Mahkemece kayıt maliki tarafından açılan elatmanın önlenmesi davasının kabulüne, birleştirilen temliken tescil davasının ise, yasanın aradığı koşullar bulunmadığından reddine karar verilmiş, hükmü avukatlık ücreti noktasından davacı reddolunan temliken tescil istemi nedeniyle birleştirilen davanın davacısı temyiz etmiştir. Gerçekten; Türk Medeni Kanununun 683. maddesi hükmünce bir şeye malik olan kimse o şeye haksız olarak elatılmakta ise, mülkiyet hakkına dayanarak haksız elatmanın önlenmesini isteyebilir. Malik tarafından açılan böyle bir davaya karşı mülkiyet hakkı bulunmayan ancak, başkasına ait zemin üzerine yapı yapan kişi koşulların oluşması halinde, mülkiyet hakkı sahibinin açtığı davaya karşı koyabileceği gibi yapı sebebiyle üzerinde bulunduğu taşınmazın Türk Medeni Kanunun 724. maddesine dayanarak adına tescilini talep edebilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 01.10.2007 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi, kal ve ecrimisil, birleştirilen davada ise temliken tescil, ıslah yolu ile temliken tescil istemi kabul edilmediğinde tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne, birleşen davanın reddine dair verilen 28.07.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı-davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tapulu taşınmaza elatmanın kal suretiyle önlenmesi ve ecrimisil tahsili istemlerine ilişkindir. Davalı, davanın reddini savunmuş, birleşen davasında ise Türk Medeni Kanununun 724.maddesine dayanarak temliken tescil, ıslahen de tazminat talep etmiştir....
Türk Medeni Kanununun 724. maddesinde yapı sahibine tanınan temliken tescil ..., kişisel hak niteliğinde olup bina sahibi ve onun külli halefleri tarafından, inşaat yapılırken taşınmazın maliki kim ise ona ya da onun külli haleflerine karşı ileri sürülebilir. Dolayısıyla, taşınmazı sonradan kayden kazanan davalı ... aleyhine dava açılarak tapu iptali ve tescil istenemez. Somut olayda temliken tescil davasının koşulları gerçekleşmediğinden tapu iptali ve tescil isteğinin kabulü doğru görülmemiştir. Bu durumda davacının ikinci kademedeki tazminat isteği değerlendirilerek olumlu veya olumsuz bir karar verilmelidir. Mahkemece yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Davacı-davalı vekili tarafından, davalı-davacılar aleyhine 02.10.2007 gününde verilen dilekçe ile müdahalenin men'i, birleşen davada temliken tescil, olmadığı takdirde mülkiyetin tespiti ve ıslahla tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine dair verilen 08.12.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar (k.davacılar) vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, çaplı taşınmaza haksız elatmanın giderilmesi istemiyle açılmıştır. Davalılar, davanın reddini savunmuş, birleştirilen davalarında ise Türk Medeni Kanununun 724.maddesine dayanarak temliken tescil, yapı mülkiyetinin tespiti, ıslah yoluyla da tazminat istemlerinde bulunmuştur....
Malzeme malikinin temliken tescil talebi hakkı dışında arsa sahibine karşı ileri süreceği ikinci hakkı, ondan tazminat istemektir. Arazi sahibinin yapılan inşaatın kaldırılmasını istememesi veya talep etmesine rağmen aşırı zarar doğması sebebiyle yapı yıkılamadığı takdirde arazi malikinin mamelekinde sebepsiz bir zenginleşme meydana geleceğinden, bu zenginleşmeye karşılık taşınmaz malikinin malzeme malikine bir tazminat ödemesi gerektiği tartışılmamalıdır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 14.9.2005 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali tescil, olmadığı takdirde tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; tapu iptali ve tescil davasının reddine, tazminat davasının kısmen kabulüne dair verilen 25.12.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava Türk Medeni Kanununun 724.maddesine dayanılarak temliken tescil olmadığı takdirde malzeme bedelinin tahsili istemiyle açılmıştır....
Olayda, 753 parselin tespit maliki olan Hüseyin ile sonradan tapuya malik olan davalı Mehmet arasında muvazaalı iş ve işlemler ile davacının temliken tescil ve muhik tazminat taleplerini bertaraf etmek üzere temlik işlemi yapıldığı iddia ve ispat edilmediğinden davacı bu davalıya karşı temliken tescil talebinde bulunamayacağı gibi, az yukarıda sözü edilen yasa hükümleri gereği Türk Medeni Kanununun 723. maddesine dayanarak da tazminat isteyemez. Bu nedenle mahkemenin malzeme malikinin iyiniyetli olmadığından sözederek tazminat talebini reddetmiş olması yasal değildir. Çünkü, malzeme malikinin veya arsa malikinin iyi veya kötüniyetli olmaları takdir edilecek tazminat miktarının kapsamında önem kazanır....
Taşkın yapılarda TMK'nun 725/2. maddesine dayanan bir tescil isteminin mutlaka dava yoluyla yapılması gerekmez. Savunma yoluyla da tescil istemi öne sürülebilir. Ayrıca taşkın yapılarda iyiniyet savunması temliken tescil talebini de içerir. Somut olayda asıl davada davalılar vekili cevap dilekçesinde müvekkillerinin iyiniyetli olduğunu savunmuşlardır. O halde davalıların karşı dava dışında asıl davada savunma yoluyla temliken tescil istemi de söz konusudur. Diğer taraftan davacı şirket vekilinin tazminat talebinin de TMK'nun 725/2. maddesi uyarınca yapıldığı dikkate alındığında talebin aynı zamanda temliken tescil istemini içerdiğinin kabulü gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki temliken tescil, olmadığı takdirde tazminat ile davacı parselleri lehine davalıya ait parselden geçit tesisi istemi üzerine mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin, 25.03.2019 gün ve 2016/16294 Esas, 2019/2672 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, temliken tescil, olmadığı takdirde tazminat ile davacı parselleri lehine davalıya ait parselden geçit tesisi taleplerine ilişkindir....
Belirtildiği üzere bu tazminat tam bir tazminat değil, muhik bir tazminat olup, muhik tazminatın takdirini tayin görevi hakime aittir. Oysa mahkemenin tazminat olarak takdir ettiği değer ilave edilen katın tam değeridir. Bu durumda mahkemece yapılması gereken iş, asıl davadaki davacıların yaptığı ilave kat sebebiyle kullanılan malzemenin değerini yeniden keşif yapmak suretiyle bilirkişiye inceletmek, bilirkişinin bulacağı bu değer inşaat nedeniyle taşınmazda meydana gelen objektif değer artışı oranı olmayacağından olayın özelliğine göre yasanın hakime tanıdığı geniş takdir yetkisini kullanarak (TMK m.4) muhik bir miktar tazminata hükmetmek olmalıdır. Eksik inceleme ve araştırmaya ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanarak kurulan hüküm doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 02.04.2012 gününde oybirliği ile karar verildi....