"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 23.03.2010 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali tescil olmaz ise tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; tapu iptali ve tescili isteminin reddine dair verilen 11.05.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 3.9.2008 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile 433 parseldeki davalı hak ve hisselerini satın aldığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tescilini, olmaz ise şimdilik 7500-TL nin tahsilini talep etmiştir. Davalı, taşınmazı vekili aracılığı ile sattığını ve parasını aldığını, taşınmaz ile alakası olmadığını bildirmiştir....
Noterliğinin 31/07/2002 tarih ve 6597 yevmiye numaralı vasiyetnamesinin iptali talebinin reddine karar verilmiş; tenkis yönünden ise davacı tarafça yalnızca vasiyetnamenin iptali, olmadığı takdirde tenkis talebinde bulunulduğu, vasiyete konu taşınmazların muris sağ iken ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile davalı ...’a devredildiği, sözleşmenin muvazalı olduğunun ileri sürülmediği, taleple bağlılık ilkesi gereğince sözleşmenin muvazalı olup olmadığına ilişkin bir değerlendirme yapılamayacak olması nedeniyle 01.04.l974 gün ve l/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama yerinin bulunmadığı, ölünceye kadar bakma akdi ivazlı akitlerden olup ivaz olarak bakım edimi yerine getirilmekle tenkise de konu edilemeyeceği gerekçeleriyle tenkis talebinin de reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ile davalılar ... ve ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....
Mahkemece,murise davalı tarafından bakıldığı, bu nedenle sözleşmenin bedelsiz sayılamacağı muvazaa iddiasının yerinde olmadığı, sözleşmenin mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla yapıldığı iddiasının kanıtlanamadığı tenkis isteğinin de yerinde olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekilince süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hakimi ...'ün raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü....
Ancak, tenkis hesabının yapılması murisin adına olan tüm terekenin (temlik içi-temlik dışı) murisin ölüm tarihi itibariyle değerinin tespiti; gerek sabit tenkis oranının hesaplanması, gerekse ihlal edilen mahfuz hissenin belirlenmesi için zorunludur.Dosya içinde vasiyete konu 1 nolu parseldeki taşınmaz ile temlik dışı olup terekeye dahil olan 550 parsel nolu taşınmazın değeri hem Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Yapı Yaklaşık Birim Maliyetlerine göre, hem de çevrede yapılan araştırma sonucu serbest alım rayiçlerine göre belirlenmiş, bilirkişi tenkis hesabında Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Yapı Yaklaşık Birim Maliyetlerine göre belirlenen değeri esas almış ise de, davalı vekili davacının terekeye ve tenkis hesabına dahil 550 parseldeki taşınmazda bulunan ¼ hissesini 21.8.2008 tarihinde diğer mirasçı ...’ya 25.000 TL’ye sattığını, bu nedenle hesapta bu taşınmazın değerinin 100.000 TL olarak alınmasını talep etmiş, fakat bilirkişi davacı ile 3.cü kişi arasındaki sözleşmenin bu davada...
-K A R A R- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı sözleşmesinin iptali, mülkiyetin aidiyetinin tespiti, aşamada tenkis istemine ilişkindir. Hemen belirtmek gerekir ki, dava sözleşmenin iptali istekli olarak açılmış, 10.12.2013 tarihli dilekçe ile tenkis davasına dönüştürülmüş olup muris muvazaasına dayalı iptal talebi, tenkise göre daha geniş kapsamlı olduğu için ıslaha gerek kalmaksızın davanın tenkise çevrilmesi mümkündür. Çünkü ‘’çoğun içerisinde azın da bulunduğu’’ kuralı gözönünde tutulursa muvazaa isteklerinin tenkise dönüştürülmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön yoktur. Diğer taraftan; miras, mirasbırakanın ölümüyle açılır (TMK 575.md). Türk Medeni Kanunu'nun 571/1. maddesi ise “Tenkis davası açma hakkı, mirasçıların saklı paylarının zedelendiğini öğrendikleri tarihten başlayarak bir yıl ve her halde vasiyetnamelerde açılma tarihinin, diğer tasarruflarda mirasın açılması tarihinin üzerinden on yıl geçmekle düşer.” hükmünü amirdir....
CEVAP Davalı vekili, davacıların murisin kardeşleri ve yeğenleri olduğunu kardeşlerin saklı paylarının ihlal edilmediğini, yeğenlerin ise saklı payları olmadığını, sözleşmenin gerçek ve geçerli olduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile murisin davacılardan mal kaçırmak amacıyla söz konusu taşınmazları davalıya devrettiğini davacıların ispatlayamadığı, ayrıca sözleşmeye konu gayrimenkullerin değerinin çok fazla olmadığı, diğer taşınmazlarla birbirlerine çok yakın olduğu ayrıca davacılar tarafından ispatlanmış bir husumet durumunun da olmadığı, tenkis talebi yönünden ise ölünceye kadar bakma sözleşmesinde ivazın yerine getirildiği kanaatine varıldığı, kazandırıcı işlemlere karşı tenkis talebinde bulunamayacağı gerekçesiyle asıl dava ile birleştirilen davanın reddine yönelik karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....
Taraflar arasında görülen tapu iptali, tescil ve tenkis davası sonunda, yerel mahkemece iptal tescil isteğinin reddine, tenkis isteğinin kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, ehliyetsizlik hukuksal nedenine dayalı tapu iptali tescil olmaz ise tenkis isteklerine ilişkindir. Davacılar, mirasbırakanları ......, 26621 ada 2 sayılı parseldeki payını davalı ......
Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde tenkis isteğine ilişkindir. Mahkemece, mirasbırakanla davalı arasındaki sonradan tapuya işlenen bakım sözleşmesinin gereğinin karşılıklı olarak yerine getirildiği, raporlara ve tanık beyanlarına göre davalının mirasbırakana olağanüstü şekilde ölünceye dek iyi baktığı, yapılan tasarrufun bağış niteliğinde ya da muvazaa ile illetli olmadığı, ancak davada kademeli olarak tenkis de talep edildiğinden dava açan mirasçılar yönünden saklı paya tecavüz olduğu belirlenerek buna göre sabit tenkis oranında davacı mirasçıların saklı paylarının ayrı ayrı tespit olunduğu gerekçesi ile davacıların davalarının tenkis olarak kabulüne, davacıların tapu iptali ve tescil isteğinin reddine karar verilmiştir....
Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede; Dava, ehliyetsizlik sebebiyle vasiyetnamenin iptali ve kademeli tenkis istemine, birleşen dava ise ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı ölünceye kadar bakma akdinin iptali ile mümkün olmaz ise tenkis istemine ilişkindir. Asıl davada; vasiyetnamenin iptali ve tenkis talep edilmiş ise de Lüleburgaz 2. Noterliğince 24/02/2016 tarih ve 01059 yevmiye numarası ile düzenlenen işlemin ölüme bağlı tasarruflardan olan vasiyetname olmadığı, söz konusu işlemin Düzenleme Şeklinde Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesi olduğu, bu nedenlerle davacıların asıl davayı açmakta hukuki yararları bulunmadığı gerekçesi ile asıl davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL, TENKİS Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, miras bırakanları Nureddin'in, 4305 parsel sayılı taşınmazını mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla ikinci eşi olan davalıya ölünceye kadar bakma akdi ile temlik ettiğini, işlemin muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde tenkis isteğinde bulunmuşlar, daha sonra tenkis isteğinden vazgeçmişler, davacı ...'in yargılama sırasında ölümü üzerine mirasçıları davadan feragat ettiklerini bildirmişlerdir. Davalı, davalıdan önce üç kez evlilik yapan mirasbırakanın evlilik yapmasındaki öncelikli amacın kendisine bakılmasını sağlamak olduğunu, sözleşmenin evlendikten iki yıl sonra yapıldığını, bakım borcunu yerine getirdiğini bildirip davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, bakım borcunun yerine getirildiği, muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı, tenkis isteğinden de vazgeçildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....