Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

KANITLAR VE GEREKÇE / Dava, menfi tespit davasıdır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun ''Dava Şartı olarak Arabuluculuk'' başlıklı md.5/A-f.1: ''Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.'' şeklindedir. 28/03/2023 tarihli ve 7445 sayılı Kanun'un 31....

    Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise, ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir (Kuru, B.; İcra ve İflas Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 233). HMK'nın 106. maddesinde düzenlenen tespit davasının özel bir şekli olan menfi tespit davası, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davası olarak nitelendirilemez. Menfi tespit davası sonucunda, borçlunun borçlu olmadığının anlaşılması halinde borçlu olunmayan kısım belirtilmek suretiyle olumsuz tespit hükmü kurulması gerekir. Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştüğü hâllerde dahi olumsuz tespit hükmü kurulması gerekmektedir....

    nın davacı ve davalı aleyhine açtığı tazminat davası sırasında davacının ... ve davalı arasında düzenlenen protokolden haberdar olduğu böylece yapmış olduğu tahsilatın haksız olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davanın ve davalı vekilinin tazminat talebinin ayrı ayrı reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....

      Hukuk Dairesinin 2022/487 E.2022/422 K.sayılı ilamı ile ''dava konusunun kaçak elektrik kullanıldığından bahisle maddi ve manevi tazminat davası olduğundan ''bahisle görevsizlik kararı verilmiştir. Dosyada yapılan incelemede,''Davacının kaçak elektrik kullanımına ilişkin Istanbul Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1057 E.sayılı dosyası ile açılan menfi tesbit davasının bilirkişi ücretinin yatırlmaması nedeniyle esastan reddedildiğini ve dosya istinaf aşamasındayken davalı tarafın aleyhine takibe geçerek banka hesaplarına ve tapu kayıtlarına haciz koydurduğunu,verilen kararın Bölge Adliye Mahkemesince bozularak kesin olarak hükme bağlandığını beyanla ,HAKSIZ OLARAK YAPILAN HACİZLER nedeniıyle ticari itibarının zedelenip kredi alamadığı ve manevi olarak da zarara uğradığından bahisle maddi ve manevi tazminat isteminde bulunduğu anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince de dava haksız haciz nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası olarak nitelendirilerek karar verilmiştir....

      İİK'nun 72. maddesi uyarınca açılan menfi tespit davalarında kural olarak herhangi bir süre öngörülmemiştir.Aynı hükümde istirdat davası için ödeme tarihinden itibaren (1) yıl içinde istirdat davası açılabileceği belirtilmişse de mahkemece davacının talebi gözetilmeden ve anılan hükümdeki ödemeden itibaren dava açma süresinin başlayacağı hususları dikkate alınmadan karar verilmiştir. Öte yandan menfi tespit davası devam ederken takip konusu borcun icra tehdidi altında ödenmesi halinde menfi tespit davası istirdat davasına dönüşür. Bu durumda mahkemece davacının menfi tespit talebi yönünden işin esasına girilerek İİK'nun 72. maddesindeki menfi tespit ve istirdat davası ile ilgili hükümler gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken olaya uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 17.11.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit-istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili; davalı bankanın bir çeke dayalı olarak müvekkilinin de çekte cirosunun bulunduğundan bahisle icra takibi başlattığını, ancak çekteki imzanın müvekkiline ait olmadığını belirterek müvekkilinin davalı bankaya borçlu olmadığının tespitine, icra takibi sırasında ödenen paranın davalıdan istirdatına ve davalı aleyhine tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; davanın yasal sürede açılmadığını, ayrıca daha önce açtığı davayı takip etmeyen davacının bu davayı açmakta hukuki yararı olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir....

          TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 06/10/2021 NUMARASI : 2021/565 ESAS 2021/774 KARAR DAVA KONUSU : Tüketicinin Açtığı Menfi Tespit KARAR : Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir....

          Başka bir şekilde ifade etmek gerekirse, menfi tespit davası icra takibinden önce sonuçlanmaz ve ihtiyati tedbir kararı verilmemiş olması (veya ihtiyati tedbir kararının kaldırılması) nedeniyle, (menfi tespit davası görülmekte iken) borç alacaklıya (davalıya) ödenmiş olursa, menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir (m.72/6); yani menfi tespit davası (kendiliğinden) istirdat davasına dönüşür; bu hâlde mahkeme menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam eder (Kuru, Baki: İstinaf Sistemine Göre Yazılmış İcra ve İflâs Hukuku, Ankara, 2017, s. 146). Bu durumda İİK’nın 72- (6) maddesi gereğince bedele dönüşen isteminin temeli menfi tespit davasıdır. Menfi tespit davasında ispat yükü, kural olarak davalı alacaklıya düşer. Davacı (borçlu), davalının (alacaklının) varlığını iddia ettiği hukukî ilişkiyi (meselâ borcu) sadece inkâr etmekle yetinmekte ise, başka bir deyişle bu hukukî ilişkinin (borcun) hiç doğmadığını ileri sürmekte ise ispat yükü davalıya düşer....

          Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir."05/04/2023 tarihinde yürürlüğe giren 28/03/2023 tarihli ve 7445 sayılı İcra Ve İflas Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 31. maddesine göre: "6102 sayılı Kanunun 5/A maddesinin birinci fıkrasında yer alan “paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında” ibaresi “para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında,” şeklinde değiştirilmiştir."05/04/2023 tarihinde yürürlüğe giren 28/03/2023 tarihli ve 7445 sayılı İcra Ve İflas Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un geçici madde-1'e göre: "Bu maddeyi ihdas eden Kanunla, 6102 sayılı Kanunun 5/A maddesinin birinci fıkrası ile 7036 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasına eklenen menfi tespit ve istirdat davaları hakkındaki hüküm, 1/9/2023 tarihinde ve sonrasında açılacak davalar...

            Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, dava konusu edilen alacak icra takibine konu ve bonodan kaynaklanmakta olup davalının açtığı istirdat davasına konu alacak ile aynı alacak olduğu, her iki davanın tarafları ve konusunun da aynı olduğu, alacak ve menfi tespit veya istirdat davalarının birbirinin zıddı ve simetriği davalar olduğu, bu davalardan birinin kesinleşmesi halinde karşıtı olan davanın da ortak kesin hüküm nedeniyle dinlenmeyeceği, bu nedenle kesinleşen alacak davasına karşı menfi tespit davası açılamayacağı gibi menfi tespit veya istirdat davasına karşı da alacak davası açılamayacağı, tarafları ve konusu aynı olan ve Yargıtay aşamasında geçerek kesin hükme bağlanan uyuşmazlığın yeniden başka bir adla yargıya taşınmasının kesin hüküm nedeniyle mümkün görülmediği, bu hususun dava şartı olması ve resen gözetilmesinin gerektiği gerekçesiyle, davanın kesin hüküm nedeniyle dava şartı yokluğundan HMK 114/I maddesi gereğince usulden reddine karar verilmiştir....

              UYAP Entegrasyonu