, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, dava konusu taşınmaz üzerine inşa edilen 4 katlı binadaki dairelerden satıma konu 1,3,6,8 nolu dairelerin hissesi oranında paylara denk gelen 163/326 hissesinin davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı müvekkil adına tesciline, tapu iptali ve tescile karar verilmemesi halinde taşınmazın güncel bedelinin davalıdan faiziyle tahsiline ve satım sözleşmesi gereğince tapu devrini gerçekleştirmeyen ve sözleşmeye aykırı hareket eden davalıdan 200.000,00TL cezai şartın faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir....
Bundan dolayı da taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinin tarafları "vaat alacaklısı" ve "vaat borçlusu" olarak ifade edilmektedir. Öte yandan, taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinde amaç ileride bir taşınmazın satış işleminin yapılmasıdır. Başka bir anlatımla, taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi yapılmakla vaat borçlusu ileride taşınmaz mal mülkiyetini vaat alacaklısına geçirme (yeni bir sözleşme yapma) taahhüdünde bulunur. İleride yapılması taahhüt edilen akit ise taşınmaz mal satımıdır. O yüzden taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri ileride yapılacak taşınmaz satış sözleşmesinin esaslı unsurlarını ihtiva etmelidir. Taşınmaz satım sözleşmesinde objektif bakımdan esaslı nokta olarak tarafların adları veya temsilci ya da vekillerinin kimlikleri,satım konusu taşınmaz ve nitelikleri, semen ve hukuki sebebin resmi şekilde düzenlenecek senette yer alması gerekir. Satış vaadi sözleşmeleri ile ileride yapılacak asıl satım sözleşmesinin kurulması borcu altına girilir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 15/04/2021 NUMARASI : 2018/196 ESAS-2021/89 KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR : Yukarıda esas ve karar numarası yazılı ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi: GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI ÖZETİ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle: Bitlis ili Sarıkum köyünden kain, davalılar adına kayıtlı olan dava konusu taşınmazların davacı müvekkilin babası olan M....
kaynaklı tapu iptali ve tescil davası açıldığı anlaşılmıştır.Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının -------- bölümleri üzerinde ihtiyati tedbir kararı verilmesi ve davacı ile davalı yüklenici arasında akdedilmiş olan düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinin ilgili tapu kütüğüne tescil ve şerhinin işlenmesi talebi ile eldeki davayı açtığı anlaşılmıştır....
Davacı, ticari faaliyetlerinde kullanmak ve depo yapmak için davalılar ...’dan satın aldığı 2835 parsel sayılı taşınmazın, yola cepheli olmadığını ve tapu kaydında 19.332,81 m2 görünüp aslında 9.332,81 m2 büyüklüğünde olduğunu, 2013 yılı içinde depo yapmak için çalışmalara başladığında satılan taşınmazın almak istediği taşınmaz olmadığını öğrendiğini, aşamalardaki beyanında kendisine gösterilen yola cepheli taşınmazın davalılara ait olan 1222 parsel sayılı taşınmaz olduğunu belirterek iradesinin sakatlanması nedeniyle temlik edilen 2835 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davalı tarafa iadesine, ödenen 160.000-Tl satış bedelinin davalılar ... ve ...’dan satış tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle müteselsilen tahsiline, olmadığı taktirde TMK 1007. maddesi gereğince tapu sicilinden kaynaklı maddi hata nedeniyle uğranılan zararın davalı ...’den tahsiline ve satılacağı belirtilen taşınmaz ile satılan taşınmaz arasındaki değer farkından kaynaklı maddi zararın tespiti...
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 30/11/2021 NUMARASI : 2021/83 2021/349 DAVA KONUSU : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR : Taraflar arasındaki Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davası hakkında kurulan hükmün istinaf incelemesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosya incelendi; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkilin 06/07/1993 tarihinde tapu kaydına güvenerek satın aldığı Burdur ili, Merkez ilçeis, Yakaköy Köyü, Güllüdere mevki, 239 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydı, Orman Genel Müdürlüğü tarafından müvekkile karşı açılan Mahkememizin 2007/245 Esas 2009/109 Karar sayılı dava dosyası ile öncesi orman olduğu gerekçesi ile iptal edilmiş ve hazine adına tescil edildiğini, kararın 04/04/2011 tarihinde kesinleştiğini, müvekkil satın aldığı dönemde tapu kaydında hiçbir takyidat, kısıtlama veya orman şerhi gibi şerhler bulunmayan taşınmazın tapu kaydına güvenen müvekkil, taşınmazı dava dışı kayıt maliki Halil Umur'dan...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ -KARAR- Asıl dava, paya vaki elatmanın önlenmesi ve ecrimisil, birleşen dava ise mirastan feragat sözleşmesinden kaynaklı kişisel hakka dayalı iptal tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece asıl davanın kısmen, birleşen davanın ise kabulüne karar verilmiş, hüküm birleşen tapu iptal tescil davasının davacısı ve elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istekli davanın davacıları tarafından 38 parsele hasren temyiz edilmiştir. Verilen karar ve temyiz edenin sıfatına bakılarak 2797 sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 14. Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine 07.03.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil ... ve müşterekleri ile ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Niksar Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 21.10.2011 gün ve 303/407 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacılar tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Davacılar dava dilekçelerinde; miras bırakanları (dedeleri) ... adına 1970 yılında yapılan tapulama çalışmalarından önce yapılan rızai taksim sonucu 230 sayılı parselin amcaları ...’a düştüğünü, ancak buna karşın tapulama sırasında dedeleri miras bırakan ... adına tespit ve tescil edildiğini, ...’ın takas yoluyla babaları ...’a verdiğini, babalarının da bunun karşılığında amcaları Süleyman’a yer verdiğini açıklamışlar ve bu nedenle taşınmazın tapu kaydının iptaliyle babaları ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemişlerdir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İş bu dava 1163 sayılı Kooperatifler Kanunundan kaynaklı üyeliğin tespiti ve de tapu iptal tescil olmadığı taktirde alacak talebinden ibarettir. Davacı davalı kooperatifin 10/05/1998 tarihinde davalı kooperatifin ortağı olduğunu 10.000 TL teminat ile 6-BBlok K/7 -D3 nolu taşınmaza yönelik akçeli yükümlülüklerini yerine getirdiğini kooperatif adına kayıtlı taahhüt edildiği üzere konut niteliğinde bir adet taşınmazın tapu iptal tescilini olmadığı taktirde taşınmazın karar tarihindeki rayiç değerinin kendilerine ödenmesini talep etmiştir. Davacının netice-i talep üzere 70.000 TL üzerinden iş bu davayı açtığı görülmüştür....
Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar....