Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bunun için: 1-Tapuya kayıtlı özel mülkiyete konu bir taşınmaz üzerinde, temelli kalması amacıyla yapılan binanın ayrılmaz parçası yine tapuda kayıtlı üçüncü kişiye ait taşınmaza taşkın yapılmış olmalıdır. 2- Taşkın inşaat, taşkın yapı ile iki komşu taşınmazı fiilen birleştirmekte, ekonomik bir bütünlük oluşturmaktadır. Bu özelliğinden dolayı taşkın yapıya dayanan temliken tescil isteği taşınmaza bağlı kişisel hak niteliğindedir. Taşılan arazi malikinin devir borcu eşyaya bağlı bir borç olduğundan inşaat maliki hakkını taşılan arazinin her malikine karşı kullanabilir....

    TMK’nun 725. maddesine dayanılarak tescil talebinde bulunulabilmesi bazı koşulların varlığına bağlıdır; a)Birinci koşul, malzeme sahibinin iyiniyetli olmasıdır. 4721 s. TMK’nun 725. maddesi hükmünden açıkça anlaşılacağı üzere, taşkın yapının bulunduğu arazi parçasının mülkiyetinin yapı sahibine verilebilmesi için öncelikli koşul iyiniyettir. Öngörülen iyiniyetin TMK’nin 3. maddesinde hükme bağlanan sübjektif iyiniyet olduğunda da kuşku yoktur. Bu kural, taşkın inşaatı yapan kimsenin, elattığı taşınmazın başkasının mülkü olduğunu bilmemesini veya beklenen tüm dikkat ve özeni göstermesine karşılık bilebilecek durumda olmamasını ya da taşkın inşaat yapmakta haklı bir sebebinin bulunmasını ifade eder. İyiniyetin varlığı iddia ve savunmaya bakılmaksızın mahkemece re’sen araştırılmalıdır....

      Davacı ve davalı vekili beyanları, dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamına göre davacılar tarafından davalıya ait olan 27 ada 4821 nolu parsele yapılan Taşkın İnşaat'ın aplikasyon hatası sebebiyle ve iyi niyetle taşkın olması nedeniyle ve inşaatın kıymetinin daha fazla olduğundan dolayı TMK'nin 725.md gereğince taşkın kısmın bedelinin ödenmek suretiyle mülkiyetinin davacılara devrinin talep edildiği, söz konusu yerin davalı adına tapuda kayıtlı olduğu, söz konusu yerin korunması gerekli kültür varlığı olarak tescil edildiği anlaşılıp bu karara ilişkin herhangi bir iptalin söz konusu olmadığı ve ayrıca kaldı ki mahkememizce yapılan inceleme sonrası dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporunda taşkın kısmın arsa değerinin 26.600,00- TL, taşkın kısmın bina değerinin 20.691,00- TL olduğu belirtilmiş olmakla, TMK 725.md'de "Bir yapının başkasına ait araziye taşırılan kısmı, eğer yapıyı yapan malik taşırılan arazi üzerinde bir irtifak hakkına sahip bulunuyorsa, ona ait taşınmazın...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 13.08.2001 gününde verilen dilekçe ile TMK'nun 725. maddesine dayalı taşkın yapı nedeniyle temliken tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verilen 27.04.2010 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 17.05.2011 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Av.... ile karşı taraftan davalı vekili Av. ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı....

        Çekişmenin esasına yönelik temyiz itirazlarına gelince; Mahkemenin nitelendirdiğinin aksine dava taşkın yapılara uygulanacak Türk Medeni Kanununun 725.maddesine dayanılarak değil bir malzeme malikinin başkasının arsası üzerine bina yapması durumunda malzeme sahibinin haklarını düzenleyen Türk Medeni Kanununun 724. maddesine dayanarak açılmıştır. Bu madde uyarınca açılan davalarda taşkın yapılar için uygulanması gereken aynı yasanın 725.maddenin 2.fıkrasındaki irtifak hakkı kurulmasına dair hükmün uygulama olanağı yoktur. Başka bir anlatımla orta yerde taşkın yapı olmadığından davacı yararına irtifak hakkı tesis edilmez. Öte yandan, yukarıda sözü edildiği üzere ve mahkemenin kabulü dahilinde olduğu gibi 3194 sayılı Yasanın 18.maddesinin son fıkrası pay tesciline olanak vermediğinden mahkemece davanın reddi yerine isteğin hüküm altına alınmış olması doğru görülmediğinden karar bozulmalıdır....

          Bu sebeple davalıların temliken tescil istemelerine imkan bulunmamaktadır. Gerçekten Türk Medeni Kanununun 724. maddesi hükmünden anlaşılacağı üzere, taşınmaz mülkiyetinin yapı sahibine verilebilmesi için öncelikli şart iyiniyettir. Bu kural, malzeme sahibinin, elattığı taşınmazın başkasının mülkü olduğunu bilmemesini veya beklenen tüm dikkat ve özeni göstermesine karşılık bilebilecek durumda olmamasını ya da yapıyı yapmakta haklı bir sebebinin bulunmasını ifade eder. Malzeme sahibinin tescil istemi ile açtığı davada iyiniyetin varlığı iddia ve savunmaya bakılmaksızın mahkemece re’sen araştırılmalıdır. Ne var ki, 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği gibi olay ve karinelerden, durumun özelliklerine göre kendisinden beklenen dikkat ve özeni göstermemiş olduğu açık bulunan malzeme sahibinin temliken tescil talebinde bulunması mümkün değildir. Çünkü bu gibi durumlarda kötüniyet karşı tarafın ispatı gerekmeden belirlenmiş olur....

          -TL, taşkın nedeniyle arta kalan kesimde değer kaybının 3.969,01.-TL olduğu ve toplam 15.541,01.-TL olarak hesaplanmıştır. Davalılar vekilince 15.541,01.-TL temliken tescil bedeli olarak dosyamıza nakit olarak depo edilmiştir. Araklı Belediye Başkanlığına tecavüzlü alanın ifrazının mümkün olup olmadığı hususunda fen bilirkişi raporu ve kroki ekli müzekkere yazılmış, ifrazının mümkün olduğu dosyamıza bildirilmiştir....

          TMK’nın 725. maddesinde bu kuralın istisnalarından birisi düzenlenmiş, böylece muhdesatla arasındaki bağlantı kesilmiş bina sahibine bazı koşulların oluşması halinde ayrılmaz parça niteliğindeki taşkın yapı için üzerinde bulunduğu taşınmaza malik olabilme olanağı tanınmıştır. Bunun için, tapuya kayıtlı özel mülkiyete konu bir taşınmaz üzerinde, temelli kalması amacıyla yapılan binanın ayrılmaz parçası yine tapuda kayıtlı üçüncü kişiye ait taşınmaza taşkın yapılmış olmalıdır. Taşkın inşaata konu yapı iki komşu taşınmazı fiilen birleştirmekte, ekonomik bir bütünlük oluşturmaktadır. Bu özelliğinden dolayı taşkın yapıya dayanan temliken tescil isteği taşınmaza bağlı kişisel hak niteliğindedir. Taşılan arazi malikinin devir borcu eşyaya bağlı bir borç olduğundan inşaat maliki hakkını taşılan arazinin her malikine karşı kullanabilir. Yeni malikler de Türk Medeni Kanununun 725. maddesinde belirtilen haklardan yararlanabilecekleri gibi borçlardan da sorumlu olur....

          Bunun için: 1- Tapuya kayıtlı özel mülkiyete konu bir taşınmaz üzerinde, temelli kalması amacıyla yapılan binanın ayrılmaz parçası yine tapuda kayıtlı üçüncü kişiye ait taşınmaza taşkın yapılmış olmalıdır. 2- Taşkın inşaat, taşkın yapı ile iki komşu taşınmazı fiilen birleştirmekte, ekonomik bir bütünlük oluşturmaktadır. Bu özelliğinden dolayı taşkın yapıya dayanan temliken tescil isteği taşınmaza bağlı kişisel hak niteliğindedir. Taşılan arazi malikinin devir borcu eşyaya bağlı bir borç olduğundan inşaat maliki hakkını taşılan arazinin her malikine karşı kullanabilir....

          Öyle ise; mahkemece temliken tescil isteminin reddine karar verilmesinde ve taşkın binanın kaim bedelinin ödenmesi suretiyle elatmanın önlenmesi ile yıkıma hükmedilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yok ise de; mahkemece "binanın taşkın kısımlarının yıkımının, binanın tamamının yıkımına neden olup olmayacağı" kuşkuya yer bırakmayacak biçimde ortaya konulmadığı gibi, taşkın kısımların yapı değeri de, taşkın kısım miktarı itibariyle hatalı hesaplanıp, usulüne uygun olarak tespitedilmemiştir....

            UYAP Entegrasyonu