Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Tarih :9.2.2006 Nosu :458-27 Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davasıdır. Davalı vekili müvekkilinin araç alım satımı ile iştigal ettiğini, dava dışı borçluya sattığı araçların satış bedelinin teminatı olmak üzere araçlara haciz konulduğunu, araçların satışlarının noterden yapıldığını ve fatura düzenlendiğini; düzenlenen faturaların açık olduğunu ve dava dışı borçlu şirketin faturalara itiraz etmediğini; İcra Mahkemesi'nde görülen bir başka dava nedeniyle de borcun ikrar edildiğini bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

    nin alacaklı ... aleyhine açtığı muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davasının reddedilip Yargıtay incelemesinden geçmek suretiyle kesinleşmiş olmasına göre, İİK'nın 366. maddesi ve HUMK'nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, asıl dosyada şikayetçi vekilinin karar düzeltme isteminin REDDİNE, 17,70 TL harç ve takdiren 384,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine, 24.06.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davasıdır. Yasal dayanağı İİK'nın 142. maddesinin birinci fıkrasıdır. İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır. Yargıtay 23.Hukuk Dairesi'nin 04/06/2013 tarih 2013/2427 Esas 2013/3765 Karar sayılı ilamında belirtildiği gibi sıra cetveline itiraz davaları kurul olarak sıra cetveline giren yada girme hakkı bulunduğu halde sıra cetveline alınmayan alacaklılar tarafından aynı iştirak derecesi içerisinde bulundukları yada üst sırada bulunan alacaklılara karşı açılacağı, davacının talebinin sıra cetvelinin 1.sırasında bulunan davalı T3 alacağının muvazaalı olduğu iddiasına dayalı olduğu, İcra İflas Kanunu'nun 140/1. maddesinde, İcra Müdürlüğünce hangi hallerde haciz sıra cetveli düzenleneceği belirtilmiştir....

      O halde davacının söz konusu bonoya karşı muvazaa iddiasında bulanabileceğinin kabulü gerekir. Bu durumda, muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükü davalı alacaklıda olduğundan, davalı temlik alacaklısı ...'e, temlikinin gerçek bir borç ilişkisine dayalı olduğunu ispat etmesi için imkan tanınması, bu husustaki savunma ve delilleri araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye ve yanılgılı gerekçeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 15.11.2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

        Mahkemece yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve alınan bilirkişi raporuna göre davalı ...’nin alacağının kaynağının ispatlanamadığı gerekçesiyle adı geçen hakkındaki davanın kabulüne, sıra cetvelinin 6. sırasının iptali ile bu davalıya ödenmesi gereken tutarın davacıya ödenmesine; davalı...Makine San. Tic. Ltd. Şti.nin alacağının ise taraflar arasındaki ticari ilişkiye dayanmasına ve davalının 122.644,83 TL. alacaklı olduğunun anlaşılması nedeni ile bu davalı hakkındaki davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Muvazaa iddiasına dayalı olarak açılan sıra cetveline itiraz davalarında ıspat yükü davalı alacaklıdadır. Her zaman düzenlenmesi mümkün olan bono, alacağın varlığını üçüncü kişilere karşı ispata yeterli değildir. Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesinde davalı ....Makine San. Tic. Ltd. Şti.nin takibe dayanak kıldığı bononun keşide tarihi itibariyle alacaklı değil 18.788,03 TL borçlu olduğu tesbit edilmiştir....

          Maddeleri gereğince sıra cetveli hazırlanmış ve bu sıra cetveli neticesinde; Alacaklısının ... A.Ş. Olduğu .... İcra Müdürlüğü'nün ... E. Sayılı dosyası, Alacaklısının ... olduğu .... İcra Müdürlüğü'nün ... E. Sayılı dosyası, Alacaklısının ... Bankası A.Ş. olduğu .... İcra Müdürlüğü'nün ... E. Sayılı dosyası, Alacaklısının müvekkili şirket olduğu .... İcra Müdürlüğü'nün ... E. Sayılı dosyası, Şeklinde alacaklıların sıralandığını, Sıra cetveli hukuka uygun olarak hazırlanmadığı davalılar aleyhine "sıra cetveline itiraz etme" zarureti hasıl olduğunu, Her zaman düzenlenmesi mümkün olan bono, tek başına sıra cetvelindeki alacağı kanıtlamaya yeterli olmadığını Yargıtay tarafından verilen bir çok kararda özellikle belirtildiğini, Muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükü alacağına itiraz edilen alacaklıya düşmekte olduğunu, Alacaklısı ... olan ve borçlularının ... ve ipotek borçlusu ...'nın kefil olarak gösterildiğini .... İcra Müdürlüğü'nün ... E....

            Dava, muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraza ilişkindir. Dava konusu sıra cetveli ile dağıtımı yapılan para borçlunun üçüncü kişiden olan alacağıdır. Borçlunun üçüncü kişi ile arasındaki bir hukuki ilişkiden kaynaklanan henüz doğmamış fakat doğması muhtemel alacağın haczi İİK'nın 89. maddesine göre mümkündür. İİK'nın 89.maddesine uygun haciz ihbarnmesi yerine müzekkere yazılarak haciz konulması ise, aynı yasanın 88.maddesinde düzenlenen menkul haczi hükmündedir. Haciz müzekkeresi ile ancak mevcut bir alacak üzerine haciz konulabilir. Somut uyuşmazlıkta, davacının sıra cetveline itiraz edebilmesi için öncelikle dağıtıma konu alacak üzerinde geçerli bir haczinin bulunması gerekir. Davacı alacaklının takip dosyasından müzekkere ile borçlunun ...'dan olan alacağı üzerine haciz konulması istenmiştir. Bu müzekkere İİK'nın 89.maddesine uygun bir haciz ihbarnamesi olmadığından öncelikle müzekkerinin ...'...

              Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne, sıra cetvelinin iptaline, davacının alacaklı olduğu dosyanın birinci sırasındaki alacak olduğunun tespitine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2- Dava, muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz istemine ilişkindir. Haciz yolu ile takiplerde kıyasen uygulanması gereken İİK'nın 235/3. maddesi uyarınca, sıra cetveline itiraz davalarında sıra cetvelinin iptaline veya davalının sıra cetvelinden çıkarılmasına değil, davalıya ayrılan payın, yargılama giderleri de dahil olmak üzere öncelikle davacı alacağının karşılanmasına, artan kısım bulunması halinde davalıya bırakılmasına karar verilmesi gerekir....

                Dava, muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraza ilişkindir. Muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davalarında, davacının iddiası kural olarak, borçlu ile davalı alacaklının anlaşmalı (muvazaalı) biçimde borç ilişkisi oluşturarak, diğer alacaklılardan mal kaçırma amacı güttükleri noktasında olduğu için bu tür davalarda muvazaalı muamelenin borçlandırıcı işleme göre yapıldığı tarih önem taşır. Muvazaadan söz edilebilmesi için, kural olarak, muvazaalı olduğu ileri sürülen alacağın, kendisinden mal kaçırıldığı iddia edilen alacaktan daha sonra veya yakın tarihlerde doğmuş olması gerekir. Daha önce doğan alacak, daha sonra doğan alacak için muvazaa oluşturamaz. Takip işlemlerinin hızlandırılması, İİK'nın 20.maddesi uyarınca sürelerden feragat ve haczin borçlunun beyanı üzerine konulması, tek başına muvazaayı gösteren vakıalar değildir. Muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükü, davalı alacaklıdadır....

                Muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davasında ispat yükü davalı alacaklıdadır. Davalı alacağının varlığını birbirini doğrulayan delillerle ispatlamalıdır. Her zaman düzenlenmesi mümkün olan bono, üçüncü kişilere karşı alacağın varlığını tek başına ispatlamak için yeterli değildir. Bu durumda mahkemece davalıya alacağının varlığını ispatlamak hususunda delillerini ibraz için imkan tanınmak ve varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmek gerekirken, ispat yükünün aidiyetinde hataya düşülmesi sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir. SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 31.5 .2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu