"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, davalı ... ile yaptıkları 17.09.2007 tarihli harici taşınmaz satış vaadi sözleşmesine güvenerek dava konusu 76 parsel sayılı taşınmazı 19.09.2007 tarihinde davalı ...’a satış yoluyla temlik ettiğini, sözleşme gereği satış bedeli için verilen ilk senet tarihinin 15.12.2009 olup dava konusu taşınmazın satış bedelini alamadığını, davalı ...’ın yarış pisti yapmak ve formula yarışları için öğrenci yetiştirmek için eğitim şirketi kurarak kendisini de ortak etmek amacıyla anılan sözleşmeyi yaptığının sözleşmenin 5. maddesinden anlaşıldığını, anılan sözleşmenin arkasında sözleşmenin iptali durumunda taşınmazların tekrar satıcıya iade edileceğinin yazılı olup, davalı ...’ın hiçbir vaadini yerine getirmediğini, bedel ödemediği gibi taşınmazı sözleşmeye aykırı şekilde dayısı olan davalı ...’a muvazaalı olarak satış yoluyla devrettiğini ileri sürerek dava konusu...
ün satış vaadi sözleşmesinin tarafı olmadığını, adına isabet edecek payın taksiminin mümkün bulunmadığını, bu durumda ifa imkansızlığı nedeniyle davacının tescil talep edemeyeceğini, davacı tarafın herhangi bir ödeme yapmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, taşınmazın ifraz ve parselasyon işlemi yapılamadığından satış vaadi sözleşmesinin geçersiz hale geldiği, bu nedenle tapu iptali ve tescilin bu aşamada mümkün olmadığı, satış bedelinin ödendiğinin ispat edilemediği, davalılardan paydaş ...'a ait ödeme belgesi sunulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 1999/16 esas 1999/338 karar sayılı ilamı ile davaya konu satış vaadi sözleşmesinin 15.11.1996 tarihinde ödenmesi gereken 450 YTL bedelinin davacı tarafından ödenmemesi nedeniyle satış vaadi sözleşmesinin iptaline karar verildiğini ve bu kararın kesinleştiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Davanın reddine dair verilen karar Dairemizin 05.13.2007 tarihli 2007/1353 Esas, 2007/2160 Karar sayılı ilamı ile davacının satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat isteminde bulunduğu, mahkemece davacının tazminat istemi hakkında olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmadığı gerekçesiyle bozulmuştur....
KARAR Davacı, davalının vekil olarak kendisine sattığı aracın pert olduğunu öğrendiğini belirterek, sözleşmenin iptali ile satış sözleşmesinin imzalanması aşamasında davalıya ödediği 5.400,00YTL bedelin iadesi ve davalının, aracın satışı için verilen çekin ödenmemesi nedeniyle hakkında başlattığı icra takibine konu edilen bedel oranında borçlu olmadığının tespitine, anılan satış sözleşmesinin akdedilmesi nedeniyle munzam zararların, araç üzerindeki vergisel yükümlülüklerin, otopark ve diğer bakım giderlerinin davalı yana tahmiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, dava açıldıktan sonra 25.08.2008 tarihli protokol düzenlendiği ve protokole göre tarafların borcun ödenmesi hususunda anlatıkları benimsenerek, davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına, karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı sözleşmenin iptali ile birlikte, istirdat ve menfi tespit talebinde bulunmuştur....
Bu nedenle, hak düşürücü süreden tapu iptali ve tescil davasının reddine karar verilmesinde usul ve kanuna aykırı bir yön bulunmamaktadır. Harici satış senedinin kadastro tespitinden önce ya da sonra düzenlenmiş olmasının mevcut durum karşısında sonuca bir etkisi olamaz. Çünkü kadastro tespitinden sonra düzenlenmiş olsa bile tapulu taşınmazların TKM.nun 706, BK. 213 ve 2644 sayılı Tapu Kanununun 26. maddesi gereğince satışlar resmi şekilde yapılmadıkça geçerli bir hukuki sonuç doğurmazlar. Davacı vekilinin tapu iptali ve tescil davasına yönelik temyiz itirazları yerinde bulunmadığından reddi ile hükmün buna ilişkin bölümünün ONANMASINA, Davacı vekilinin, harici satış senedinden kaynaklanan bedel ile cezai şarta ilişkin temyiz itirazlarına gelince; davacı vekili, dava dilekçesinde, tapu iptali ve tescil olmadığı, takdirde bedel ile cezai şartın tahsiline karar verilmesini istemiştir....
Bu açıklamalar karşısında ve özellikle davalı vekilinin ... verdiği şikayet dilekçesindeki beyanları ile 28.02.2014 günlü oturumdaki açıklamaları, senet arkasındaki şerh ve bilirkişi raporu gözetildiğinde davalının icra marifetiyle davacıdan tahsil ettiği bedelin zararın tazmini niteliğinde olmayıp, çekişmeli taşınmaz için davacıya ödediği bedelin iadesi olduğu dolayısı ile temlikin bedelsiz kaldığı sonucuna varılmaktadır. Davacı, temlikte iradesinin fesada uğratıldığını ileri sürmediğine, bir başka ifade ile davacı satış iradesi taşıdığına göre satış akti geçerliliğini korumaktadır. Salt bedelsizlik iddiasının iptal nedeni olmadığı da açıktır. Hal böyle olunca iptal tescil isteğinin reddedilmesi bedel isteğinin kabul edilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Davalının temyiz itirazı değinilen yön itibariyle yerindedir....
Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayanan tescil isteminin hüküm altına alınabilmesi için sözleşmede kararlaştırılan bedel ödenmiş olmalıdır. Ancak, bedelden ödenmeyen bir kısım var ise, bu bedel Borçlar Kanununun 97. maddesi uyarınca depo ettirilmelidir. Somut olay incelendiğinde; dosya içerisine alınan ... Noterliği 23.09.1977 tarihli 11770 yevmiye sayılı düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine göre vaat borçlusu vaat konusu taşınmazları 300.000 TL bedel karşılığında ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık, ayıp nedeniyle yapılan araç satış sözleşmesinin iptali ve ödenen bedel ile yapılan masrafların iadesi istemine ilişkindir. 14.02.2011 gün ve 27846 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 09.02.2011 gün ve 6110 sayılı bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair Kanunun 8.maddesiyle Yargıtay Yasasının 14.maddesinde yapılan değişiklik uyarınca 01.03.2012 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanan iş bölümü kararının Yüksek 13.Hukuk Dairesi için Borçlar Kanunun ikinci kısmında yer alan sözleşmelerden (istisna akdi hariç akdin muhtelif nevilerinden) kaynaklanan davalar bakımından Sulh ve Asliye ayrımının yapılmadığı ve incelemenin bu nedenlerle Yüksek 13.Hukuk Dairesince yapılacağından uyuşmazlık konusu dosyanın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 13.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 09.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mah. sıfatıyla ) Taraflar arasında düzenlenen devre mülk sözleşmesinin ve imzalanan senetlerin iptali ile ödenen bedelin iadesi istemine ilişkin olarak açılan davada ... 5. Tüketici Mahkemesi ve ... 3....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mah. sıfatıyla ) Taraflar arasında düzenlenen devre mülk sözleşmesinin ve imzalanan senetlerin iptali ile ödenen bedelin iadesi istemine ilişkin olarak açılan davada ...5. Tüketici Mahkemesi ve ... 3....