Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

GEREKÇE:Davanın kira sözleşmesinin feshinin geçersizliğine karar verilmesi talepli olduğu ve kiracılığın tespiti niteliğinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacı dava sonuna kadar geçecek sürede tahliyenin ihtiyati tedbir yolu ile durdurulmasını talep etmiş mahkemece ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile tahliye işlemlerinin dava sonuna kadar tedbiren durdurulmasına karar verilmesi üzerine davalı tarafça ihtiyati tedbir kararına itiraz edilmiş olup mahkemece, 14/12/2022 tarihli duruşmalı olarak yapılan değerlendirmede davalı tarafın ihtiyati tedbire yönelik itirazının reddine karar verilmesi üzerine, bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İhtiyati tedbir müessesesi 6100 sayılı HMK'nın 389 vd. Maddelerinde düzenlenmiştir....

Sayılı, 11.03.2008 tarihli kararında boş taahütnameye atılan imzanın sorumluluğuna, kiracının katlaması gerektiğinin belirlendiğini, tahliye taahhütnamesinin geçersizliğinin ispatının sadece yazılı belge ile mümkün olduğunu belirterek, itirazının kaldırılmasına, davalının, Uncubozköy Mah., 5503 Sok., No:19/3, Yunusemre/Manisa adresindeki kiralanandan tahliyesine karar verilmesi istemiştir....

taahhütnameyi imha ettiğini, TBK 352/1 maddesinin emredici hükmüne bakıldığı zaman kira sözleşmesiyle birlikte henüz kiralanan taşınmazın tesliminden önce imzalanan tahliye taahhütnamesinin geçersiz olduğunun görüleceğini, ayrıca diğer bir geçerlilik şartı olan belli bir tarih hususunun da sağlanmadığını çünkü işbu tahliye taahhütnamesi imzalanırken tahliye tarihi kısmının boş bırakıldığını ve davacı tarafından sonradan davalının iradesi dışında doldurulduğunu, davacı tarafın tahliye taahhütnamesinin kiralanan taşınmazın tesliminden önce ve kira sözleşmesiyle beraber imzalandığı ve sonradan kendisi tarafından doldurulduğu iddialarını kabul etmediğini, bu hususun davanın asıl uyuşmazlık kısmı olup mahkeme tarafından ilk araştırılması gereken ve TBK 352/1 emredici hükmündeki tahliye taahhütnamesinin geçerlilik şartlarına ilişkin bir husus olduğunu, mahkemece bilirkişi incelemesine dair taleplerinin reddedildiğini, Yargıtay emsal kararlarında da ilk kira sözleşmesinin yapıldığı sırada verilen...

No:1 Edremit/Balıkesir adresinde bulunan taşınmazı 06/03/2019 tarihli kira sözleşmesi ile aylık 1.750 TL'ye davacıdan kiraladığını, kira kontratı ile birlikte tahliye taahhütnamesinin de imzalandığını, kira kontratını imzalayan yetkililerin tahliye taahhütnamesindeki düzenleme tarihi ve tahliye tarihi kısmını boş bırakılmasını istediklerini, aksi takdirde kira sözleşmesini imzalamayacaklarını beyan ettiklerini, kira kontratı imzalandıktan yaklaşık 3,5 ay sonra tahliye taahhütnamesinin boş bırakılan yerlerinin elle doldurularak Edremit İcra Müdürlüğünün 2019/4756 esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, yasal sürede takibe itiraz ettiklerini, kira kontratı ile kira kontratı ile verilen tahliye taahhütnamesinin geçerli olmadığını, taahütnamenin müvekkiline baskı ile imzalatıldığını, tahliye tarihinin sonradan el ile yazıldığının sabit olduğunu, müvekkilinin, kira sözleşmesinin 3 yıllık olduğu düşüncesiyle taşınmaza masraflar yaptığını, 3....

ihlal edildiğini, İhtiyati tedbir kararı teminat alınmaksızın verilmiş ve teminat alınamama nedenine ilişkin gerekçe de kararda gösterilmediğini, ihtiyati tedbirin şartları oluşmadan ihtiyati tedbir kararı verildiğini, İhtiyati tedbir kararının kaldırılmasını ilişkin itirazlarının yine hukuka ve yasalara aykırı olarak reddedildiğini, verilen tedbir kararı ile kamunun zarara uğrayabileceği bile değerlendirilmeden, gerekçe belirtmeden teminata dahi hükmedilmediğini bildirerek ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 09/11/2021 tarihli ara kararında taraflar dinlenilmeksizin davacının ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile Çaycuma İcra Müdürlüğünün 2021/857 takip sayılı dosyasından açılan ve Çaycuma İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/32 Esas – 2021/69 Karar sayılı kararı ile verilen tahliye kararının icrasının durdurulmasına karar verildiğini, davacının mevcut davası ve ihtiyati tedbir talebinin haksız, kötü niyetli ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, Mahkemece kendileri dinlenilmeksizin vicdani olarak tesis edilen ihtiyati tedbir kararının yasaya, usule ve Yerleşik Yargıtay İçtihatlarına açıkça aykırı olduğundan bahisle mahkemece kurulan 09/11/2021 tarihli ara kararına itiraz etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda;Davalı vekilinin ihtiyati tedbir kararına itirazının reddine verilmiştir....

Davacı vekili 04/06/2021 tarihli tedbir talepli dilekçesinde; daha önceki tedbir taleplerinin reddedildiğini, dava sonunda kira ilişkilerinin sabit olacağını, otopark olarak işletilen kiralananın tahliyesinin maduriyete neden olacağını belirterek gayrimenkulün tahliyesini önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince daha önce reddedilen tedbir talebine ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, davacı vekilinin 04/06/2021 havale tarihli dilekçesi ile yeniden ihtiyati tedbir talebinde bulunduğu, yeniden yapılan inceleme sonucunda davaya konu uyuşmazlığı esastan çözer nitelikte ihtiyati tedbir kararı verilemeyecek olup, istinaf ilamından sonra da ihtiyati tedbir kararı verilmesini gerektirir şekilde somut olayda ihtiyati tedbir koşullarında herhangi bir değişiklik bulunmadığı gerekçesiyle yasal koşulları oluşmayan ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermiştir....

İhtiyati tedbir kararı verilmesi için gerekli şartların bulunup bulunmadığı hususunun her somut olayda ilk derece mahkemesince değerlendirilmesi ve belirtilen şartları taşıdığı takdirde ihtiyati tedbir kararı verilmesi, aksi takdirde ise talebin reddine karar verilmesi gerekir. Yargıtay 6. Hukuk Dairesi'nin 17.11.2008 tarih ve 10415 Esas 12696 Karar sayılı kararında da açıkça vurgulandığı üzere borçlu kiracının ilamsız tahliye talebinden sonra menfi tespit davası açması icra mahkemesinin İİK 269/c maddesi hükmüne göre alacaklı kiralayanın tahliye talebini incelemesine ve tahliye kararı vermesine engel değildir. Ancak menfi tespit davasına bakan mahkeme, borçlu kiracının talebi üzerine ve teminat karşılığında, tahliye kararının icrasının durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verebilir. Kaldı ki borçlu kiracı icra mahkemesinin tahliye kararının kesinleşmesinden sonra da menfi tespit davası açabilir zira icra mahkemesi kararları maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmez....

işlem yapılmasının gerektiğini, bu nedenlerden dolayı ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

, usul ve yasaya aykırı taleplerine karşı muarazanın men'i ile davalı belediyenin kira sözleşmesini tek taraflı fesih ve tahliye taleplerinin yasaya aykırılığının tespiti ile dava sonuna kadar iş yerinin kullanımı engelleyici her türlü tasarrufun ve tahliyenin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir....

UYAP Entegrasyonu