"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 05.07.2012 gününde verilen dilekçe ile birinci kademede elatmanın önlenmesi, ikinci kademede taşkın yapı nedeniyle tazminat ve ecrimisil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın taşkın yapı nedeniyle tazminat ve ecrimisil yönünden kabulüne dair verilen 20.10.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, birinci kademede elatmanın önlenmesi ve kal ikinci kademede taşkın yapı nedeniyle tazminat ve ecrimisil istemine ilişkindir....
belirttiğini, ancak tanığın beyanlarının tutanağa yanlış geçirildiğini, tam olarak ne anlatmak istediğinin tutanağa geçirilemediğini, taşkın inşaattan sonra davalılarla bir araya gelindiğini, hepsinin taşkın inşaat nedeniyle belli bir ücret istediklerini, teklif edilen paranın davalılardan T10 dışında diğerlerinin kabul ettiğini, T10'ın sadece taşınmaz devrine engel olması nedeniyle davayı açtığını, davalıların dosya kapsamında bulunan beyanlarına bakıldığında hiç kimsenin davayı kabul etmediğinin görülmediğini, bütün davalıların, taşınmazın kullanılamaz, fayda sağlanamaz durumda olduğunu, taşınmazın ifrazının mümkün olmadığını, taşkın inşaat sonrası kalan kısmın da kullanılamaz durumda olduğunu ve taşınmazın işgali sebebiyle uğranılan zararının giderilmesini talep ettiklerini, davalıların hiçbir şekilde davacının taşkın inşaat nedeniyle kötü niyetli olduğunu veya davanın reddi gerektiği yönünde bir talepte bulunmadıkların görüldüğünü, eğer taşkın inşaat nedeniyle davacının kötü niyetli...
Yapı maliki kendisinden beklenen bütün dikkat ve özeni göstermesine rağmen çap sınırını aştığını bilmiyor veya bilecek durumda değilse, ya da sınırı aşmasında yasaca korunabilecek bir neden varsa bütün bunlar taşkın yapı malikinin iyiniyetli olduğunu gösterir. Diğer taraftan, kural olarak iyiniyetin ispatı 14.02.1951 tarih 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca taşkın yapı malikine ait ise de, iyi niyet iddiası ve aksinin savunulması def’i olmayıp itiraz niteliği taşıdığından ve kamu düzeni ile ilgisi nedeniyle mahkemece re’sen gözetilmelidir....
Somut olayda, dosya kapsamından; 9287 ve 9288 parsellerin önceden bir bütün iken 1980 yılında ifraz edildiği, 9287 parsel üzerindeki yapı ile bunun 9288 parsele taşan kısmı üzerindeki binanın 1995 yılında inşa edildiği, başka bir anlatımla, yapının taraflara ait taşınmazlar ifraz edilerek ayrı ayrı çaplara bağlandıktan sonra inşa edildiği görülmektedir. Taşınmazlar çapa bağlandıktan sonra taşkın yapı sahibi iyiniyet iddiasında bulunamayacağından yapı sahibi davacıların isteminin reddi gerekirken hüküm altına alınması yasaya aykırı olmuştur. Kabul şekline göre de; yapı sahibi davacıya ait binanın imar mevzuatına aykırı olması nedeniyle yetkili merci olan belediyece yıkımına karar verildiği, bu gibi imar mevzuatına aykırı yapılar nedeniyle maliklerine irtifak hakkı tesisinin yasalara aykırılığın mahkeme kararı ile devamı anlamına geleceği gözden kaçırılarak istemin hüküm altına alınması da doğru değildir. Karar açıklanan nedenlerle bozulmalıdır....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2023/842 KARAR NO : 2023/780 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : GÜNDOĞMUŞ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 13/12/2022 NUMARASI : 2018/44- 2022/39 DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Taşkın Bina Yapımı Nedeniyle) KARAR : Taraflar arasında görülen taşkın bina yapımı nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkin açılan dava hakkında kurulan hükmün istinaf incelenmesi davalı/karşı davacılar vekili Av. T4 tarafından istenilmekle dosya incelendi; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Asıl davanın davacısı-karşı davalısı T1 vekili Av....
Görüldüğü üzere taşkın yapının korunmasındaki bireysel ve kamusal yarar nedeniyle “üst toprağa bağlıdır” kuralına ayrıcalık getirilmiş taşkın yapı malikinin komşu taşınmazda inşaat veya irtifak hakkı gibi ayni bir hakkının bulunması hâlinde taşan kısım, taşılan taşınmazın değil, ana yapının bulunduğu taşınmazın tamamlayıcı parçası (mütemmim cüz’ü) sayılmıştır. Hemen belirtmek gerekir ki taşkın yapıdan inşaat ve imalattan kasıt, taşınmaza sıkı ve devamlı surette bağlı olan esaslı yapılardır. Diğer bir söyleyişle taşan yapının tamamlayıcı parça (mütemmim cüz) niteliğinde olması gerekir. Onun, taşınmazın altında veya üstünde yapılması zeminde veya üstten sınırı aşması, arasında madde hükmünü uygulaması açısından hiçbir fark yoktur. Taşkın inşaat, taşkın yapı ile iki komşu taşınmazı fiilen birleştirmekte, ekonomik bir bütünlük oluşturmaktadır. Bu özelliğinden dolayı taşkın yapıya dayanan temliken tescil isteği taşınmaza bağlı kişisel hak niteliğindedir....
K A R A R Davacı vekili, vekil edeninin ........ köyünde bulunan taşınmazına, komşu 16 ve 18 parsel malikine ait davalı yapıların tecavüz ettiğini, tecavüzlü kısım için davalı ile anlaşma olmadığını, şimdiye kadar bir bedel ödemediğinden anılan taşkın tecavüzlü kısmın kal-i ile 500,00-TL ecrimisil değerinin tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili haksız bir tecüvüz olmadığını, tecavüz var ise taşınmazların bulunduğu sahada ........ kaymasından kaynaklanan bir durum söz kosunu olduğunu belirterek davanın reddini savunmuş ve TMK'nin 725. maddesine göre, temliken tescil talebinde bulunmuştur. Mahkemece, bozmadan önce taşkın yapı nedeniyle tescil talebinin savunma yolu ile ileri sürülemeyeceği gerekçesi ile taşkın yapı ve tecavüzlerin men ve kal'ine, ecrimisil isteminin reddine karar verilmiş, davalı vekili temliken tescil talepleri olduğu halde değerlendirilmeden karar verildiği gerekçesi ile kararı temyiz etmiş, Yargıtay 1....
Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: KA R A R Davacı, 1960 yılında belediyeden alınan ruhsata dayanarak yaptığı binanın bulunduğu taşınmazın imar uygulamasıyla paylı hale gelerek ortaklığın giderilmesi davası sonucunda davalıya satıldığını, taşkın yapı nedeniyle taşınmazın adına tescili gerektiğini ileri sürerek, taşkın taşınmazlarının bulunduğu alanın adına tescilini istemiştir. Davalı, davacının iyiniyetli olmadığını, yapıların temelsiz yapı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, Türk Medeni Kanununun 725. maddesine dayalı tapu iptali tescil isteğine ilişkindir....
Böyle bir irtifak hakkı yoksa zarar gören malik taşmayı öğrendiği tarihten başlayarak onbeş gün içinde itiraz etmediği, aynı zamanda durum ve koşullar da haklı gösterdiği takdirde, taşkın yapıyı iyi niyetle yapan kimse, uygun bir bedel karşılığında taşan kısım için bir irtifak hakkı kurulmasını veya bu kısmın bulunduğu arazi parçasının mülkiyetinin kendisine devrini isteyebilir" şeklindedir. Böylece, muhdesatla arasındaki bağlantı kesilmiş bina sahibine aşağıdaki koşulların oluşması halinde ayrılmaz parça niteliğindeki taşkın yapı için üzerinde bulunduğu taşınmaza malik olabilme olanağı tanınmıştır. Bunun için: 1-Tapuya kayıtlı özel mülkiyete konu bir taşınmaz üzerinde, temelli kalması amacıyla yapılan binanın ayrılmaz parçası yine tapuda kayıtlı üçüncü kişiye ait taşınmaza taşkın yapılmış olmalıdır. 2- Taşkın inşaat, taşkın yapı ile iki komşu taşınmazı fiilen birleştirmekte, ekonomik bir bütünlük oluşturmaktadır....
Davalı taşınmaz malikinin, taşkın yapıya ıttıladan itibaren onbeş gün içerisinde itiraz etmemiş olması davacıyı kendiliğinden "iyi inançlı levazım sahibi" durumuna getirmez. Yasak koyucu, anılan süre ile taşkın yapı sahibinin iyiniyet iddiasını önlemek için arsa malikine bir olanak sağlamıştır. Bu olanağın kullanılmamış olması mülkiyet hakkından kaynaklanan hak ve yetkilerin kullanmasını engellemeyeceği gibi taşkın yapı sahibi yararına da bir sonuç doğurmaz. Taşkın yapıya ilişkin kuralların uygulanabilmesi için ayrıca; yapılan yapının sürekli kalıcı biçimde yapılmış olması ve ana yapıyla arasında sıkı bir bağlantının bulunması gerekir. Uyuşmazlığa konu olayda soğutma kuleleri olarak nitelendirilen tesisin, sürekli kalıcı biçimde yapılmış bir yapı olduğu ve ana yapıyla arasında sıkı bir bağlantı bulunduğu kanıtlanmadığı gibi kaldırılması halinde fahiş bir zararın doğacağından söz etmeye de olanak yoktur....