Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır. Gayrimenkul satımına ilişkin BK.m213-217 hükümleri tapulu taşınmazlara ilişkindir....
Dava konusu taşınmazın davacıya devredilmiş olması dikkate alınarak dava dilekçesinin talep sonucunu açıklaması için davacı vekiline beyanda bulunmak üzere süre verildiği ve buna ilişkin beyanda bulunduğu ilgili beyan dilekçesinin dosyamız arasına alındığı görüldü. Dava, harici satış sözleşmesine dayalı tapu iptali, takyidattan ari olarak davacı adına tescili, aylık 600 Amerikan Doları cezai şartın davacıya ödenmesi, davalı tarafça tapu devirlerinin takyidattan ari olarak yapılmasından imtina edilmesi halinde davaya konu daire için davacının ödemiş bulunduğu 166.500,00 Amerikan Dolarının faizi ile birlikte davalıdan tahsili isteğinden ibarettir. Dosyada mevcut 20/05/2015 tarihli gayrimenkul satış sözleşmelerinin davalı T3 Hfr. Nak. Mad. ve Müh. Müş. Hiz. Tic. Ltd. Şti....
- KARAR - Asıl ve birleşen davada davacılar vekili, müvekkilleri ile davalı şirket arasında 20.03.2009 tarihinde düzenleme şeklinde satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını ve müvekkilleri tarafından yüklenici firma yetkililerine vekaletname verildiğini, bu vekaletnameye dayalı olarak taşınmazın, davalı firmaya satıldığını, ancak davalı yüklenici firmanın arsa üzerinde hiçbir çalışma yapmayıp inşaat ruhsatı bile almadığını ileri sürerek, davalı şirket adına olan tapu kaydının iptali ile müvekkilleri adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 29.06.2015 tarihli ıslah dilekçesiyle, talebini davaya konu taşınmazın tapu kayıtlarının her türlü takyidattan ari olarak davacılar adına tesciline şeklinde ıslah etmiştir....
Genel nitelikte yasaklama ile alacaklıların takip haklarının engellenmesinin hak ve yarar dengesini bozacağı ortadadır. Ancak somut olayda ipotek alacaklıları ile ipotek borçlusunun işbu davada davalı olarak taraf bulundukları, davacının işbu dava dosyasındaki talebinin satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve takyidatlardan ari tescil istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca mahkemece verilen tedbir kararının tüm icra işlemlerini değil sadece cebri icra yoluyla satış işlemini engeller nitelikte olduğu dolayısı ile icranın diğer yönlerden satış aşamasına kadar devamında yasal bir engel bulunmadığı, davalı aleyhine hak ve yarar dengesinin bozulmayacağı değerlendirilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 7.8.2003 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali tescil ve şerhin kaldırılması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 4.2.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalı hazine vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil ve tapu kaydındaki 26.9.2001 tarihli haciz şerhinin kaldırılması istemlerine ilişkindir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2022/833 ESAS -DERDEST DAVA KONUSU : Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan Tapu İptali Ve Tescil, Olmadığı Taktirde Taşınmaz Değerinin Tahsili KARAR : 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353. maddesi uyarınca dava dosyası incelendi; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : İ D D İ A: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin taşınmazı noterde düzenlenen taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığını, satış bedelinin davalının İBAN numarasına EFT suretiyle ödendiğini, tapu devri yapılmadığını, açıklanan nedenlerle davanın kabulü ile İstanbul ili, Kadıköy ilçesi, Dumlupınar mh. Yazıcılar sk....
İcra Müdürlüğü 2020/18917 E. ve Bakırköy 12. İcra Dairesi 2020/11819 E. dosyalara gönderilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, konut satım sözleşmesinden kaynaklanan takyidatlardan ari tapu iptali ve tescil ile ayıp ve eksik işler bedeli ve kira tazminatı istemine ilişkindir. Davacı vekilinin dava konusu taşınmazın Büyükçekmece 2. İcra Müdürlüğü 2020/18917 Esas ve Bakırköy 12....
Taşınmaz satım sözleşmeleri TMK'nun 706, TBK'nun 237, Tapu Kanununun 26. ve Noterlik Kanununun 60 maddeleri uyarınca resmi şekilde yapılması gerekmektedir. Dosya kapsamında ise, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi adi yazılı şekilde yapılmış, resmi şekil şartına uyulmamıştır. Bu kapsamda tapulu taşınmazların satışına ilişkin sözleşme, resmi şekilde yapılmadığı için TMK'nun 706, TBK'nun 237. (BK.'nun 213), Tapu Kanununun 26. ve Noterlik Kanununun 60. maddeleri uyarınca hukuken geçersizdir. Geçersiz sözleşmeler taraflarına geçerli sözleşmelerde olduğu gibi hak ve borç doğurmaz....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar tarafından, davalılar aleyhine 27.03.2013 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne kısmen reddine dair verilen 03.12.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne duruşma isteminin değerden reddine karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde ödenen bedelin iadesi isteğine ilişkindir. Davalı, davanın reddini savunmuştur....
İhtiyati tedbir kararının kapsamı belirlenirken iki tarafın hak ve yarar dengesinin gözetilmesi gerekir. Somut olayda; itiraz eden banka aleyhine birleşen dosya ile ayıbın giderilmesi istemli dava açılarak; ipotek alacaklıları ile ipotek borçlusunun işbu davada davalı olarak taraf bulundukları, davacının işbu dava dosyasındaki talebinin konut satım sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve takyidatlardan ari tescil, ipoteklerin ve hacizlerin kaldırılması istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Davanın niteliği, sunulan belge ve deliller ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davalının savunmasında haklı olup olmadığı yargılama sonunda tüm taraf delilleri toplandıktan, incelendikten ve değerlendirildikten sonra ortaya çıkacaktır....