"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlığın bir bölümünün davalıdan 5 yıllığına kiralanan ancak davalının eylemleri sonucu zorla tahliye olunan yere yapılan lüzumlu masrafların sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre tahsiline ilişkin olmasına göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay Yasası’nın 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'ne aittir. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine 04/09/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Uyuşmazlık konusu olayda olduğu gibi; dava tarihinden çok önce yapılan imalatlar nedeniyle sebepsiz zenginleşme borçlusunun (davalıların) bu imalatın yapıldığı tarihte ekonomik açıdan zenginleştiği, yapanın ise o anda fakirleştiği kabul edilemez. Sebepsiz zenginleşme nedeniyle iade isteminde bulunabilmek için bir tarafın mal varlığının diğer tarafın mal varlığı aleyhine çoğalması gerekir. Bu azalma ve çoğalma dava konusu taşınmazda davacının payının satılması sonucunda el çektirildiği tarihte gerçekleşir. Bu durumda, imalatın davacı tarafından yapılan kısmın tespiti ile davacı tarafından iade edildiği tarih itibariyle davalıların sebepsiz zenginleşme miktarının belirlenmesi konusunda inceleme yapılarak, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, mahkemece, belirtilen konularda yeterli araştırma yapılmadan yazılı şekilde hükmü kurulması doğru görülmemiştir....
Mahkemece; arz üzerindeki bütünleyici parçaların arzın mülkiyetine tabi olduğu, bu nedenle tapu iptal ve tescil talebinin mümkün olmadığı belirtilerek bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, yapılan faydalı ve zorunlu masrafların ise dava tarihindeki değeri olan 24.805 TL'nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir. Karar bir kısım davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Sebepsiz zenginleşmede bir tarafın mal varlığının diğer tarafın malvarlığı aleyhinde çoğalması gerekir. Yani zenginleşme fakirleşmenin karşılığı olmalıdır. Başka bir anlatımla aralarında illiyet bağı bulunmalıdır. İade borcunun kapsamını belirlemede öncelikle fakirleşme ve zenginleşme zamanının tesbit edilmesi gerekir. Ekonomik yönden zenginleşmenin ve fakirleşmenin, taşınmazın şuyunun satış ücretiyle giderildiği anda gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Davacının, dava açtığı tarihte ortaklığın giderilmesi davası sonuçlanmamış, dava konusu taşınmaz satılıp davacının elinden alınmamıştır....
Sebepsiz zenginleşme, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun genel hükümlerine ilişkin birinci kısmın birinci bölümünde “borç ilişkilerinin kaynakları arasında” ve üçüncü ayırımında 77 ilâ 82. maddeler arasında düzenlenmiştir. Türk Borçlar Kanunu’nun 77. maddesinin 1. fıkrasına göre, haklı bir sebep olmaksızın başkasının malvarlığından veya emeğinden zenginleşen kimse, onu geri vermek zorundadır. Hemen belirtilmelidir ki, sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Türk Borçlar Kanunu’nun konuya ilişkin 77 ve ardından gelen maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir....
Sebepsiz zenginleşme için, bir taraf zenginleşirken diğer tarafın fakirleşmesi, zenginleşme ile fakirleşme arasında nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Sebepsiz zenginleşmeden söz edebilmek için öncelikle, davalının mal varlığında bir çoğalmanın meydana gelmesi gerekir. Bu zenginleşme, mal varlığının artması şeklinde olabileceği gibi, azalmasının önlenmesi şeklinde de olabilir. Zenginleşmenin miktarı istenebilecek alacağın da üst sınırını oluşturur. Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan, tahakkuk etmemiş veya varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hata sonucu verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır....
Daha açık bir deyimle, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, sözleşme hukuku çerçevesinde mi yoksa sebepsiz zenginleşme kurallarına göre mi çözümlenmesi gerektiği, buna bağlı olarak davalının, davacının ihtarıyla temerrüde düşürülmesinin gerekip gerekmediğinin belirlenmesi gerekmektedir. Bilindiği üzere, borç ilişkilerinin kaynakları Borçlar Kanununun genel hükümlerinde birinci bölümde ve üç kesimde gösterilmiştir. Buna göre; sözleşme, haksız eylem ve sebepsiz zenginleşme, borç ilişkilerinin kaynağı olarak düzenlenmiştir. Birinci kesimde, "Akitten Doğan Borçlar, md.1-40"; ikinci kesimde, "Haksız Muamelelerden Doğan Borçlar, md. 41-60"; üçüncü kesimde ise, "Haksız Bir Fiil İle Mal İktisabından Doğan Borçlar, md.61-66" yönünden hüküm konulmuştur. Yerel Mahkeme, gerek bozulan ilk kararında ve gerekse direnme kararında, davanın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiğini kabul etmiştir....
Kural olarak sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Borçlar Kanunu'nun konuya ilişkin 61 ve ardından gelen maddelerindeki (TBK'nun 77 ve ardından gelen maddelerindeki) düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır. Somut olayda; davacıların taşınmazın ortak muristen geldiğini iddia etmesine ve bu yolla taraflar arasında mirasçılık ilişkisi bulunmasına göre dava BK.nun 125. maddesine (6098 sayılı BK.'nun 146. maddesine) göre 10 yıllık zamanaşımına tabidir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/1657 KARAR NO : 2023/365 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : KDZ.EREĞLİ 2.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2020/266 ESAS -2022/120 KARAR DAVA KONUSU : Dava konusu taşınmaza yapıldığı iddia edilen faydalı ve zorunlu masrafların sebepsiz zenginleşme kurallarına göre davalıdan tahsili istemi KARAR : Taraflar arasında görülen dava sonucu ilk derece mahkemesince verilen hükme yönelik, davalı vekilince süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; vekil eden T1 davalı T3 oğlu olduğunu, T3 tarafından ormanlı Köyü Aşağı Mevkii No:15 Kat:2 Kdz....
Davada, davalıya harici satım sözleşmesi gereğince ödendiği iddia olunan bedelin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davalıdan tahsili istenilmiştir. Sebepsiz zenginleşmenin iade borcunun para ile ifa edileceği durumlarda faizin hangi tarihte işlemeye başlayacağı sorunu ile karşılaşılır. Sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre borçludan faiz talep edilebilmesi için zenginleşenin iyiniyetli ya da kötüniyetli olduğuna bakılmadan bir ihtar ile ya da aleyhine bir dava açılmak suretiyle temerrüde düşürülmesi gerekir. Borçlunun temerrüdü, borçluya gönderilen ihtarnamenin tebliğinden veya ihtarnamede ödeme için süre verilmişse bu sürenin bitiminden itibaren oluşur. İade talebinde bulunulmadan temerrüt faizi işlemez....
DELİLLER : Tüm dosya kapsamı DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; taşınmaza yapılan masrafların sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre tahsili istemine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)'nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı; babası davalı T13 adına kayıtlı 119 ada 50 parsel taşınmaz üzerinde bulunan binanın 2....