. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin 15.5.2001 tanzim tarihli lehtarı davalı olan bedel kısmında “1996 model 240 traktör “ yazan vade tarihi boş olan senedi imzalayıp davalıya verildiğini, davalının senedin bedel kısmında eklenti yapmak suretiyle rakamla ve yazı ile on milyar yazıp kambiyo senedi vasfında olmayan bu belgeye dayalı olarak müvekkili aleyhine kambiyo senetlerine mahsus yolla takibe geçtiğini senedin TTK.nun 688/2 maddesi uyarınca kambiyo vasfına haiz olmadığını, ayrıca senedin miktar kısmında yapılan değişikliğin borçlu tarafından imzalanmadığını bu nedenle dava açma zarureti doğduğunu belirterek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespiti ile tahsil edilen bedel istirdadına ve %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 01/10/2020 KARAR TARİHİ : 21/01/2022 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 18/02/2022 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, DAVA: Davacı vekili, davacının akrabası olan ...'in isteği üzerine 20.000,00 TL'lik tam doldurulmamış bir adet hatır senedi verdiğini ve 26/07/2010 tarihinde de 15.000,00 TL tutarında tam doldurulmamış hatır senedi verdiğini senetler istenildiğinde 15.000,00 TL'lik senet karşılığı ... tarafından düzenlenen senet verildiğini buna karşılık 20.000,00 TL'lik senedi vermediğini , senetlerin sadece imzalarının davacı tarafından atıldığını ileri sürerek her iki senet yönünden borçlu olmadığının tespiti ile icra takibinin durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Alacak senetleri hesabının incelenmesi ile defterlerde kaydının mevcut olmadığı, davacıya ilişkin bir muavin hesabın mevcut olmadığı, dava konusu senet nedeniyle davacı tarafın davalı tarafa yapmış olduğu herhangi bir ödemenin mevcut olmadığı bildirilmiştir. Bir kambiyo senedi düzenleyip veren ve bu senedi alan herkes, bütün hukuki işlemlerin yapılmasına temel teşkil eden bir ‘gayeye’ ulaşmak istemektedir. İşte bu gaye, bir kambiyo senedinde mündemiç hakkın doğumu ve devri açısından hukuki sebebi teşkil eder. Kambiyo senedi düzenlenmesi dolayısıyla ortaya çıkan bu ilişki "kambiyo ilişkisi" olarak anılmaktadır. Kambiyo senedi vermek suretiyle borç altına giren borçlu "kambiyo taahhüdü"nde bulunmuş olur. Kambiyo ilişkisinin altında esas itibariyle bir asıl/temel borç ilişkisi vardır....
Mahkemece, davalının gerçek kişi olup tacir olduğunun iddia ve ispat edilemediği,takibe dayanak çekin alım - satım temel ilişkisine dayanılarak düzenlendiği,senet metninden kaynaklanan bir uyuşmazlık da olmadığı,yapılan açıklamalar ışığında davanın Asliye Hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle dava dilekçesinin görev nedeniyle reddine karar verilmiş,hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava kambiyo senedi niteliğinde olan çeke dayalı olarak girişilen kambiyo senetlerine mahsus takip nedeniyle borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkindir....
Bu sebeple taraflar arasındaki temel borç ilişkisindeki bozukluklar kambiyo ilişkisini etkilemez. Temel borç ilişkisinden doğan def'îler, temel borç ilişkisi ile kambiyo ilişkisinin taraflarının aynı olması ve bile bile borçlu zararına hareket edilmesi hâlleri dışında, kambiyo ilişkisinde ileri sürülemez. Zira temel borç ilişkisi kendi hukukuna, kambiyo ilişkisi de kendi hukukuna tabidir. 19. Borçlu, kambiyo senedi nedeniyle alacaklıya karşı, genel olarak, ya kambiyo taahhüdünün hükümsüz olduğunu ya da temel borç ilişkisinden dolayı herhangi bir nedenle sorumlu tutulamayacağını ileri sürerek menfi tespit talebinde bulunabilir. Başka bir deyişle borçlunun kambiyo senedi borcundan dolayı sorumlu olmaması, doğrudan doğruya kambiyo senetleri hukukundan doğan nedenlerden kaynaklanabileceği gibi, temel borç ilişkisine yönelik nedenlere de dayanabilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava; kambiyo senedi nedeni ile borçlu olmadığının tespiti ve senedin iptali istemine ilişkin olup, dosya arasında daha evvel Yargıtay 19.HD tarafından verilen bozma ilamı bulunmaktadır. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 19. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 19. Hukuk Dairesine gönderilmesine 07.09.2017 gününde oybirliği ile karar verildi....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/714 Esas KARAR NO : 2022/840 DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 09/11/2021 KARAR TARİHİ : 17/11/2022 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili aleyhine takip başlatıldığını, icra takibine konu kambiyo senedi ile ilgili olarak, müvekkilinin borcu olmadığını, bu senetler teminat olarak verildiğini, vade tarihleri sonradan aralarındaki anlaşmaya aykırı olarak doldurulup müvekkili ödeme yapmış olmasına rağmen bu şekilde icra takibine konulduğunu, müvekkilinin borç aldığını, müvekkilinin borcu şirket üzerinden ödemiş olmasına rağmen bu borçtan dolayı; icra takibi başlatıldığını, davalarının kabulünü, müvekkilinin takipten ve takibe konu kambiyo senedinden dolayı borçlu olmadığının tespitini ve takibin iptalini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde...
Görüleceği gibi burada amacın nama yazılı olmayan senedi imzalayan tüketicinin taahhüdünün tüketici yönünden geçersiz kılınmasıdır. Böylece yalnızca tüketicinin imzası kendisini bağlamayacak, senet üzerinde bulunan diğer imza sahiplerinin sorumlulukları, imzaların istiklali ilkesi uyarınca bu durumdan etkilenmeyecektir. Nitekim Kanunun 4/5. maddesine ilişkin gerekçesinde de. "Beşinci fıkrada yapılan düzenlemeyle, sadece nama yazılı ve her bir taksit ödemesi için ayrı ayrı olacak şekilde senet düzenlenebileceği belirtilmiş, tüketici dışındaki kişiler yönüyle kambiyo senedi geçerli sayılmış, dolaşıma giren kambiyo senedi yönüyle işlem güvenliği sağlanmış, aynı zamanda da tüketicinin mağdur olmasının önüne geçilmesi amaçlanmıştır." diye ifade edilerek tüketicilerin mağduriyetlerinin önlenmesinin amaçlandığı belirtilmiştir.(YİBBGK 2018/5 E.- 2019/6 K.)...
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkil davalı alacaklının davaya karşı cevap ve beyanları dikkate alınmadan hüküm tesis edildiğini, davalı müvekkil sattığı mala karşı bakiye alacağı için matbu olarak hazırladığı nama yazılı senedi düzenleyerek davacı borçluya imzalattığını, müvekkilin alacağının sabit olduğunu, senedi ciro veya temlik yoluyla 3. kişilere devretmediğini, bu bağlamda yerel mahkemenin takip ve dava konusu senedin davacı borçlu yönünden geçersiz olduğuna ve takip dosyasında borçlu olmadığının tespiti kararının hatalı olduğunu belirterek, istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesine karşı cevap dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğundan bahisle davalı tarafın istinaf talebinin reddine karar verilmesini istemiştir....
Borçlu, belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar; bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi iptal edilir ve borcu ödemekten kurtulur. Ancak, borçlu borcunu icra dairesine ödedikten sonra, artık menfi tespit davası açamaz. Bu halde, borçlunun sırf borçlu olmadığının tespitinde, hukuki bir yararı yoktur. Bundan sonra, ödediği paranın geri alınması için bir dava açması söz konusu olur ki, bu da istirdat davasıdır (Hakan Pencanıtez, Oğuz Atalay, Meral Sungurtekin Özkan, Muhammet Özekes, İcra ve İflas Hukuku, s.156- 164). Bütün mücerret alacaklarda olduğu gibi kambiyo senedi alacağı da kural olarak, uygun bir asıl borç ilişkisine, bir illi ilişkiye dayanır. Bir kambiyo senedi düzenleyip veren ve bu senedi alan herkes, bütün hukuki işlemlerin yapılmasına temel teşkil eden bir gayeye ulaşmak istemektedir....