Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

KARAR Davacı, davalı ile imzaladıkları 21.4.1987 tarihli devre tatil sözleşmesi gereğince,...İlçesi, .. mevkiinde bulunan 911 ve 1139 parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki ...Tatil Sitesinde A bölgesinde bulunan 10 kapı nolu evin 8. ve 16. devrelerini kapsayan devre tatil hakkına sahip olduğunu, davalı tarafından gönderilen 14.2.2005 tarihli yazı ile, yenileştirme ve iyileştirme kapsamında siteye 11.557.000 TL. tutarında harcama yapıldığını, bu miktarın yenileme katkı payı adı altında devre sahiplerinin hisselerine düşen tutarlarda ödemeleri gerektiğinin bildirildiğini, oysa ki sözleşmenin 10. maddesinin c fıkrası gereğince, devre sahipleri olarak ödemekle yükümlü oldukları miktarın, işletme servis bedellerinden ibaret olduğunu, davalının bu servis bedellerini de keyfi olarak fahiş belirlediğini, kapasite artırma ve ek gelir sağlamayı amaçlayan otel, havuz gibi harcamaların devre sahiplerinden talep edilemeyeceğini, bu talebin 4077 sayılı yasa ve yönetmelik hükümlerine ve hakkaniyet...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki devre tatil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalı ile yaptığı 15.11.1998 tarihli devre tatil sözleşmesi gereğince, 2002 yılına kadar tatil hakkını kullandığını, ancak 2002 yılından itibaren davalının sözleşme gereğince edimlerini yerine getirmemeye başladığını ileri sürerek, sözleşmenin feshi ile, 40 yıl süreli sözleşme nedeniyle ödenen 15000 DM’den 9 yıllık kullanım bedeli düşüldükten sonra kalan 11625 DM’den, şimdilik 2500 YTL’nin tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir....

      kapı nolu evin 30.4/29.5 dönemini kapsayan devre tatil hakkına sahip olduğunu, 14.2.2005 tarihli yazı ile davalının yenileştirme ve iyileştirme kapsamında siteye 11.557.000.000 TL. harcama yaptığını ve bundan devre tatil hakkı sahiplerinin paylarına düşen kısmın ödenmesini istediğini, sözleşmeye göre devre tatil hakkı sahiplerinden devre tatil servis bedeli istenebileceğini, davalının belirlediği devre servis bedelini de ödediklerini, kapasite artırma ve ek gelir sağlamayı amaçlayan otel, havuz gibi harcamaların kendilerinden istenemeyeceğini, bunun 4077 sayılı yasa ve yönetmelik hükümlerine, hakkaniyet ilkelerine aykırı olduğunu bildirip, davalıya yenileme katkı payı adı altında ödeme yapılmaması gerektiğinin tespitiyle yaratılan muarazanın menine ve borçlu olmadığının tesbitine karar verilmesini istemiştir....

        Davalı, davacının tesisi görerek sozleşmeyi imzaladığını, kapıdan satışın söz konusu olmadığını süresinde cayma hakkını kullanmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, cayma hakkının süresinde kullanılmadığı, ayıplı hizmet verildiğine ilişkin delil de bulunmadığından davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 2010/14242-2011/12955 Davacı, ailesi ile tatile çıktığı dönemde kuşadasında bir otelde şov amaçlı gösterimden sonra ,davalı şirket elemanlarınca aldatıcı vaad ve taahhütler ile psikolojik baskı uygulayarak 04.06.2003 tarihli devre tatil sözleşmesini imzaladığını, ancak tatil hakkını hiç kullanmadığını, tesisin kullanıma hazır halde kendisine tesliminin yapılmadığını belirterek, sözleşmenin feshi ile, ... olduğu bedelin iadesi istemiyle eldeki davayı açmış, davalı ise devre tatil sözleşmesinin kapıdan satış şeklinde yapılmadığını, davacının tesisleri bizzat görerek sözleşmeyi imzaladığını savunmuştur....

          KARAR Davacı, davalı şirket ile 25.05.2012 tarihli tatil köyü devre tatil üyelik sözleşmesi imzaladığını, 134-B nolu ünitenin 46-47.haftaları kırmızı döneminin 20 yıllığına kiraladığını, sözleşme gereği 200,00 TL’yi peşin olarak sözleşmenin kurulması sırasında ödediğini, 8.400,00 TL tutarlı bono imzaladığını, sözleşmenin kurulmasından en az bir gün önce bakanlıkça belirlenen tüketici haklarına dair form verilmediğini, cayma süresi dolmadan bono düzenlenmek suretiyle kendisinin borç altına sokulduğunu, kendisine devre mülk olarak pazarlanan yerin devre tatili olduğunu anlaması ve tüketicinin haklarının gereği gibi anlatılmaması üzerine gün ve 13079 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile sözleşmenin feshini bildirdiğini, yine davalı tarafından aleyhine sayılı dosyasında icra takibi yapıldığını, sözleşmenin feshedilmesi sebebiyle takip konusu bononun karşılıksız kaldığını belirterek; 2014/9709 esas nolu dosyasındaki takibe konu 8.400,00 TL bedelli bonodan dolayı borçlu olmadığının tespitine,...

            Asıl dava yönünden istinaf başvuru sebeplerinin incelenmesi neticesinde; Davacı-karşı davalı tüketici ile devre tatil sağlayıcısı konumundaki davalı-karşı davacı şirket arasında 15/8/1991 tarihinde Bolu ili, Merkez ilçe, Ömerler köyü İkisuarası mevkiinde kain 1406 parsel sayılı taşınmaz üzerinde D bölgedeki 78 kapı numaralı evi toplam eski para ile 22.403.200 bedelle Devre Tatil Sözleşmesi imzalandığı, sözleşme konusu devre tatil bedelinin 12.496.000 TL'sinin peşin alındığı, geriye kalan bedelin (20) ayda ödeneceğinin, sözleşmenin 17. maddesinde öngörülen (99) yıllık devre tatil süresinin sona ermediği ve davalı şirket tarafından davacıya gönderilen ve dava dilekçesinde bahse konu 29/09/2015 tarihli davalı şirket yazısı ile davacı tüketiciden dava konusu tesisin bulunduğu tatil köyünden faydalanmaya devam edebilmeleri için devre kullanımlarına ilişkin olarak belirlenecek devre servis bedeli (DSB) ile Bolu 2....

              Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, 720 euro üzerinden itirazın iptaline, % 20 inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Taraflar arasındaki sözleşmede, devre tatil sahiplerinin devre tatil ve ana taşınmazın genel giderlerinin karşılanması için takvim yılı içinde bakım aidatını ödemekle yükümlü olduğu, aynı tarihli taahhütnamede de, yıllık bakım ve onarım aidatının 120 euro olduğunun kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır. Yine davalının 17.7.2005 - 23.7.2005, 12.9.2007 - 15.9.2007 tarihleri arasında tesiste konakladığına ilişkin belgelerin sunulduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, devre tatil sözleşmesine dayanılarak davacı tarafından belirlenen yıllık aidat bedelinin fahiş olup olmadığı hususlarında toplanmaktadır....

                Sözleşmeye göre iki kişilik stüdyo dairenin 31.hafta (03- 10 Ağustos) dönem itibariyle 7/3650 oranındaki hissenin davalı tarafından davacıya bedeli karşılığında tahsis edilip, taşınmaz tapusunun davacıya verileceği kararlaştırılmış ise de, dava dosyası kapsamındaki tapu senedi suretinin ise dava dışı Safiye Arslan adına tanzim edilmiş olduğu ve tapu kaydının sözleşme konusu olan devre tatil hakkını kapsayıp kapsamadığı anlaşılamamıştır. 6502 sayılı Kanun'un ''Devre Tatil Ve Uzun Süreli Tatil Hizmeti Sözleşmeleri'' başlıklı 50.maddesi aşağıdaki gibidir: (1) Devre tatil sözleşmesi, bir yıldan uzun süre için kurulan ve tüketiciye bu süre zarfında birden fazla dönem için bir veya daha fazla sayıda gecelik konaklama imkânı veren sözleşmelerdir. (2) Devre tatil sözleşmeleri ile sağlanan hakkın şahsi veya ayni bir hak olması bu maddenin uygulanmasını engellemez....

                "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında düzenlenen devre mülk sözleşmesinin iptali, ödenen bedelin iadesi ile tapunun iptali istemine ilişkin olarak açılan davada Adana 4....

                  Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet 2009/13993-2010/4354 satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. Somut uyuşmazlıkta taraflar arasında 4077 sayılı kanun kapsamında olan devre tatil sözleşmesi ilişkisi bulunduğu anlaşılmaktadır. 4077 sayılı yasanın 23. maddesi bu kanunu uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Taraflar arasındaki uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz....

                    UYAP Entegrasyonu