Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Takip ve davaya dayanak tahliye taahhüdü 04/06/2021 tanzim ve 01/04/2022 tahliye tarihli olup davacının yasal 1 aylık süre içerisinde 21/04/2022 tarihinde takip yaptığı, örnek 14 tahliye emrinin davalı kiracıya 17/05/2022 tarihinde tebliğ olunduğu, takibe itiraz edilmesi üzerine eldeki davanın 31/05/2022 tarihinde açıldığı görülmektedir. Davalı kiracı vekili takibe itiraz dilekçesinde kiralananda 01/04/2019 tarihli 3 yıl süreli kira sözleşmesine istinaden oturmakta olduğunu, bu sözleşmenin yenilenerek devam ettiğini, davacının baskısı ile 01/04/2021 başlangıç tarihli kira sözleşmesini imzaladığını, yine tahliye taahhüdünün de baskı ile alındığını, tahliye taahhütnamesinin dürüstlük kuralına aykırı olarak alındığını, ayrıca kiralananın aile konutu olduğunu, taahhütnamede eşinin imzası bulunmadığını, bu yüzden tahliye taahhüdünün geçersiz olduğunu bildirmiştir....

ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ: 12/07/2021 (Ara Karar) NUMARASI: 2021/436 Esas TALEP: İhtiyati Tedbir İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/10/2021 İhtiyati tedbir talebinin reddine dair ara kararın ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü. TALEP: Davacı vekili; müvekkilinin ......

    teslimi ile aracın teslimi mümkün olmaz ise araç bedeli olarak tarafıma ödenmesi gereken ancak ödenmeyen 150.000,TL nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile ödenmesi ve davalı adına tescilli aracın üzerine tedbir konulmasını, aracın teslimi mümkün almaz ise araç bedeli olarak tarafıma ödenmesi gereken ancak ödenmeyen 150.000,TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile tarafıma ödenmesine, davalı adına tescilli aracın trafik kaydı üzerine teminatsız olarak 3.kişilere satılamaz ve devir edilemez şeklinde ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    Bu durumda; davaya konu taşınmazın üçüncü kişilere devrinin önlenmesi, üzerinde sınırlı ayni hak kurulmaması ve tahliye ile ilgili cebri icra işlemlerinin durdurulması yönünde verilecek bir ihtiyati tedbir kararının, Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen bir mahkeme kararının infazını engelleyeceği açıktır. Buna ise usulen ve yasal olarak olanak bulunmamaktadır. Bu açıklamalara göre; ilk derece mahkemesinin "taşınmazın tapu kaydına ihtiyati tedbir konulması ve bu konudaki itirazın reddi" yönündeki ara kararları usul ve yasaya aykırı olup, bu kararlar gereğince konulan ihtiyati tedbirin kaldırılması gerekmektedir. Her ne kadar "cebri icra yoluyla tahliye işlemlerinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir konulması" isteği de mevcut ise de, mahkemece bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olması doğru değil ise de, istinaf isteği bulunmadığından bu konuda dairemizce herhangi bir karar verilmesine gerek bulunmamaktadır....

    Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; eldeki davada dayanak teşkil eden icra dosyasından gönderilen tahliye emrinin incelendiği vakit görüleceği üzere sözleşme süresinin 1 yıl olarak belirtildiğini, oysa ki takibe dayanak kira sözleşmesi 5 yıllık olup, 1 yıl da opsiyonlu olduğunu, geçerli olduğu iddia edilen tahliye taahhütnamesi adlı evrakın kira sözleşmesi imzalanırken boş şekilde imzalanmış olduğunu, davacı tarafından sonradan tarih atılarak işlem başlatıldığını, her ne kadar tahliye emrinde 05/02/2021 tarihinde taşınmazın tahliye edileceği belirtilmiş ise de kira sözleşmesinin düzenlendiği tarih olan 14/01/2021 tarihinde boş şekilde imza altına alınan tahliye taahhütnamesinin sonradan tarih atılarak doldurulduğunu, müvekkilinin 15/10/2020 tarihli bir tahliye taahhütnamesi imzalamadığını, tahliye emri ekindeki tahliye taahhütnamesinin kiraya verenin baskıları sonucu boş şekilde kira sözleşmesi ile birlikte imzalandığını, tarihlerin sonradan doldurulduğu yazı yaşı ve imza ile boş olan...

    (3)Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır." şeklinde ihtiyati tedbirin şartları , 3. fıkrada ihtiyati tedbir talep eden tarafın, “davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda” olduğunu hükme bağlamaktadır. Aynı yasanın istinaf yoluna başvurulabilen kararlar başlıklı 341. Maddesinin 1....

      gerekçesiyle, HMK'nın 389 vd. maddeleri gereğince, bu aşamada yaklaşık ispat koşulunun ve ihtiyati tedbirin şartları oluşmadığınden ihtiyati tedbir talebinin reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur....

        Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 03/02/2021 tarih ve 2020/594 Esas sayılı ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilmiş olan ara kararına karşı ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi....

          Ancak; .....,Birliği başkanı olan sanığın, katılanın kiracı olduğu plaj tesisleri ve otoparkın tahliyesine ilişkin kesinleşmiş mahkeme kararını uygulatmayarak tekrar kiraya vermek, sonrasında ise yıkımın durdurulmasına dair mahkemenin ihtiyati tedbir kararına aykırı biçimde katılanın işyerini yıktırmak suretiyle görevini kötüye kullandığının iddia edildiği olayda, taşınmazları katılana yeniden kiraya vermenin sözkonusu olmadığını gösterir katılanın açtığı “tahliye takibinin konusuz kaldığının tespiti” davasının reddine ilişkin kararın kesinleşip kesinleşmediği ve ihtiyati tedbir kararının tahliyeye yönelik icra takibinin durdurulması konusunda verilmiş olması gözetilerek, yıkımın imara aykırılık nedeniyle verilmiş belediye encümen kararına dayanıp dayanmadığı saptandıktan sonra tüm kanıtlar birlikte değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve yetersiz gerekçe ile mahkumiyet kararı verilmesi, Yasaya aykırı ve sanık ... müdafiinin...

            Ancak ihtiyati tedbire karar verilmesi için mutlaka bir tehlikenin veya zararın doğmuş olması veya halen var olması da aranmaz. Dava konusu hak veya şey bakımından ortaya çıkacak tehlike ve zararın önlenmesi için de her türlü tedbire karar verilebilir. Tedbir kararı verilebilmesi için davanın ispatına elverişli delil bulunması da zorunlu olmayıp, istekte haklı olma ihtimalinin mevcut olması yeterlidir. Hemen belirtmek gerekir ki; ihtiyati tedbir talebini inceleyen hakimin davanın esası hakkındaki hükmünü peşinen ihdas ettiğinden söz edilemez. İhtiyati tedbire veya ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verirken hakim dava hakkındaki kanaatini yalnız ihtiyati tedbir talebi ile sınırlı olarak (kanunen gerektiği için) açıklamak durumundadır. Öte yandan ihtiyati tedbir kararı geçici nitelikte olup, durum ve şartların değişmesi ile her zaman değiştirilebilir....

            UYAP Entegrasyonu