"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 09.04.2012 gününde verilen dilekçe ile taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 24.09.2020 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı vekili, davalıların murisi ...'ın 13.12.1989 tarihli düzenleme şeklindeki taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile ... ili, ... ilçesi, 1091 parsel sayılı taşınmazdaki murisi ...'...
Kat 41 numaralı dairenin alımına ilişkin 27/10/2011 tarihli taşınmaz satım vaadi sözleşmesi ile 102.000,00 TL'ye satışının kararlaştırıldığını, taşınmazın süresinde teslim edilmediğini beyanla; taşınmaz satım vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu tescili ve tescilini, olmadığı takdirde ödenen bedelin denkleştirici adalet ilkesi gereği iadesi ve kira alacağı ile cezai şart talep ve dava etmiştir....
DELİLLER : Tapu kaydı, satış vaadi ve sözleşmesi ve ekleri, keşif, bilirkişi raporu, Delil listeleri sunulan ve toplanan deliller. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, eksik ifadan dolayı bedel indirimi, geç teslim nedeniyle kira alacağı, olmadığı taktirde ödenen bedelin tahsili ve senet iptali istemine ilişkindir. Davacı tarafından davalı aleyhine açılan terditli davada davacının ilk talebi satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, eksik ifadan dolayı bedel indirimi, geç teslim nedeniyle kira alacağı istemine ilişkindir. HMK’nın 111. maddesi gereğince davacı, aynı davalıya karşı birden fazla talebini, aralarında aslilik-ferilik ilişkisi kurmak suretiyle, aynı dava dilekçesinde ileri sürebilir. Bunun için, talepler arasında hukuki veya ekonomik bir bağlantının bulunması şarttır....
ün satış vaadi sözleşmesinin muvazaalı düzenlendiğine yönelik temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2- Diğer temyiz itirazlarına gelince; Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayanan tescil isteminin hüküm altına alınabilmesi için sözleşmede kararlaştırılan bedel ödenmiş olmalıdır....
, tapu kaydının iptali ve davalı adına tescili, sözleşme bedelinin iadesi ve cezai şartın ödenmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 10.11.2009 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 18.01.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davalı, davacı belediyenin yaptığı satış işlemi nedeniyle taşınmazın mülkiyetini kazandığını, açılan davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü davalı temyiz etmiştir. Gerçekten 5393 sayılı Belediye Kanununun “Meclisin görev ve yetkileri” başlıklı 18. maddesinin (e) bendine göre taşınmaz alım ve satımına karar verme yetkisi belediye encümenine değil belediye meclisine aittir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 10.11.2009 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 21.12.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, geçerli olmayan işlem nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davalı, taşınmazı davacı belediyenin yaptığı satış işlemi nedeniyle tapudan kazandığını, açılan davanın reddini savunmuştur. Mahkemece dava kabul edilmiştir. Hükmü davalı temyiz etmiştir. Gerçekten 5393 sayılı Belediye Kanununun “Meclisin görev ve yetkileri” başlıklı 18. maddesinin (e) bendine göre taşınmaz alım ve satımına karar verme yetkisi belediye encümenine değil belediye meclisine aittir....
Mahkemece, davanın kabulü ile, 05.03.2011 tarihli devre mülk satış vaadi sözleşmesinin feshine, ödenen 6.700,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı, 05.03.2011 tarihli devre mülk satış sözleşmesinin iptali ve ödediği bedelin iadesi istemiyle eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, taraflar arasında 05.03.2011 tarihli devremülk satış vaadi sözleşmesi tanzim edildiği, bu sözleşme uyarınca davacının......
Hukuk Dairesinin istikrar kazanmış kararlarında; işlemin tüketici işlemi olduğu, talep bedel iadesine ilişkin olup taşınmazın aynına yönelik olmadığı ve tüketicinin kendi ikametgahında dava açabileceği benimsenmiş ise de; tapu devrinin yapıldığı eldeki dava ile emsal davalarda davanın kabulü ve sözleşmenin geçersizliğinin tespiti ile bedel iadesine karar verilmesi ihtimalinde tapunun iadesinin temini kapsamında iptali ve tescili zorunlu olduğundan; huzurdaki davanın taşınmazın aynına ilişkin olmadığının ileri sürülemeyeceği, kamu düzenine ilişkin kesin yetki hali olan tapunun iptali ve tescili kararının taşınmazın bulunduğu yargılama sahası dışındaki mahkeme tarafından verilmesinin mümkün olmadığı,dolayısıyla 6100 sayılı HMK’nın 12/1. maddesi gereğince “Taşınmaz üzerindeki ayni hakka ilişkin veya ayni hak sahipliğinde değişikliğe yol açabilecek davalar ile taşınmazın zilyetliğine yahut alıkoyma hakkına ilişkin davalarda, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir.” hükmüne yer...
Davalı, 72.000 liralık senedin teminat amaçlı verilmediğini, taşınmazın temlikinden sonra vaadedilen taşınmaz yerine başka bir yerin teslim edilmesi üzerine zararının karşılanması amacı ile verildiğini, tapuda ödenen bedelin iadesi olmadığını bildirerek davanın reddini savunmuş, davalı vekili 28.02.2014 günlü oturumda senet almalarının nedeni olarak müvekkilinin yapmış olduğu harcamalar olduğunu bildirmiştir. Mahkemece, tapu iptali ve tescil isteği bakımından davanın kabulüne ilişkin karar, Dairece; ''... özellikle davalı vekilinin Cumhuriyet Savcılığına verdiği şikayet dilekçesindeki beyanları ile 28.02.2014 günlü oturumdaki açıklamaları, senet arkasındaki şerh ve bilirkişi raporu gözetildiğinde davalının icra marifetiyle davacıdan tahsil ettiği bedelin zararın tazmini niteliğinde olmayıp, çekişmeli taşınmaz için davacıya ödediği bedelin iadesi olduğu dolayısı ile temlikin bedelsiz kaldığı sonucuna varılmaktadır....