Ögeç ile davalılar 1-..., 2-... aralarındaki tüketicinin açtığı menfi tespit davasına dair ... 2.Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 10.05.2012 günlü ve 2011/208 E- 2012/77 K. sayılı hükmün Onanması hakkında dairece verilen 08.04.2013 günlü ve 2013/3558 E.- 2013/5870 K. sayılı ilama karşı davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir. Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dava edilip sonuca bağlanan uyuşmazlık konusu 5.000 TL den ibarettir. HUMK.nun 5219 ve 5236 sayılı kanunlarla değişen 440/III-1.maddesine göre 11.100 TL den az olan davalara ait hükümlerin onanması ya da bozulmasına ilişkin Yargıtay kararlarına karşı karar düzeltilmesi yoluna gidilemez....
Davacı, eldeki davada takibe konu ipoteğin idari işlemin iptali sonucu yolsuz olduğunu belirtmiş ve İcra ve İflas Kanununun 150.maddesinin son cümlesinde düzenlenen menfi tespit davasını açmıştır. Çünkü anılan madde uyarınca ipoteğin iptali hakkında dava açılması halinde 72. madde hükümleri kıyasen uygulanacaktır. Bilindiği üzere borçlunun, alacaklının kendisine karşı bir hak veya alacak doğuran bir hukuki ilişkinin varlığını ileri sürmesi halinde, bu hukuki ilişkinin hiç doğmadığını veya doğduktan sonra ortadan kalktığını tespit ettirmek amacıyla açtığı tespit davasına menfi tespit davası denir. Maddi hukuk açısından ödemekle yükümlü olmadığı bir borçla karşı karşıya kalan borçlunun, menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmaktadır. Öte yandan borçlu, menfi tespit davası açmış ve bu dava sonuçlanmadan borcu ödemişse menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam olunur. İstirdat davası normal eda (tahsil) davasıdır....
Asliye Hukuk Mahkemesinde açtıkları menfi tespit davasında her iki senetten dolayı 1.500.000.000 TL borçlu olmadıklarına karar verilerek kesinleştiğini, davalının haksız tahsil ettiği paranın faiz ve fer'ileriyle birlikte tahsili için başlattıkları icra takibinin itiraz sonucu durduğunu belirterek, itirazın iptaliyle takibin devamına, % 40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, alacağın icra marifetiyle 24.08.1999 tarihinde tahsil edilmesine rağmen menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştürülmediğini, istirdat davası için yasada öngörülen 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçirildiğini belirterek davanın reddini istemiştir....
Buna göre istisna sözleşmesinden doğan ilişkilere de 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun ..... hükümlerinin uygulanması hukuken olanaklı değildir. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 26.02.2003 gün ve 2003/15-127 Esas, 2003/102 Karar sayılı kararında bu husus belirtilmiştir. Görev; yargılamanın her aşamasında resen incelenmesi gereken bir dava şartıdır (HMK 1,114/1-c md). Somut olayda, davacı vekili müvekkili ile davalı şirket arasında müvekkiline ait evdeki pencereler ve kış bahçesi sisteminin alman malı profillerden renkli imal ve montaj işi konulu eser sözleşmesi akdedildiğini ancak işin eksik ve ayıplı yapıldığını iddia ederek asıl davada davalı yanın iş bedelinin tahsili için müvekkili aleyhine başlattığı icra takibi hakkında menfi tespit ve istirdat taleplerinde bulunmuş, birleşen davada ise eksik ve ayıplı ifa nedeniyle uğradığı zararının tazminini talep etmiştir....
Somut olayda; davacının Diyarbakır 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/13 E. sayılı dosyasında menfi tespit davası açtığı, yapılan yargılama sonunda borcun 7.901,86 TL'lik kısmından sorumlu olduğuna ilişkin karar verildiği, kararın Yargıtay 13.Hukuk Dairesi tarafından onanarak 23.11.2010 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Ancak; davacı ile davalı arasında yapılan taksitlendirme protokolünün hangi borca ilişkin olduğu, davacının davaya konu borçtan başka da borcunun olup olmadığı, var ise protokolün bu borçları da kapsayıp kapsamadığı anlaşılamamaktadır....
Bu noktada kesinleşmiş bir icra takibinin varlığı, istirdat davası açısından özel dava şartıdır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 72/6.maddesi uyarınca "Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir." hükmü ile menfi tespit davası devam ederken borcun ödenmesi halinde davanın resen istirdat davasına dönüşeceği düzenlenmiş ise de, bu halde dahi yukarıda bahsedildiği üzere borcun cebri icra tehdidi altında ödenmiş olması gerekir ki dava istirdat davasına dönüşebilsin. .....Somut olayda davalı şirketin, davacı hakkında 25/06/2014 tarih K 0011452 kaçak tespit tutanağı nedeniyle 15.656,30- TL borç çıkarıldığı, davacının bu borca ilişkin mahkememizde menfi tespit davası açtığı, dava devam ederken davacı tarafça 15/04/2019 tarihinde davacı tarafından borcun ödendiği, davacı vekili tarafından borcun ödenmiş olduğu gerekçesiyle davanın istirdat davasına dönüştürülmesi için dilekçe vermiş olduğu anlaşılmıştır...
Bankası Zeytinburnu Şube'sinin tevdii mahalli olarak tayin edildiği,bononun kimin elinde bulunduğu tespit edilmesi sebebi ile mahkeme tarafından menfi tespit ve istirdat davası açmak üzere davacıya süre verildiği ve verilen süre içinde İstanbul 11. ATMnin 2021/386 esas sayılı dosyasında istirdat davası açıldığı, 07.04.2022 tarihinde asıl ve birleşen davaların reddine karar verildiği, dosyanın istinaf aşamasında olup henüz kesinleşmediği anlaşılmaktadır.Talep eden vekilince davaya konu 31/05/2021 vade Tarihli, 1.000.000- TL bedelli bono bedelinin tevdii mahalli tayin edilen bankaya ödendiğini ve bu bedelin kendilerine ödenmesini talep etmiş ise de açılan bono iptal davasında TTK 757.maddesine uygun olarak senedin muhatabına ödemeden men yasağı getirilerek vadesi gelen borçlar yönünden tevdi mahalli tayin edildiği, senedi elinde bulunduran kişi belirlendiği için TTK 758.madde hükmü işletilerek istirdat davası açılması için süre verildiği sabittir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İstirdat-Menfi tespit Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı istirdat ve menfi tespit davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Davacılardan ... tarafından Av. ...'a verilen vekaletnamede davadan feragat yetkisi olmadığı anlaşıldığından, davadan feragat yetkisini içeren vekaletnamenin ilgilisinden temin edilerek evraka eklenmesi ve bundan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE,13.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Bunun dışında, icra takibi taraflar arasındaki maddi ilişkiyi tespit edecek nitelikte olmadığından, alacaklının takibe girişmesinden sonra, hatta takip kesinleştikten sonra da borçlunun, borçlu olmadığının tespitini mahkemeden istemesi mümkündür. Borçlu, belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açabilir; bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi iptal edilir ve borcu ödemekten kurtulur. Ancak, borçlu borcunu icra dairesine ödedikten sonra, artık menfi tespit davası açamaz. Zira, borçlunun sırf borçlu olmadığının tespitinde, hukuki bir yararı yoktur. Bundan sonra, ödediği paranın geri alınması için bir dava açması söz konusu olur ki, bu da istirdat davasıdır (Prof. Dr. Hakan Pencanıtez, Prof. Dr. Oğuz Atalay, Do. Dr. Meral Sungurtekin Özkan, Doç. Dr....
Ve 2018/ 737 K. sayılı dosyası ile davanın kabulüne karar verildiğini, açılan menfi tespit davasının sonuçlanması üzerine istirdat davası açıldığını, hak düşürücü sürenin aşılmış olması sebebi ile davanın reddine karar verildiğini, dava dosyası incelenecek olursa dava kesinleştikten sonra süresi içerisinde istirdat davası açıldığını, menfi tespit davası ve istirdat davasının amacı aynı olduğundan, borçlu açtığı menfi tespit davası sonuçlanmadan önce borcu ödemek zorunda kalırsa, menfi tespit davasının istirdat davasına dönüşeceğini, (İİK md. 72) ayrıca menfi tespit davası kesinleşmeden borç ödenirse istirdat davası açılabileceğini, bu durumda İİK Md. 72' deki hak düşürücü sürenin uygulanmayacağını, ödeme yapıldığı hususu da davacı şirketçe öğrenildiğinin akabinde hemen arabuluculuk yoluna başvurulup eldeki davanın açıldığını belirterek; istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep...