Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır. Elbirliği mülkiyetine (TMK m.701) konu bir taşınmazda elbirliği (iştirak halinde) ortaklarından birinin, ortaklık dışı bir kişiye satım vaadinde bulunması halinde, sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerli olmakla birlikte elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağının varlığından söz edilemez....
Kaynağını Türk Borçlar Kanununun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanununun 237. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır....
Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır. Geçerli bir sözleşmenin ifa olanağı bulunmadığında 818 sayılı BK’nın 96 ve 106. maddeleri dikkate alınması gerekir. 6100 sayılı HMK'nun 26. Maddesinin birinci fıkrasında; "Hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır. Ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez, duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir." hükmü yer almaktadır. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil davalarının kabulü için aranacak ilk husus sözleşmenin ifa olanağının bulunup bulunmadığıdır. Sözleşmenin herhangi bir nedenle aynen ifa edilememesi sonucu, vaat alacaklısının zarara uğrayacağı açıktır....
DELİLLER : Tapu kaydı, keşif, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, gayrimenkul satış vaadi ve inşaat sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Kaynağını Türk Borçlar Kanununun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanununun 237. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir.....
Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Ancak satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan “dürüst davranma kuralı” ile bağdaşmayacağından dinlenmez. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır....
Kaynağını Türk Borçlar Kanununun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanununun 237. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil davalarının kabulü için aranacak ilk husus, sözleşmenin ifa olanağının bulunup bulunmadığıdır....
Mahkemece, dava konusu satış vaadi sözleşmesinde ekli tapu senedinde maddi hata sonucu taşınmazın parsel numarasının farklı olarak belirtildiği anlaşılmakla, davanın kabulüyle davacı tarafından dava konusu resmi senette ödendiği ispat edilemeyen satış vaadi sözleşmesinde bahsi geçen 500,00-TL'de dava tarihindeki 1/2 hissenin güncel değeri olarak bilirkişice belirlenen 45.330,00-TL'den isabet ettiği mahkemece belirlenen 10.070,00-TL bedeli davalılara, dava tarihinden itibaren ödeme tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte ödemesi koşuluyla; 493 ada 11 parsel 3 nolu bağımsız bölümün 1/2'sinin tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir. Hükmü, davalılar ... ve ... vekili temyiz etmiştir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil davalarının kabulü için aranacak ilk husus, sözleşmenin ifa olanağının bulunup bulunmadığıdır....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/332 Esas sayılı dosyasında davaya konu satış vaadi sözleşmesinin iptali için açtıkları davanın derdest olduğunu, sözleşmenin sahte olması ihtimalinin bulunduğunu, davaya konu taşınmazların fiilen teslim edilmediğini, 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu bildirmiş, davanın zamanaşımı ve esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar ... ve ..., ..., ..., ..., ... davayı kabul ettiklerini bildirmişlerdir. İlk Derece Mahkemesince, davacının taşınmazda zilyetliği bulunmadığı ve davaya konu taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin 05/06/1970 tarihinde yapıldığı, dava konusu taşınmazların sözleşmenin yapıldığı tarihte niteliklerinin imar parseli olmadıkları, çalılık ve tarladan ibaret oldukları, 3194 sayılı İmar Kanunun 18. maddesinin son fıkrası hükmü gereğince ifa olanağı söz konusu olmayan taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden dolayı tapu iptali ve tescil kararı verilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan) istemine ilişkindir. Somut olayda; davacının, Veli Çeliktaş'ın 03.08.2005 tarihinde Erdemli l....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı-karşı davalı vekili tarafından, davalı-k.davacı aleyhine 12.10.2005 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali, tescil ve karşı dava olarak satış vaadi sözleşmesinin iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulü, karşı davanın reddine dair verilen 21.11.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalı vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, davacı-karşı davalı ... ile davalı-karşı davacı arsa maliki ... arasında 20.02.2002 tarihinde yapılan arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmesi hükümlerine göre arsa malikine kalan 10 m2 dükkanın 09.04.2003 tarihli biçimine uygun satış vaadi sözleşmesi ile kendine satıldığından tapu kaydının iptali ile davacı adına tescili, ikinci kademe istek ise taşınmazın dava tarihindeki...