senedin çalındığını, çalıntı senet nedeni ile davalıya borcu ve sorumluluğu olmadığını ileri sürmüştür. Bu itiraz, borca itiraz niteliğinde olduğundan, itiraz İİK'nun 169/a maddesi dikkate alınarak incelenip değerlendirilmesi gerekir. İİK'nun 169/a-1. maddesi gereğince; borcun bulunmadığı veya itfa yahut imhal edildiği, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlanamadığı takdirde mahkemece itiraz reddedilir. İncelenen icra takip dosyası ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı Van 2....
İcra Müdürlüğü dosyasında 10.11.2015 tarihli itiraz dilekçesinde, alacaklı görünen tarafa herhangi bir borcunun olmadığını, aralarında bir ticari ilişki olmadığını, sözleşme yapılmadığını, bu nedenle takibe, borca ve faize itiraz ettiğini bildirmiştir. Ödeme emrine davalı borçlu tarafından itiraz edilmesi üzerine, davacı alacaklı İcra Mahkemesine başvurarak borçlu kiracının itirazının kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalıya mal sattığını, malların davalının işletmecisi olduğu lokantada kullanıldığını, mal bedelini ödememesi üzerine girişilen takibe davalının haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile % 40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacının aynı faturalara dayalı olarak daha önce de davalı aleyhine takibe geçtiği, itiraz üzerine takibin durduğu, daha sonra davacının aynı faturalara dayalı olarak bu davanın konusu olan takibe geçtiği, takibin mükerrer olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava konusu takip Alanya 2. İcra Müdürlüğünün 2003/ 5917 sayılı dosyası ile ... Emlak Turizm İnşaat Ltd. Şti. hakkında yapılmıştır. Davacı bu takipten önce ise Alanya 1. İcra Müdürlüğünün 2003/4840 sayılı dosyası ile ... Emlak Turizm İnşaat A.Ş. hakkında takibe geçmiştir....
Somut olayda, davalı alacaklı tarafça, davacı borçlu aleyhine çeke dayalı olarak başlatılan kambiyo takibinde, davacı borçlu tarafça imzaya itiraz edilmesinden sonra, alacaklı vekilinin 26/11/2019 tarihinde, takipten feragat ettiği, icra memurunca 27/11/2019 tarihinde, gerekli feragat harcının yatırılmasından sonra dosyanın feragat nedeniyle kapatılmasına karar verildiği ve alacaklı tarafça aynı tarihte gerekli feragat harcının yatırıldığı anlaşılmaktadır. Davalı alacaklının, imzaya itirazı içeren iş bu dava açıldıktan sonra, takipten feragatı üzerine dosyanın işlemden kaldırılması, imzaya itiraz davasının konusuz kalması sonucunu doğurur. Ancak, takibe itiraz edilmesinden sonra, gerek borçlunun itirazdan vazgeçmesi ve gerekse alacaklının itirazı kabul etmesi yahut icra dairesine başvurulup takipten feragat edilmesi tazminat talebinin reddini gerektirmez....