Davacı borçlu istinaf başvuru dilekçesinde özetle, çiftçilik yaptığını ve haczedilen 34 XX 184 plaka sayılı aracını bu amaçla kullandığını, aracını yetiştirdiği hayvanları hayvan pazarına ve kasaba götürmek için kullandığını, mahkemenin belirttiği hususlarda araştırma yapmadığını belirterek istinaf isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, şikayetin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Urla İcra Müdürlüğünün 2019/1178 Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde, davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine ilamlı icra takibine başlandığı, icra emrinin borçluya 02.12.2019 tarihinde tebliğ edildiği ve takibin kesinleşmesi üzerine borçlu adına kayıtlı 34 XX 184 plaka sayılı araç kaydı üzerine haciz konulduğu, hacze ilişkin 103 davetiyesinin borçluya 04.07.2020 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür. İİK'nun 82. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tâbi olup, bu süre öğrenme tarihinden başlar....
İcra Müdürlüğü'nün 2019/8286 Esas sayılı dosyasından müvekkilinin eşi Süleyman Keleş aleyhine başlatılan icra takibinde, müvekkilinin yaşadığı evin üzerine haciz uygulandığını, haciz konulan evin tapu kaydında aile konutu şerhi bulunduğunu, müvekkilinin başka meskeni olmayıp ailesiyle birlikte haciz konulan evde ikamet ettiğini, Anayasa Mahkemesi'nin 12.12.2019 tarih ve 2016/10454 esas sayılı kararında, eşin haczedilmezlik şikayetinde bulunabileceğinin kabul edildiğini, evin İİK'nun 82/12. maddesi gereğince haline münasip mesken niteliğinde olduğunu belirterek haczin kaldırılmasına ve satışın iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili banaka tarafından borçlunun eşi aleyhine Konya 10....
İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan icra takibinde haciz safhası olmadığından, bir diğer anlatımla şikayete konu olabilecek haciz bulunmadığından, haczedilmezlik (meskeniyet) şikayetinin reddi gerekir. Açıklanan nedenlerle mahkeme kararının gerekçesi haczedilmezlik şikayeti yönünden düzeltilerek, şikayetin reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
GEREKÇE; Şikayet, kıymet takdirine itiraz ve İİK.nın 82/1- 12.maddesi kapsamında meskeniyet iddiasına dayalı haczin kaldırılması talebine ilişkin olup davacı yalnızca meskeniyet şikayeti yönünden ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf talebinde bulunmuştur. T3 tarafından borçlu T1 hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip başlatıldığı, icra emrinin tebliğ edildiği, takibin kesinleşmesi üzerine borçlu adına kayıtlı Adana ili Çukurova ilçesi 6482 ada 11 parselde kayıtlı B Blok 4. Kat 8 nolu bağımsız bölümde kayıtlı taşınmazın satışa esas olmak üzere kıymet takdirinin yapıldığı görülmüştür. İİK'nun 82/1- 12. maddesinde yer alan borçlunun haline uygun meskeninin haczedilemeyeceğine ilişkin haczedilmezlik şikayeti, haciz yoluyla yapılan takipler hakkında uygulanır. İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan icra takibinde haciz safhası olmadığından, bir diğer anlatımla haciz bulunmadığından, haczedilmezlik (meskeniyet) şikayetinde bulunma olanağı yoktur....
Cumhuriyet Bulvarı No:73/4 Mersin adresine 28/11/2019 tarihinde hacze gidildiği ve talep üzerine bir kısım menkullerin haczedilerek şirket çalışanı Turgay DURAK'a yediemin olarak teslim edildiği, menkuller üzerinde istihkak iddiasında bulunulduğu, davacı 3.kişi tarafından yasal süresi içerisinde 04/12/2019 tarihinde haczedilmezlik şikayeti yapılarak haczin kaldırılmasına ilişkin dava açıldığı anlaşılmıştır. İstanbul 4. İcra Müdürlüğünün 2018/7842 esas sayılı dosyasının incelenmesinde ; alacaklı Yapı Kredi Finansal Kiralama Anonim Ortaklığı vekili tarafından borçlular Timuçin Devrim Yalı, Hüseyin Arslan ve Mahmut Arslan aleyhine ilamsız takip başlatıldığı, icra dosyasından borçlu Hüseyin Arslan'ın adresinde haciz işlemi yapılması hususunda Mersin İcra Müdürlüğüne talimat yazıldığı, talimat dosyasından şikayete konu 28/11/2019 tarihinde haciz işlemi yapıldığı anlaşılmıştır....
İcra Müdürlüğü 2019/1518 Talimat dosyasından müvekkili kurumda yapılan 10.12.2019 tarihli haciz ve muhafaza işlemleri sırasında; haciz işlemlerini yürüten memura, 7141 Sayılı Kanun ve 5582 Sayılı Kanunun ilgili maddeleri ibraz edildiği ayrıca açıkça kendisine haciz ve muhafaza işlemlerinin eğitim-öğretim dönemi içerisinde yapılamayacağı belirtildiği halde, itirazlarının dikkate alınmadan haciz ve muhafaza işlemlerine devam edilmiş, salt kuruma ve öğrencilere zarar vermek amacıyla kötüniyetle hareket edilerek kişisel veriler içeren 1 adet Acer marka laptop dahi muhafaza edildiğini, hatta verilerin yedeklenmesine dahi müsaade edilmemesi, tamamen öğrencilerin mağdur edilmesine odaklanılması ve müvekkili kurum yöneticilerine öğrenciler üzeriden şantaj ve baskı yapılarak alakası olmayan bir borca kabule zorlaması davalının açıkça kötüniyetinin göstergesi olduğunu, yapılan haciz ve muhafaza işlemlerinin, 7141 sayılı kanun ile İKK 362/a maddesinde yapılan değişiklik gereğince açıkça kanun hükmüne...
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Usul ve yasaya aykırı kararın kaldırılması gerektiği müvekkili şirketin hacze karşı pek tabiki istihkak iddiasında bulunmuşsa da öncelikle şikayetin değerlendirilmesi gerektiği haczedilmezlik şikayetinin yalnız borçlu tarafından yapılabileceği gibi bir düzenleme yahut karar kötü niyetli kişilerce borcun muhattabı olmayan iyi niyetli 3. Kişilere karşı hiçbir ilgilisinin bulunmadığı dosyalarda haciz uygulanmasının ticari faaliyetlerini sekteye uğraması hatta ticari hayatlarının sona ermesinin dahi önünü açabileceğini haksız şeklide haciz işlemine maruz kalan haciz caiz olmayan mallarına haciz konulan iyi niyetli 3. Kişilerin bu duruma ivedilikle çözüm üretilmesi için nereye başvuracağını düzenlemediğini, anayasa ile koruma altına alınmış mülkiyet hakkının açıkça ihlalini oluşturduğu davanın istinafen kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Uyuşmazlık; Haczedilmezlik şikayetinden ibarettir....
itiraz ve haczedilmezlik şikayetinin süre aşımından reddine karar verilmiştir....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;hacizde tertip ilkesi kapsamında borçlunun mevduatı üzerindeki hacizlerin satımı ve paraya çevrilmesi daha kolay olduğundan taşınmaz mallar üzerindeki haczin mevcudiyeti ileri sürülerek haciz talebinin reddinin usul ve yasaya uygun olmadığı, çünkü mevduat üzerine haciz konulması halinde alacaklı alacağını daha hızlı ve daha kolay şekilde tahsil edebileceği, oysa ki taşınmaz üzerinde bulunan haciz nedeniyle alacaklının satış talebi, kıymet taktiri, ihale, ihalenin feshi vb. aşamalarla uğraşmak zoruna kalacağı, bu husus hem dosyada fazla ve gereksiz masraf yapılmasını gerektirecek hem de alacaklının alacağını geç almasına sebebiyet vereceği, icra müdürlüğünün, alacaklının talebi ile borçluya ait malvarlığı üzerine haciz koymak zorunda olduğu, ancak borçlunun, haczedilmezlik şikayeti ya da taşkın haciz şikayeti ile icra mahkemesine başvurabileceği, bu konuda ispat yükünün ise borçluya düşmekte olduğu...
Bu maddeye dayalı haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakkı borçlunun şahsına sıkı sıkıya bağlıdır. Bir başka ifadeyle,meskeniyet şikayeti, şahsi hak niteliğinde olup; iddiada bulunan kişinin ihtiyacı ve haczedilen meskenin bu şahsın haline münasip olup olmadığı araştırılarak sonuçlandırılması gerekir. Bu nedenle, haczedilmezlik şikayetinin incelenmesi sırasında şikayetçi borçlunun ölümü halinde mirasçılarının yargılamayı sürdürmeleri mümkün değildir. Öte yandan, borçlunun ölümü ile İİK'nun 53. maddesi uyarınca; alacaklı tarafından takibin mirasçılara yöneltilmesi ve bu konuda muhtıra tebliğinden sonra, mirasçılar haczin kendilerine tebliğ tarihinden ya da öğrenmeleri halinde bu tarihten itibaren İİK'nun 16/1. maddesinde ön görülen yasal yedi günlük sürede İİK'nun 82/12. maddesi uyarınca kendileri adına haczedilmezlik şikayetinde bulunabileceklerdir....