ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPUSUZ TAŞINMAZ TESCİLİ Taraflar arasındaki davadan dolayı ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinden verilen 30.12.2019 tarihli ve 2018/2200 Esas - 2019/1494 Karar sayılı kararın, Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya tetkik olunarak gereği düşünüldü. -KARAR- Davacı M.. A..’in Bölge Adliye Mahkemesi kararından önce 16.11.2018 tarihinde öldüğü, alınan nüfus kayıt örneğinden çocuklarını mirasçı olarak bıraktığı, ne var ki 30.12.2019 tarihinde verilen kararın davacı vekili olarak Av. ...’a tebliğ edildiği görülmektedir. Ölümle vekalet ilişkisi son bulduğundan, M.. A.. mirasçıları tarafından davacı vekiline verilen bir vekaletname var ise ilgililerinden temini ile dosyaya eklenmesi, yoksa 30.12.2019 tarihinde verilen kararın mirasçılara tebliği ile temyiz sürelerinin beklenilmesi ve ondan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın gönderilmesi gerekir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPUSUZ TAŞINMAZ TESCİLİ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Dava konusu taşınmaz 1950 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında ziraata elverişsiz arazi vasfı ile tescil harici bırakılmıştır. Davacı ... dava konusu taşınmazı 20-25 senedir kullandığı, imar-ihya ettiği iddiasıyla adına tescili talebi ile dava açmıştır. Davalı Hazine, dava konusu taşınmazın Hazine adına tescilini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacı ...'ın davasının reddine, hükme dayanak yapılan fen bilirkişisi raporunda (A) ile gösterilen 934,36 metrekare ve (B) ile gösterilen 7.748 metrekare yüzölçümlü taşınmaz bölümlerinin Hazine adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı olarak arsa sahibinden alındığı anlaşılan konut için tazminat istemine ilişkindir. 4077 Sayılı Yasada değişiklik yapan 4822 Sayılı Yasanın 3/f maddesinde satıcı: "kamu tüzel kişiler de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişiler" olarak tanımlanmış, 3/c maddesinde ise KONUT VE TATİL AMAÇLI TAŞINMAZ MAL SATIŞLARI DA tüketici yasa kapsamına almıştır. Somut olayda; davalının yüklenici olmayıp arsa sahibi olduğu, yüklenicinin davada taraf olmadığı, konut satan kişinin bu işi profosyonelce meslek edinen kişi konumunda bulunmadığı anlaşılmakla 4077 sayılı Yasa kapsamında değerlendirilemeyecek uyuşmazlığın, genel hükümlere göre görülüp sonuçlandırılması gerekir....
Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, konut satış sözleşmesinin feshi ile birlikte ödenen paranın davalıdan alınması istemine ilişkindir. 4077 Sayılı Yasada değişiklik yapan 4822 Sayılı Yasanın 3/f maddesinde satıcı: "kamu tüzel kişiler de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişiler" olarak tanımlanmış, 3/c maddesinde ise KONUT VE TATİL AMAÇLI TAŞINMAZ MAL SATIŞLARI DA tüketici yasa kapsamına almıştır. Somut olayda; davalının yüklenici olmayıp arsa sahibi olduğu, yüklenicinin davada taraf olmadığı, konut satan kişinin bu işi profosyonelce meslek edinen kişi konumunda bulunmadığı anlaşılmakla 4077 sayılı Yasa kapsamında değerlendirilemeyecek uyuşmazlığın, genel hükümlere göre görülüp sonuçlandırılması gerekir....
HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPUSUZ TAŞINMAZ TESCİLİ Taraflar arasındaki davadan dolayı İzmir Bölge Adliye Mahkemesinden verilen 29/12/2021 tarihli ve 2021/593 Esas - 2021/1432 Karar sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmiş olmakla, dosya tetkik olunarak gereği düşünüldü. -KARAR- Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362. maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366. maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir. Dosya içeriğine göre, hüküm altına alınan ve temyize konu edilen toplam miktar 59.882,40 TL olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 78.630,00 TL’nin altında kalmaktadır....
Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, satın alınan konutta kalitesiz malzeme kullanılması nedeniyle duvarlarda oluşan nemin eve zarar vermesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. 4077 Sayılı Yasada değişiklik yapan 4822 Sayılı Yasa'nın 3/f maddesinde; satıcı "kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişiler" olarak tanımlanmış, 3/c maddesinde ise “KONUT VE TATİL AMAÇLI TAŞINMAZ MAL SATIŞLARI DA” Tüketici Yasası kapsamına alındığı anlaşılmıştır. Somut olayda; davalının arsa sahibi (konut sahibi) olup, yüklenici konumunda olmadığı, konut satan kişinin de bu işi profesyonelce meslek edinen kişi olmadığı anlaşılmakla 4077 Sayılı Yasa kapsamında değerlendirilemeyecek olan uyuşmazlığın genel hükümlere göre görülüp sonuçlandırılması gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPUSUZ TAŞINMAZ TESCİLİ Taraflar arasındaki davadan dolayı Urla Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 22.12.2009 gün ve 2009/58 esas 2009/525 karar sayılı hükmün onanmasına ilişkin olan 04.10.2010 gün ve 10162-9773 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davalı tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dava, 29.01.2009 günlü dilekçe ile 8.000.-YTL. değer gösterilerek açılmış ve bu değer üzerinden 22.12.2009 tarihinde nihai karara bağlanmış ve hüküm Dairece 04.10.2010 tarihinde onanmıştır. Bilindiği üzere 1086 Sayılı HUMK.nun 440/III-1 maddesi 21.7.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5219 Sayılı Kanun ile değiştirilmiş, ayrıca 01.4.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5236 Sayılı Kanunun 19. maddesi ile HUMK.'...
Davalı ... vekili, zilyetliğin tespitine ilişkin talebin tefrik edilmesini ve görevli Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesi gerektiğini, müvekkili tarafından açılan zilyetliğinin tespiti davası temyiz aşamasında olduğundan eldeki davanın derdestlik nedeniyle reddi gerektiğini, davanın süresinde açılmadığını, satış işleminin muvazaalı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre davacı tarafından muvazaalı senedin iptali için tespit davası açılmış ise de eda davası açılabilecek durumda tespit davası açılmayacağından ve davacı vekili aşamalardaki beyanlarında zilyetliğin tespitine yönelik bir talepleri olmadığını açıkça beyan ettiğinden davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın davacı ... tarafından 01.8.1962 tarihli senet ile satın alındığı ve taşınmazın zilyetliğinin davacıya devredildiği, davalının zilyetliğinin fer'i nitelikte bulunduğu ve davacı yararına zilyetlikle kazanım koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de; yapılan değerlendirme ve varılan sonuç dosya kapsamına uygun değildir. Keşif sırasında dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarına göre çekişmeli 805 parsel sayılı taşınmazın 1962 yılından itibaren ölünceye kadar davalılar murisi ... tarafından kullanıldığı sabittir. Tapusuz taşınmazlar menkul mal hükmünde olduklarından, mülkiyetin nakli için zilyetliğin devri zorunlu bulunduğu ve zilyetliğin davacıya devredildiği, davalının zilyetliğinin ise fer'i nitelikte bulunduğu satın alma iddiasına dayanan davacı tarafça her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı deliller ile ispat edilememiştir....
Yapılacak keşif sırasında tespite esas olan aynı zamanda davalı tarafın da dayandığı tapu kaydının hudutları, komşu tüm parseller ve tapu kaydının gayri sabit sınırlı olup miktarından fazla yere revizyon gördüğü göz önüne alınarak sabit sınır olan "..." sınırı yerel bilirkişiler aracılığı ile tespit edilerek tapu kaydı taşınmaza sabit sınırdan başlanarak yöntemince uygulanmalı, tapu kayıdının çekişmeli taşınmazı ve revizyon gördüğü diğer taşınmazları kapsayıp kapsamadığı ve kapsamının neresi olduğu belirlenmeye çalışılmalı, gerektiğinde toprak tevzi sırasında çekişmeli taşınmaza uygulanan ... 1281 tarih ve 186 sıra tapu kaydının tüm tedavülleri ve varsa revizyon gördüğü parsellerin tutanakları getirtilerek taşınmaza uygulanmalı, yerel bilirkişiler tarafından zeminde gösterilemeyen hudutların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı, davacının zilyetliğinin malik sıfatıyla asli zilyetlik mi olduğu yoksa davalı tarafın rızasına dayalı olarak mı taşınmazı kullandığı tereddüte...