Mahkemece davalıların tüm mal varlıklarının kaydı üzerine ihtiyati haciz konulmasının ardından davalılar vekili, müvekkillerinin tüm mal varlıkları üzerine ihtiyati haciz konulmasının haksız ve yersiz olduğunu, müvekkillerinini sadece bir kaç taşınmazı üzerine dahi ihtiyati haciz konulması halinde borcu fazlası ile karşılamaya yettiğini, mahkemece aşkın haciz uygulandığını, bazı taşınmazla üzerindeki ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep ederek anılan karara itiraz etmiştir. Davalıların bu talebi İcra İflas Kanunun 265. maddesinde düzenlenen ihtiyati haczin kaldırılması talebine ilişkin olup, ihtiyati haciz kararına yapılan itirazları incelemeye, ihtiyati haczin kaldırılması talebini görmeye görevli mahkeme ihtiyati hacze karar veren mahkemedir. Bu nedenle mahkemece, görevsizlik nedeniyle ihtiyati haczin kaldırılması isteminin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince; ''İncelenen Mahkememiz dosyası kapsamı ve bilirkişi raporu doğrultusunda; davacının ekonomik ve sosyal durumuna göre daha mütavazi bir semtte 160.000,00- TL civarında bir evde aynı şartlarda yaşayabileceği, belirlenen değerine göre mevcut evin borçlu haline münasip durumun üstünde değere sahip olduğu, davacı tarafın haczin kaldırılması talebinin yerinde olmadığı anlaşılmakla, davanın kısmen kabul ve kısmen reddi ile haczin kaldırılması talebinin reddine, davaya konu taşınmazın üzerinde davacıya ait hissenin 350.000,00- TL'den düşük bedelle satılmamasına, satış bedelinden davacının haline münasip alacağı evin bedeli olan, 160.000,00- TL'nin öncelikle davacı borçluya ödendikten sonra kalan miktar olursa alacaklı tarafa ödenmesine'' karar verildiği görülmüştür....
Devlet Su İşleri Umum Müdürlüğü Teşkilat ve Vazifeleri Hakkında Kanun'un 2.maddesinin (a) fıkrasında taşkın sular ve sellere karşı koruyucu tesisler meydana getirme Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü'nün görevleri arasında sayılmıştır....
Ancak ihtiyati haczin kaldırılması talebinin reddi isabetli olduğundan hükmün onanması gerektiği görüşündeyiz....
arsa malikinin uğrayacağı zarar ile taşkın yapı malikinin elde edeceği yarar arasında aşırı bir farkın olmadığını, bu yönüyle talebin kabulünün makul ve hukuki olduğunu, taşkın yapı maliki müvekkilinin, uygun bir bedel ödemesi karşılığında, taşkın kısmın mülkiyetinin kendine verilmesi talebinin hukuka uygun olup yerel mahkemece kabulü veya en azından müvekkili yönünden taşkın kısım yönünden taşınmaz üzerine bir irtifak hakkı kurulması gerektiğini belirterek; istinaf taleplerinin kabulü ile, yerel mahkeme kararının kaldırılması, yeniden yargılama sonucu davanın kabulüne karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yolu başvurusunda bulunmuştur....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2006/134 E. sayılı dosyasında verilen karar ile taşınmazın tapu kaydının iptali ile satış vaadi alacaklısı ... adına tesciline karar verildiğini ve taşınmazın adı geçen tarafından şikayetçiye satıldığını, taşınmaz satış vaadi şerhinden sonra 5 yıl içinde ... tarafından dava açıldığından haczin sonuç doğurmayacağını ileri sürerek, taşınmaza konulan haczin kaldırılmasını talep ettiği, ilk derece mahkemesince, tapu iptal ve tescil davası sonucu taşınmazı edinen 3. kişinin haczin kaldırılması için genel mahkemeye başvurması gerektiğinden bahisle istemin görev nedeniyle dava şartı yokluğundan reddine karar verildiği, kararın şikayetçi tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi’nce istinaf başvurusunun esastan reddine hükmedildiği, kararın şikayetçi 3. kişice temyiz edildiği anlaşılmaktadır. İİK'nun 4. maddesi gereğince icra mahkemesi, icra müdürlüğü işlemine karşı yapılan şikayetlerle itirazları incelemeye görevlidir....
Sayılı ve 17.07.2014 tarihli kararı ile taşınmazın borçlu adına olan tapusunun iptaline ve şikayetçi 3. kişi adına tapuya tesciline karar verildiği ve anılan bu kararın da kesinleştiğini, taşınmazın tapuda 3. kişi adına tescil edildiğini; tapudaki haciz ve borç ilişkisinin 3. kişi ile ilgili olmadığını, hacizlerin İİK'nun 106-110. madde gereğince düştüğünü; açıklanan nedenlerle haczin kaldırılması için yaptıkları başvurunun icra müdürlüğünce, takibin henüz ihtiyati haciz safhasında olup kesinleşmediği, tesçil kararının hacizden sonra verilip kesinleştiği ve 3. kişinin haczin kaldırılması isteminin genel mahkemede açılacak davada tartışılabileceği belirtilip reddedildiğini beyanla hacizlerin fekkine ve şikayete konu ret kararının iptaline karar verilmesini istediği; mahkemece dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda şikayetin dava şartı yokluğu nedeni ile HUMK'nun 115/2. maddesi uyarınca usulden reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Somut olayda, .......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Haczin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Evli olan davacılar, "aile konutu" olarak özgülenen davacılardan ... adına kayıtlı olan taşınmazın, davalı şirket tarafından yapılan icra takibi sebebiyle haczedildiğini, bu konut dışında başka ev ya da arsalarının bulunmadığını, aslında takip alacaklısı davalı şirketin davacılardan ...'dan gerçek bir alacağının da mevcut olmadığını, ekonomik krize giren davalı şirketin, borçlarını ödeyemediğinde güven ilişkisine dayalı olarak muvazaalı borçlandığını ileri sürerek İcra İflas Kanununun 92. maddesine dayanarak aile konutu üzerindeki haczin kaldırılmasını istemişlerdir. Olayları açıklamak taraflara, hukuki vasıflandırma hakime aittir (HMK m. 33)....
O halde, mahkemece şikayetin süreden reddi gerekirken, işin esası incelenerek şikayetin kabulü ile haczin kaldırılması yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, taşınmaz üzerindeki haciz işleminin iptaline ve haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde,konusuz kalmış olması nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir. Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. K A R A R Dava, davacının davalı kuruma borçlu olmadığının tespiti ile davacı şirket adına kayıtlı taşınmaz üzerine davalı Kurum tarafından konulan haczin kaldırılması talebine ilişkindir....