Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

- KARAR - Davacı vekili, davalılardan arsa sahibi ... ile davalı yüklenici ... arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereği oluşacak bağımsız bölümlerden 1. kat soldaki ... yeri ile 1. ve 4. katların tamamını davalılardan Muhsin ile beraber 325.000,00 TL'ye 27.05.1998 tarih ve 39930 yevmiye numaralı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığını, 23.10.1997 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin karşılıklı anlaşma ile feshedildiği, davalı arsa sahibi Nuri'nin fesihten bir gün sonra yine davalı ... ile aynı şartlarla 15.01.1999 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yaptığını, davalı ...'in müvekkilinin kendisine dava açabileceği endişesiyle tüm haklarını abisi davalı ...'e devretmiş gibi gösterdiğini, bu sebeplerle müvekkilinin ... 7....

    Yukarıda belirtilen ilkeler ve yapılan açıklamaların ışığında somut olayın arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi hükümleri çerçevesinde incelenip değerlendirilmesine gelince; arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin konusu inşaatın genel fiziki tamamlanma oranı %47 iken, yüklenicinin arsa sahibi ile aralarındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereği edimini yerine getirdiğinin söylenemeyeceğinden davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir. VI. KARAR Açıklanan sebeplerle; Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA, Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene iadesine, Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine, 25.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

      Noterliği'nin 30/07/2015 tarih ve 36967 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzaladığı, yüklenicinin kendisine isabet eden daireleri davalı T3'a 03/07/2017 tarihinde imzalanan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile devrettiği bir başka deyişle yüklenicinin kendisine ait şahsi hakkın davalıya devredildiği dolayısıyla davalının yüklenicinin halefi konumunda olduğu kanaatine varılmıştır. Yüklenici ile paydaşlar arasında akdedilen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin halen yürürlükte olup feshinin talep edilmediği de göz önüne alındığında; başlangıçta kendisi de yüklenici ile inşaat sözleşmesi imzalayan ve diğer sözleşme yapan hissedarların taşınmazı gerçekten satmak niyetinde olmayıp ev sahibi olma niyetiyle devrettiklerini bilen davacının iyi niyetli olduğundan söz edilemeyeceğinden avans niteliği ile alınan payın üçüncü bir kişiye devri halinde de önalım hakkının kullanılamayacağı" şeklinde karar verilmiştir....

      SAVUNMA: Davalı ----- şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacıların, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı icbar davası açma imkanları varken; salt taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerhi talepli dava ikame etmelerinde hukuki yararı bulunmadığını, tapu devir şartlarının oluşmaması sebebiyle davanın usulden reddedilmesi gerektiğini, Müvekkil ile diğer davalı ------ ve dava dışı ------ arasında ------ Noterliğinin ----- yevmiye nolu ve 26.03.2018 tarihli "Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi ve /Hasılat Paylaşım Esaslı İnşaat Sözleşmesi/Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi" imzalandığını, huzurdaki davanın doğru şekilde çözüme kavuşturulabilmesi için öncelikle bu sözleşmenin mahiyetinin doğru saptanması gerektiğini, sözleşmede taşınmazın bölümlerin satılamaması halinde, kalan bölümlerin fiziki paylaşımına gidileceğinin kararlaştırıldığı, buna göre sözleşme maddelerinin hep birlikte yorumlanmasından taraflarca akdedilen sözleşmenin müşterek amaç ve müşterek amaç için...

        Bünyesinde taşınmaz satış vaadi ve inşaat sözleşmesi olan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde, arsa sahibi açısından güdülen amaç kullanmak için konut edinmek değildir. Güdülen amaç, arsasının değerlenmesini sağlayacak yapının arsa üzerine yapılmasıdır. Bu nedenle, arsa sahibinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalarken güttüğü işbu saikinin, 6502 sayılı Yasa'da tanımlanan tüketicinin saikinden farklı olduğu gözden kaçırılmamalıdır. Yasa'nın amacı, kapsamı, .... maddesindeki tanımlar bütün olarak okunup değerlendirildiğinde ve taraflar arasındaki sözleşmeye konu işin, üst düzey teknoloji ile gerçekleştirilmesi, kapsamı ve karmaşıklığı da dikkate alındığında Yasa koyucunun, salt kullanma ve tüketme amacıyla yapılan, basit nitelikteki (kullanacağı evi için dolap yaptırmak, badana-boya yaptırmak, şahsi aracını tamir ettirmek...vb.gibi) dar kapsamlı olağan tüketim işlemini konu alan eser sözleşmelerini, 6502 Sayılı Yasa'nın .../......

          Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, yüklenicinin temliki işlemine dayalı tapu iptali tescil ve satış vaadi sözleşmesinin düzenlendiği 23.09.2003 tarihinden dava tarihine kadar geçen süre için kira mahrumiyeti zararının tahsili istemleriyle açılmıştır. Davalılardan ... ve ... ..., yüklenicinin edimlerini yerine getirmediğini, 07.03.2000 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshedildiğini, açılan davanın reddini savunmuş, diğer davalı arsa sahibi ... savunmada bulunmamıştır. Yüklenici ise, davacıya yapılan satışın bedelsiz olduğunu bildirmiştir. Mahkemece, mülkiyet aktarımına ilişkin davacı isteği reddedilmiş, 18.350,00 TL kira tazminatının davalı yüklenici ...’tan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir....

            Yasada “şey” olarak ifade edilen "eser"dir. Bir iş görerek eseri meydana getirmek ve meydana getirilen eseri iş sahibine teslim etmek (arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde, binayı sözleşmeye, amacına ve fen ve sanat kurallarına uygun imal ederek arsa sahibine teslim etmek) yüklenicinin ana borcudur. Kural olarak da aslolan sözleşmenin kararlaştırıldığı şekilde eksiksiz ifasıdır. Aksi halde, sözleşmeden beklenen yararlar dengesi bir taraf aleyhine bozulur. Böyle bir durumda da bir taraf edimini yerine getirmiş kabul edilemez; Yukarıda belirtilen ilkeler ve yapılan açıklamaların ışığında somut olayın arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi hükümleri çerçevesinde incelenip değerlendirilmesine gelince; Davacı, yüklenicinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi nedeniyle üzerine düşen edimleri yerine getirdiğini, kendisinin de yükleniciden dava konusu bağımsız bölümü satın aldığını ileri sürmektedir....

              Her ne kadar dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6502 sayılı Yasa'nın 3/l bendi ile tüketici işlemi kapsamına eser sözleşmeleri alınmışsa da, somut olayda olduğu gibi arsasına karşılık bağımsız bölüm alacak olan arsa sahibinin ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket ettiğinden sözedilemeyeceği, amacının salt kişisel ihtiyaçları için kullanma, tüketme amacını aştığı, Yasa'nın 3/k maddesindeki "tüketici" tanımına uymadığı anlaşılmaktadır. Bünyesinde taşınmaz satış vaadi ve inşaat sözleşmesi olan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde, arsa sahibi açısından güdülen amaç kullanmak için konut edinmek değildir. Güdülen amaç, arsasının değerlenmesini sağlayacak yapının arsa üzerine yapılmasıdır. Bu nedenle, arsa sahibinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalarken güttüğü işbu saikinin, 6502 sayılı Yasa'da tanımlanan tüketicinin saikinden farklı olduğu gözden kaçırılmamalıdır....

                Mahkemece, bağımsız bölüm tapu kaydının iptal ve tescili istemi reddedilmiş, 08.08.1995 tarihli satış vaadi sözleşmesinde arsa payı satışı da vaat edildiğinden, sözleşmedeki 1/24 payın iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir. Hükmü, davalılardan kooperatif temyiz etmiştir. Dosya da yer alan bilgi ve belgelerden; çekişme konusu bağımsız bölümün bulunduğu yapının inşaat ruhsat ve eklerine aykırı yapıldığı anlaşılmaktadır. Davalılar arasındaki 14.10.1994 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca yüklenicinin temel borcu, yapımını üstlendiği inşaat sözleşmesine, amaca ve fen- sanat kurallarına uygun meydana getirmek, bu haliyle de sözleşmenin diğer tarafı olan arsa sahibine teslim etmektir. Aksi takdirde, ifa ile sonuçlanmış bir edimin varlığından bahsedilemeyeceğinden ne yüklenici ve ne de onun temlik işleminde 2010/7785-9101 bulunduğu üçüncü kişi (davacı) arsa sahibinden, arsa sahibinin edimi olan arsa payının devrini talep edemez....

                  Davacı vekili, taraflar arasında yapılan 11/11/2015 tarihli düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca ruhsat işlemleri sırasında taşınmazın yapılacağı parsele Mehmet Akif Ersoy Camii tarafından tecavüzlü kısmın iptali için yapılan masrafların tahsilini talep ve dava etmiş, davalı arsa sahibi, taleplerin zamanaşımına uğradığını, parsele yapılan tecavüzden haberdar olmadıklarını, kusurun bulunmadığı gerekçeleriyle davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Eser sözleşmesinin bir türü olan kat karşılığı inşaat sözleşmesinin de en önemli özelliği, sonuç sorumluluğu, yani tarafların iradeleri doğrultusunda yüklenici tarafından bir sonucun meydana getirilmesi taahhüdüdür. Zira; eser sözleşmesinde bir eserin yaratılıp teslim edilmesi borcu altına girilmektedir....

                  UYAP Entegrasyonu