Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 30.03.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 08.09.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkili ile davalıların mirasbırakanı ... arasında Kartal 4....

    Tüketici Mahkemesi’nin 2020/271 E. sayılı dosyasının 09.10.2020 tarihli ara kararı ile tesis edilen 12.02.2021 tarihli ihtiyati tedbirin kabulüne yönelik kararın kaldırılması ve istinaf nedenleri doğrultusunda ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER: Esenyurt Tapu Müdürlüğünün cevabi yazısı, Keşif, Delil listeleri sunulan ve toplanan deliller ile tüm dosya kapsamı. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, ihtiyati tedbir talepli konut satım sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ile tüm takyidatlardan ari tescil, ipotek, haciz ve takyidatlardan dolayı borçlu olmadığının tespiti, ipoteklerin , hacizlerin ve tüm takyidatların terkini istemine ilişkindir....

    Genel nitelikte yasaklama ile alacaklıların takip haklarının engellenmesinin hak ve yarar dengesini bozacağı ortadadır. Ancak somut olayda ipotek alacaklıları ile ipotek borçlusunun işbu davada davalı olarak taraf bulundukları, davacının işbu dava dosyasındaki talebinin konut satım sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve takyidatlardan ari tescil, ipoteklerden dolayı borçlu olmadığının tespiti, ipoteklerin ve hacizlerin kaldırılması, kira alacağı istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca mahkemece verilen tedbir kararının tüm icra işlemlerini değil sadece cebri icra yoluyla satış işlemini engeller nitelikte olduğu dolayısı ile icranın diğer yönlerden satış aşamasına kadar devamında yasal bir engel bulunmadığı, davalı aleyhine hak ve yarar dengesinin bozulmayacağı değerlendirilmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 30.11.2005 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 16.10.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalı ... Sigorta Fonu vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayalı kısmi tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Mahkemece dava reddedilmiştir. Hükmü davacı temyiz etmiştir. Dayanılan 11.7.1990 tarihli satış vaadi sözleşmesinin tarafları davacı ile dava dışı ... A.Ş.dir. Satış vaadi sözleşmesi tapuya şerh konularak kuvvetlendirilmemiştir. Bu hali ile satış vaadi alan alacaklısı sözleşmeden kaynaklanan haklarını taşınmaza sonradan kayden malik olan iyiniyetli kişilere karşı ileri süremez....

      Mahkemece, davanın kabulü ile; 142 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı T25 adına tapuya kayıt ve tesciline, 13 parsel sayılı taşınmazdaki Hasan oğlu Süleyman Şahin adına kayıtlı 36/180 hisse tapu kaydının iptali ile iptal edilen hissenin davacı T25 adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir. Kararı, bir kısım davalılar vekili istinaf etmiş, istinaf dilekçesinde özetle; Andırın Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/113 Esas 2018/127 Karar sayılı ilamının kaldırılmasını ve talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir. Dava satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil isteğinden ibarettir. HMK'nun 355.maddesi gereğince istinaf incelemesi; belirtilen istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile ilgili konularla sınırlı olarak yapılmıştır....

      Şirketi arasındaki adi yazılı taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin 27.07.2016 tarihinde yapıldığı, davacının tapu kaydına güvenerek satış sözleşmesini imzaladığı, aleniyet kuralının geçerli olduğu, sözleşme tarihinden sonra tapuya şerh edilen ipotekler yönünden davacının bu kural kapsamında sorumlu tutulamayacağı, davalı satıcının 27.07.2016 tarihli sözleşmenin 5 ve 8. maddelerine göre ana taşınmazın tapu kütüğünde kat irtifakının kurulması konut satım bedelinin alıcı tarafından satıcıya tamamen ödenmesi, alıcının bu sözleşmede belirlenen tüm yükümlülüklerini ifa etmesi ve tapu harç ve masraflarının satıcıya ödenmesi durumlarının tümünün gerçekleşmesi halinde alıcının talebi üzerine konutun mülkiyeti alıcıya devredilir hükmü gereğince tescil şartlarının oluşmuş olduğu, ayrıca her ne kadar; Türk Medeni Kanununun 706, Türk Borçlar Kanununun 12-237 maddeleri ile Tapu Kanunu 26. maddesine göre; taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinin ve tapuda ayni hak tesisine ilişkin işlemlerin resmi şekilde...

        DELİLLER : Tapu kaydı, düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi sözleşmesi, düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi, vekaletname, delil listeleri, sunulan ve toplanan deliller ile tüm dosya kapsamı, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Dava dışı Murat Aydın'a vekaleten davacı vekil T1 ile davalı arasında noterde düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi sözleşmesi akdedilmiş olup dava T1 adına açılmış olup HMK'nun 114/1- d maddesi uyarınca davacının dayanak satış vaadi sözleşmesinde alıcı olmadığı, satın almayı vaat eden Murat Aydın'ın vekili olduğu ve satış vaadi sözleşmesini vekil sıfatıyla imzaladığı, temsilci niteliğine sahip bulunmadığını ve davayı takip yetkisine sahip olmadığı anlaşılmakla yerel mahkemenin kararı ve gerekçesi usul ve yasaya uygun olup doğru görülmüştür....

        Tüketici Mahkemesi 2018/245E. ve 2019/479 K. Sayılı kararında da tüm takyidatlardan, ipotekler ve hacizlerden ari şekilde tapu tesciline karar verildiğini, öncelikle ve ivedilikle, dava konusu gayrimenkulün 3. Kişilere satış ve devrinin engellenmesi açısından HMK 389. Maddesi ve devamı maddeleri uyarınca tapu kaydına teminatsız ihtiyati tedbir konulmasını, haklı hukuki nedenlere dayanan davalarının kabulü ile, dava konusu bağımsız bölümün davalılardan T5 Ticaret A.Ş.’adına olan tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tüm takyidatlardan ari olarak tapuda kayıt ve tesciline, tapu senedinin müvekkiline teslimine, aksi halde müvekkili ödediği bedelin faizi ile iadesine, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilmesini, her halükarda yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılar tarafından ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı T5 Tic....

        Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar....

          Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar....

            UYAP Entegrasyonu