Dava, muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraza ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de, mahkeme gerekçesi, yerinde değildir. Muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ileri sürülen hukuki olgu, davalı ile dava dışı borçlunun muvazaalı borç yaratmak suretiyle alacaklı durumundaki üçüncü kişilerden mal kaçırma işleminin, davacıya karşı ileri sürülememesini sağlamaktır. Bu davalarda alacağın gerçek bir alacak olduğunu davalı tarafın ispat etmesi gerekirse de, bunun için borçlandırıcı işlemin daha sonra ki tarihte yapılmış olup olmaması da önem taşır. Somut olayda, muvazaalı olduğu öne sürülen davalı alacağına esas rehin sözleşmesi noterde ....07.2011 tarihinde düzenlenmiştir. Davacı yanın takibinin dayanağı olan çekin keşide tarihi ise, ....04.2012 tarihidir....
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2-Haciz yolu ile takiplerde düzenlenen sıra cetveline itiraz davalarında, kıyasen uygulanması gereken İİK'nın 235/3. maddesi uyarınca sıra cetvelinin iptaline değil, davalıya ayrılan payın, yargılama giderleri ve vekalet ücreti de dahil olmak üzere öncelikle davacıya ödenmesine, artan kısım bulunması halinde davalıya bırakılmasına karar verilmesi, sıranın değiştirilmesine ya da iptaline ya da sıra cetvelinin iptaline karar verilmemesi gerekir. Sıra cetveline itiraz davaları sonunda verilen hüküm, sadece davanın tarafları bakımından sonuç doğurur ve verilen kabul kararı ile durumun tespiti ile yetinilmeyip, eda hükmü kurulmalıdır....
AŞ. arasındaki ilişkinin muvazaaya dayandığı ve bankanın protokole aykırı biçimde haczi fekkettirmediği iddialarının incelenmesinin genel mahkemelerin görevine girdiği; davalı haczinin düşmediği, diğer davalı vergi dairesinin ilk hacze iştirak şartlarını sağladığı gerekçesiyle .......... temlik alan ............. ile arkadaşları vekillerince temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacılar vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının İcra ve İflas Kanunu’nun 366 ncı maddesi uyarınca reddi gerekmiştir. 2- İcra ve İflas Kanunu'nun 142 nci maddesine göre alacağın esas ve miktarına yönelik sıra cetveline itiraz davaları genel mahkemelerde görülür....
Bu durumda mahkemece, sıra cetveline itiraz davasında karşı dava yolu ile sıra cetveline itiraz edebileceğinin kabulünün, hakdüşürücü sürenin karşı dava yolu ile aşılması anlamına geleceği, sıra cetveline karşı hak düşürücü süre içinde karşı davanın açılmadığı gerekçesiyle, süreye ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK'nın 114/2. ve 115/2. maddeleri uyarınca karşı davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, ispat yükünün asıl ve karşı dava yönünden ayrı ayrı belirlenmesi gerektiği hususu da gözardı edilerek ispat yükünün yer değiştirdiğinin kabulü ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. 2-Asıl davada davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; Muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davalarında iddia, kural olarak, borçlu ile davalı alacaklının anlaşmalı (muvazaalı) biçimde borç ilişkisi oluşturarak, diğer alacaklılardan mal kaçırma amacı güttükleri noktasındadır. Bunun için muvazaalı muamelenin borçlandırıcı işleme göre yapıldığı tarih önem taşır....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :... 1.İcra Mahkemesi Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı ... ve ... vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, davacı alacağının tahsili için girişilen takibin ve bu takibe vaki itiraz üzerine açılan itirazın iptali davası tarihinin İcra ve İflas Kanunu’nun 100/2 nci maddesi uyarınca ilk hacze iştirak şartlarını taşıdığı iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davasıdır....
Muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davalarında iddia, kural olarak, borçlu ile davalı alacaklının anlaşmalı (muvazaalı) biçimde borç ilişkisi oluşturarak, diğer alacaklılardan mal kaçırma amacı güttükleri noktasındadır. Bunun için muvazaalı muamelenin borçlandırıcı işleme göre yapıldığı tarih önem taşır. Muvazaadan söz edilebilmesi için, kural olarak, muvazaalı olduğu ileri sürülen alacağın, kendisinden mal kaçırıldığı iddia edilen alacaktan daha sonra veya yakın tarihlerde doğmuş olması, diğer anlatımla kural olarak muvazaalı tasarrufun, diğer alacaklı lehine yapılan borçlandırıcı işlemden sonraki tarihi taşıması gerekir. Daha önce doğan alacak, daha sonra doğan alacak için muvazaa oluşturamaz. Takip işlemlerinin hızlandırılması, İİK’nın 20. maddesi uyarınca sürelerden feragat ve haczin borçlunun beyanı üzerine konulması, tek başına muvazaayı gösteren vakıalar değildir. Muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükü, davalı alacaklıdadır....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava davacıların alacaklı olduğu takip dosyasının sıra cetveline alınmadığı ve derdest davalar nedeniyle haczin düşmediği iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davasıdır. İcra Mahkemesince Ulubey İcra Müdürlüğü’nün 2006/23 sayılı takip dosyasından konulan haczin düştüğü gerekçesiyle şikâyetin reddine karar verilmiş; hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava bonoya dayalı alacağın gerçek olmadığı ve sıralamanın doğru belirlenmediği sıra cetveline yönelik itiraz davasıdır. Mahkemece yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve alınan bilirkişi raporuna göre esasa yönelik sabit olmayan davanın reddine, İcra ve İflas Kanunu'nun 142/son maddesi uyarınca sıraya ilişkin itirazın İcra Mahkemesi'nin görev alanında kaldığı gerekçesiyle bu yönden mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş; hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. İcra ve İflas Kanunu'nun 142 nci maddesi uyarınca sıra cetveline itiraz davaları kural olarak genel mahkemelerde görülür....
İcra Müdürlüğü' nün 2009/24886 sayılı dosyasındaki borçlunun alacağına haciz talebi bir yıllık süre içinde yapılmadığından alacaklının haciz isteme hakkının düştüğü, bu durumda İcra Müdürlüğü' nce dosya işlemden kaldırılmasa bile borçluya yenileme talebinin tebliğ edilmesi, daha sonra haciz talebinde bulunulması gerektiği, hacze iştirak şartlarının henüz oluşmadığı gerekçesiyle şikayetin kabulüne, sıra cetvelinin iptaline karar verilmiştir. Karar, şikayet olunan şirket vekilince temyiz edilmiştir. Sıra cetvelinin tebliğinden itibaren yasal süre içerisinde her alacaklı ilgililer aleyhine dava açmak suretiyle sıra cetveline itiraz edebilir. Borçlunun İİK 142. maddesi uyarınca sıra cetveline itiraz hakkı bulunmamaktadır. Bu durumda; borçlu alacağın esas ve miktarına ilişkin haklarını İİK' nun 72. maddesi uyarınca menfi tespit veya istirdat davası açmak suretiyle ileri sürebilir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ''Mahkememizin tefrik edilen 2021/113 E.sayılı dosyasına asli müdahale yoluyla sıra cetveline itiraz eden Mehmet Fatih Tolu'nun daha evvelden İstanbul 5.İcra Hukuk Mahkemesinin 2017/976 E.sayılı dosyasına sıra cetveli şikayetinde bulunduğu celp edilen dosya suretinden anlaşılmıştır. O halde asli müdahale talep eden bu davacının anılan icra hukuk şikayetini açtığı tarih itibariyle sıra cetvelinden haberdar olduğu kuşkusuzdur. Dolayısıyla asli müdahale talep eden davacının ayrıca sıra cetveline itiraz etme düşüncesi varsa İİK 142/1.maddesinde yer alan aynı 7 günlük süre içerisinde Asliye Hukuk Mahkemesinde de sıra cetveline itiraz davası açması gerekmektedir. Bilindiği üzere HMK 65.maddesine göre asli müdahale tıpkı birleşen dava veya karşı dava gibi dava içinde ayrı bir dava olup, asli müdahale talep tarihi itibariyle zaman aşımı ve hak düşürücü sürelere tabidir....