Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bankası A.Ş vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili tarafından asıl davada, davalı ... ile taşınmaz satış vaadi sözleşmesi imzalandığı, taşınmaz üzerinde bulunan davalı ... Bankası Galeria şubesine ait ipoteğin ödemesine rağmen bu davalının ipoteği kaldırmadığı, taşınmaz davalı ... üzerinde gözüktüğü için başka hacizlerin de konulduğu belirterek taşınmazın kendi adına tescili ile davalı ... Bankasına ait ipotek ile diğer hacizlerin terkini talep etmiş, davalı ... varlık yönetiminin yerini aldığı T.Tütüncüler Bankası ... tarafından davaya cevap ile birlikte açılan karşılık davada ise davacı ... ile davalı ... arasında taşınmaz satış vaadi sözleşmesi yapılmasına ilişkin tasarrufun İİK’nın 277 ve devamı maddelerine göre iptaline karar verilmesi talep edilmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 14.03.2007 gününde verilen dilekçe ile taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 11.12.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 1175 ada 102 parsel numaralı taşınmazda bulunan 3 numaralı bağımsız bölümü 24.05.2009 tarihinde düzenlenen taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığını, bedelini ödediğini, kullanımında olduğunu belirterek tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiştir. Davalı, satış vaadi sözleşmesine konu binanın kaçak ve ruhsatsız olduğunu, kat mülkiyeti ya da kat irtifakı bulunmadığından sözleşmenin geçerli olmadığını, davanın reddini savunmuştur....

      Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 14.09.2011 gününde verilen dilekçe ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil, mümkün değilse tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 16.05.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil, mümkün değilse tazminat istemine ilişkindir. Davacılar vekili; müvekkilleri ile davalılar arasında .... 17....

          Mahkemece, satış vaadi sözleşmesine konu 408 ada 39 parsel sayılı taşınmazın imar uygulaması sonucunda 5804 ada 1 parsel numarasını aldığı, ancak davacı tarafın bu parselde herhangi bir zilyetliğinin bulunmayıp on yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu, 5284 ada 2 parsel sayılı taşınmazın ise satış vaadi sözleşmesine konu edilen taşınmazdan gelmediği gerekçesiyle davanın 5284 ada 1 parsel sayılı taşınmaz yönünden zamanaşımı nedeniyle reddine, 5284 ada 2 parsel sayılı taşınmaz yönünden ise esastan reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir. Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706 ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re'sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür....

            Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; dava konusu satış vaadi sözleşmesinin vekalet yoluyla yapılmış olduğunu, vekalet yoluyla yapılan satış vaadi sözleşmesinden doğacak uyumsuzluklarda husumetin vekile değil vekil edilen kişiye yöneltilmesi gerektiğini, bu nedenle husumet itirazında bulunduklarını, esas yönünden ise müvekkili ile davacı arasındaki hukuki ilişkinin dava dilekçesinde beyan edildiği şekilde olmadığını, davacının beyanlarının gerçeği yansıtmadığını, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin 04/10/2012 tarihli Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesinden önce başladığını, diğer arsa sahibi Mümin Maktav ile müvekkili şirket arasında ... 30....

              Kaynağını Türk Borçlar Kanununun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanununun 237. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 146. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar....

                Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Ancak satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan “dürüst davranma kuralı” ile bağdaşmayacağından dinlenmez. Somut olayda da, davada dayanılan 23.12.1991 tarihli satış vaadi sözleşmesinde satışı vaat olunan taşınmazların bedelinin davalıların murisi tarafından alındığı ve taşınmazların zilyetliğinin vaat alacaklısı davacıya devredildiği yazılıdır. Dolayısıyla, zamanaşımı savunması yukarıda belirtilen Türk Medeni Kanununun 2.maddesinde “dürüst davranma kuralı” ile bağdaşmayacağından değerlendirilemez....

                  Takip dayanağı ... 43.Noterliğinin 14.06.2016 tarih ve ... yevmiye numaralı düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve inşaat ... sözleşmesi incelendiğinde, davalı şirket ile dava dışı ... ... A.Ş. Arasında bir adet ofis satışının, ödeme şartlarının ve gecikme cezasının düzenlendiği görülmüştür. ....İcra Müdürlüğünün 2018/... Esas sayılı dosyası incelendiğinde; ... 17.Noterliğinin 27.12.2017 tarih ve ... yevmiye numaralı ihtarnamesi ile 16.06.2016 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayanak gösterilerek davacı tarafından davalı aleyhine toplam 30.000 USD gecikme cezasının tahsili için ilamsız icra takibi yapıldığı davalının itirazı ile takibin durduğu görülmüştür. Taraflar arasındaki ihtilaf davacının husumet ehliyeti, alacağın varlığı ve miktarı noktalarında toplanmaktadır. Davacı tarafından icra takip dosyasının dayanağı olarak taşınmaz satış vaadi sözleşmesi gösterilmiştir. Yine dava dilekçesinde delil olarak gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi gösterilmiştir....

                    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 19.06.2012 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil ya da tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın tapu iptali ve tescil talebi yönünden reddine, tazminat talebi yönünden kısmen kabulüne dair verilen 30.09.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat istemine ilişkindir. Davalı vekili, zamanaşımı itirazında bulunarak davanın esastan da reddini savunmuştur....

                      UYAP Entegrasyonu