Reklamcılık A.Ş.nin borçlu Universal Yatırım A.Ş. aleyhine giriştiği, icra takibinde borçlunun 3. kişilerdeki hak ve alacaklarının haczi için müvekkiline 89/1 haciz ihbarnamesinin tebliği üzerine süresinde verdiği dilekçede; borçlunun bankada mevduatı olduğu, ancak bu meblağlar üzerinde sözleşme ve kanun gereği rehin hakkı bulunduğu, bu rehin hakkından sonra gelmek kaydıyla haczin işlendiği, borçlunun belirtilenden başka hak ve alacağı olmadığı şeklinde cevap verilip, yedlerindeki hesaplara haciz konulduğu halde, müvekkiline ikinci haciz ihbarı tebliğinin haksız olduğunu belirterek, müvekkili bankanın takip borçlusu şirketin belirtilen tutarda mevduatının olduğu ve üzerine rehin haklarından sonra gelmek kaydıyla haciz şerhi işlendiğinin ve borçlunun bankadan başkaca hak ve alacağının bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı .......
Bu durumda haciz sırasında ya da haciz işleminin gerçekleşmesinden sonraki dönemde borçlu haczedilmesi mümkün olmayan mal ve haklarla ilgili olarak bu hakkından vazgeçebilir. (HGK. 31.3.2004 tarih 2004/12-202 E.196 K, 31.3.2004 tarih 2004/12-167 E. 185.K.) Somut olayda borçlu, 14.2.2007 tarihinde icra müdürlüğüne gelerek emekli maaşına haciz konulmasına muvafakat etmiştir. Bu durumda borçlunun muvafakati maaşına haciz uygulanmadan önce olduğundan geçerli değildir. O halde, mahkemece şikayetin kabulü yerine yazılı gerekçe ile reddi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 28.12.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İİK'nun 82. maddesinin birinci fıkrasının .... bendine dayalı meskeniyet şikayeti, İİK'nun .../....maddesi uyarınca yedi günlük süreye tabidir. Bu süre, öğrenme tarihinden itibaren işlemeye başlar. İİK'nun 103. maddesine göre ise; ''.... Haciz sırasında borçlu veya alacaklı adına Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebellüğe yetkili kimse bulunduğu takdirde haciz tutanağının bir örneği bulunan şahsa verilir. Borçluya veya alacaklıya ayrıca haber verilmez.'' Somut olayda, borçlu adına kayıtlı 156 ada 34 parsel sayılı taşınmazda bulunan ... numaralı bağımsız bölümün tapu kaydı üzerine ....08.2012 tarihinde haciz konulduğu, anılan taşınmazın fiili haciz ve kıymet takdirinin borçlunun yokluğunda ....02.2014 tarihinde yapıldığı, ancak sözü edilen işlem sırasında borçlunun eşinin hazır olduğu görülmektedir. Ne var ki, yukarıda değinilen İİK'nun 103. maddesi uyarınca haciz tutanağının bir örneği borçlunun eşine verilmediğinden borçlu ...'...
Alacaklı vekili 05/02/2019 tarihinde borçlu adına kayıtlı taşınmaza haciz konulmasını istemiş, 21/01/2020 tarihine kadar tapu kaydına haciz işlenmemiş, alacaklı vekili bu tarihte haciz talebini yenilemiştir. 09/07/2020 tarihinde borçlulara 103 davetiyesi gönderilmesi istenilmiş, 26/07/2020 tarihinde vekiline tebliğ edilmiştir. Davacı borçlu icra dosyasına verdiği 23/07/2020 tarihli dilekçesi ile satışın durdurulmasını istemiş olup hacizden bu tarihte haberdar olduğu sabittir. Meskeniyet şikayeti 27/07/2020 tarihinde yapılmış, mahkemece haczin murisin sağlığında konulduğu, murisin itiraz etmediği, bu nedenle mirasçıyı bağlayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Dava konusu taşınmaza murisin sağlığında haciz konulması istenilmiş ise de haciz fiilen uygulanmamıştır, dosyada borçlu murisin taşınmaz haczinden haberdar olduğuna dair bir kayıt bulunmamaktadır. Kaydi haciz de, murisin vefatından sonra konulmuştur....
İkinci haciz ihbarnamesi tebliği usule uygun olduğundan davacının birinci haciz ihbarnamesinden de bu tarihi itibarıyla haberdar olduğunun kabulü gerekir ki buna göre de birinci haciz ihbarnamesine yönelik şikayet süresinde değildir. O halde davacı tarafın birinci ve ikinci haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin şikayeti yerinde değildir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, kararın usul ve yasaya uygun olduğu, davacının istinaf başvuru nedenlerinin yerinde olmadığı, kararda kamu düzenine aykırı bir yön de bulunmadığı anlaşılmakla, HMK'nın 353/1- b/1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Aydın 2....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilinin tüm mal ve hakları üzerine haciz konulduğunu, müvekkilinin yapılan takibe herhangi bir itirazı olmadığını ve borcunu kabul ettiğini, ancak müvekkiline karşı gerçekleştirilen takip dosyasındaki borç miktarının 2.540.322,64TL olmasına rağmen icra müdürünce gerçekleştirilen haciz işlemi sonucunda üzerine haciz konulan malların toplam değerin borç miktarını aştığını, ayrıca ilgili takip dosyasına sunulan 20/04/2022 tarihli bilirkişi raporu ile kıymet takdiri yapılan taşınmazın tespit edilen değerin borç bedelini karşıladığını, müvekkilinin malların ve hakları üzerine konulu diğer tüm hacizlerin taşkın haciz niteliğine haiz olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu belirtmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Uyuşmazlık, taşkın haciz şikayeti (İcra Mahkemesince 85....
İİK'nın 82/1- 12. maddesi gereğince meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti, aynı Kanunun 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tâbidir, bu süre öğrenme tarihinden başlar. Somut olayda takip kapsamında davaya konu taşınmaza ilk olarak 22/08/2014 tarihinde haciz konulduğu, 1 yıllık sürede satış talebinde bulunulmadığı, 08/09/2015 tarihinde yeniden haciz konulduğu, alacaklının 31/08/2015 tarihinde satış talebinde bulunarak bir miktar avans yatırdığı, konulan ikinci hacze ilişkin 103 davetiyesinin borçluya 14/09/2020 tarihinde tebliğ edildiği, yapılan kıymet takdir işlemi sonrası alınan raporun borçluya 02/08/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davacının icra mahkemesine şikayetini 02/08/2021 tarihinde yaptığı görülmektedir. Taşınmaza konulan ilk haciz davacı tarafın istinaf dilekçesinde de belirttiği gibi süresinde satış istenmemesi nedeniyle İİK'nın 110. maddesi gereği düşmüştür....
İİK'nın 79/2. maddesinde; "haczolunacak mallar başka bir yerde ise haciz yapılmasını malların bulunduğu yerin icra dairesine hemen yazar. Bu halde hacizle ilgili şikayetler, istinabe olunan icra dairesinin tabi bulunduğu icra mahkemesince çözümlenir..." hükmü yer almaktadır. Talimat yazısı, borçluya ait menkul ve gayrimenkul mallar ile 3. kişilerdeki hak ve alacakların haczi yönünde ve genel nitelikli olmayıp da belli bir malın haczini isteyen "nokta haczi" biçiminde yazılmış ise, bu halde anılan hacizle ilgili şikayet, talimatı yazan icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesince incelenir. Haciz işlemi talimat yoluyla değil de, doğrudan müzekkere yazılarak yapılmış ise, haciz işlemini yapan icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesi şikayeti incelemeye yetkilidir....
TAŞKIN SULARA VE SU BASKINLARINA KARŞI KORUNMA ... [ Madde 1 ] 4373 S. TAŞKIN SULARA VE SU BASKINLARINA KARŞI KORUNMA ... [ Madde 2 ] "İçtihat Metni" Celal İle Hazine ve H... Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tescil davasının kabulüne dair (Boyabat Sulh Hukuk Hakimliği)'nden verilen 07.02.2008 gün ve 106/61 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı Hazine temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü: Davacı vekili, imar-ihya ve kazanmayı sağlayan zilyetlik nedeniyle dava dilekçesinde mevkii ve sınırları yazılı kadastroca tespit dışı bırakılan 2 kıt'a taşınmazın vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; haczin 3. kişinin adresinde yapıldığı, haciz adresinde borçlulara tebliğ yapılmadığı, haciz sırasında borçlunun hazır olmadığı, haciz sırasında bulunan belgelerin bir kısmının taşınmazın ihale tarihinden önceki tarihli olduğu, evrakların güncel olmadığı, şikayetçinin haczin yapıldığı fabrika binası ve teferruatını icra kanalıyla hacizden önce satın aldığı dikkate alındığında, İİK'nın 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesinin 3. kişi yararına olduğu, haciz sırasında bulunan belgelerin İİK'nın 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesinin borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olduğunu göstermeyeceği, fabrikada çalışanların büyük ölçüde aynı olduğu ve akrabalık bağına ilişkin sair husuların istihkak iddiasının esasıyla ilgili olduğu, gerekçesiyle İİK'nın 97 inci maddesinin uygulanmasına ilişkin şikayetin kabulüne; davacının kısım menkullerin taşınmazın bütünleyici parçası olması nedeniyle haczedilemeyeceğini...