WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 08/02/2022 NUMARASI : 2021/255 Esas-2022/65 Karar DAVACI : VEKİLİ DAVALI : VEKİLLERİ DAVANIN KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil|Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR TARİHİ : 26/09/2023 KARAR YAZIM TARİHİ : 10/10/2023 Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan Tapu İptali Ve Tescil|Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasında mahkemece davanın tapu iptali talebi yönünden reddine, alacak talebi yönünden kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili; Davacı ... ile davalı .... Şti....

    Ltd.Şti. arasında dava konusu 29.01.2012 tarihli sözleşmenin imzalandığını, sözleşmenin niteliği itibariyle TBK'nın 520/1. maddesinde tanımlanan gayrimenkul simsarlığı sözleşmesi olduğunu, sözleşmenin konu başlıklı 2. maddesinde görüleceği üzere, davacının davalı tarafından gerçekleştirilen projelerinin tanıtım ve pazarlamasını yaparak sözleşmenin önce ve sonrasında müşteri ile bağlantı kurulmasını sağlayacağı ve aracılık faaliyeti sonunda gerçekleşen her bireysel satış için komisyon ücretine hak kazanacağının düzenlendiğini, davacının defalarca dava dilekçesinde müvekkilinin tek yetkili temsilci ve satıcı olduğunu belirtmesine rağmen taraflar arasındaki ilişkinin izah edildiği şekilde nitelendirilmesinin mümkün olmadığını, davacının müvekkilinin projelerindeki bağımsız bölümleri kendi nam ve hesabına satmadığını, sözleşmenin 4. maddesi uyarınca projelerin tanıtımı ile pazarlamasını yaptığını, müşteriler ile bağlantı kurmak suretiyle satış öncesi ve sonrasında taraflar arasındaki koordinasyonu...

      olduğu,ancak bu tarihten 2 ay önceden sözleşmenin yenilenmeyeceği bildirilmediği için sözleşmenin yenilendiği ve sözleşmenin 30.06.2016 tarihine kadar uzadığını, buna göre yenilenen sözleşme dönemi içerisinde süresi içinde fesih bildirimi yapılmadığı ve yine sözleşmeye aykırı olarak, 01.07.2015 tarihi itibariyle başka bir tedarik şirketi portföyüne girdiğini, davalı abonenin 30.06.2016 tarihine kadar davacı şirket portföyünde kalması gerekirken, başka bir piyasa katılımcısı şirket ile anlaşmış olmasının sözleşmenin açık bir ihlali olduğunu, abonenin başka bir tedarikçi tarafından talep edildiği anda sözleşmenin haksız olarak fesih edileceği ortaya çıkmakta olup, bu tarihten itibaren indirimli satışa devam edilmemiş olmasının hukuka ve sözleşme şartlarına uygun olduğunu,mahkeme tarafından davalının hangi tarihte fesih iradesi gösterdiği, fesih iradesini gösterdiği tarihe kadar, davacının sözleşme taahhütlerini uyup uymadığının araştırılmadığını, sözleşme şartları olağan seyrinde...

        Taraflar arası dava süreçleri ve kronolojik sıralama göz önüne alındığında Giresun 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2000/191 Esas sayılı dosyasında görülen menfi tespit davasında sözleşmenin 17.maddesine göre hasar ve sorumluluk kavramlarının yargılama faaliyetine konu edildiği, davalının tahkim itirazının yerel mahkemece kabul edilmediği ve işin esasına girilerek davacının 1/10 oranında sorumluluğuna karar verildiği aşamada kararın temyiz edilip edilmeyeceği ve kesinleşme hususları sabit olmadan ....'nin iş bu alacak davasını açtığı sabittir. Dikkat edilecek ilk husus ilk açılan dava menfi tespit davası olup bu dava sonucunda verilecek olan hüküm icrai nitelikte olmayıp somut olayda da sadece sorumluluğun belirlenmesi ve hasarın nevi yönünden karar verilmiştir. Alacaklının alacağını tahsil edebilme ve icrai bir hüküm elde edebilmesi için her halukarda bir eda davasına ihtiyaç olup alacak davasını açmakta hukuki yararı vardır. Menfi tespit davası sırasında davalı ...'...

          İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, " davacı şirketin ticari defterlerinde, davaya konu icra takip tarihi itibariyle davacı şirketin davalı şirketten 120.02.638 kodlu alıcılar hesabına istinaden 11.188,75 TL alacak bakiyesi ile 128.01.326 kodlu şüpheli ticari alacaklar hesabına istinaden 45.912,65 TL alacak bakiyesi olmak üzere toplam 57.101,40 TL asıl alacak bakiyesi olduğunun kayıtlı olduğu, davalının davacıdan 01.02.2015 - 01.02.2017 dönemleri arasında enerji satın alacağına dair sözleşmesinin bulunduğu ancak davalının 2016/02 döneminden sonra başka bir firmadan elektrik satın aldığı tespit edilmiş olup sözleşmenin davalı tarafından süresinden önce feshedildiğine yönelik davacı iddiasının yerinde olduğu, davalının ise ticari defter ve belge sunmadığı ve itiraz sebeplerini kanıtlayamadığı "gerekçesiyle davanın kabulü ile , davalı tarafından İstanbul ... İcra Müdürlüğünün ......

            İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı tarafın müvekkil şirket ve distribütör ile 01.12.2017 tarihli Açık Satış Noktası Sözleşmesi imzaladığını ve sözleşme kapsamında davalıya 150.000,00 TL tutarında nakit katkı aktarıldığını, sözleşmenin 20.maddesi gereğince, davalı işletici sözleşmenin ihlali halinde müvekkili şirketten veya distribütörden almış olduğu mali katkı ve yardımın tümünü müvekkili şirkete ve/veya bayi/distribütöre geri ödemekle yükümlü olduğunu, dolayısıyla sözleşmenin 20.maddesinin açık olup "davalının sözleşme maddelerinden her hangi birini ihlal etmesi halinde müvekkili şirket ve/veya bayi tarafından davalıya işleticiye yapılan yatırımın tamamının müvekkil şirket tarafından talep edilebileceğinin davalı tarafından kabul ve taahhüt edildiğini, bayi ve müvekkili şirket arasındaki uygulamaya göre bölgede yapılan yatırımların bir kısmının bayi tarafından karşılandığını, bu sebeple bayi ......

              bir çalışma beyanı hazırlanıp davalıya sunulduğu ve davalı tarafından bu çalışma beyanın kabul edilmediği hususu iddia edilmediği gibi ispatta edilmediğinden, ilk derece mahkemesinin gerekçesi ve buna bağlı olarak taraflar arasında davacı alacak talebini haklı kılacak bir sözleşmenin kurulmadığı, tarafların imzasını içeren belgenin davacıya ait bir ön teklif niteliğinde olduğu, dolayısıyla mevcut olmayan sözleşmeye göre davacı alacak talebinde bulunamayacağından, davanın reddine dair mahkeme kararında hukuka aykırı bir yön bulunmadığından, yerinde olmayan davacı istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiştir....

                Taraflar arasındaki sözleşmenin 26.maddesinde davacı yüklenicinin iş sağlığı ve güvenliği mevzuatına uymakla ve buna ilişkin tedbirleri almakla mükellef olduğu, hatta işin ifası sırasında meydana gelebilecek her türlü mali ve hukuki sorumluluğun da davacı yükleniciye ait olduğu, aynı sözleşmenin 3.5 maddesine göre yüklenicinin iş süresince görevini ayıpsız ve sözleşmeye uygun şekilde tamamlamış olması halinde alacağın ödenebilir olacağını kararlaştırmışlardır. Nitekim davalı tarafça, davacının gönderdiği faturayı bu nedenle iade etttiği ve davacının yaptığı 1.edim yönünden kurallara uymaması nedeni ile 2.iş yapılmadan önce sözleşmeyi feshettiğinin anlaşılması'' gerekçesi ile, " davanın KISMEN KABULÜ ile, 4.850,50 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine, sözleşmenin haksız feshedildiğinin tespiti ve ikinci iş bedeli ve buna ilişkin zarar bedeli taleplerinin reddine'' şeklinde karar verilmiştir....

                  Gerek istinaf sebebi yapılan ve gerekse HMK'nın 355. maddesine göre kamu düzeni nedeniyle resen dikkate alınması gereken hususların incelenmesinde; Dosya kapsamı, mevcut delil durumu, davalı kurumun tacir olmaması, mutlak bir ticari dava olmaması, bu haliyle dava konusu sözleşmenin ticari nitelikte olmaması ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

                    İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf talebinde; sözleşmenin M.5 maddesi uyarınca alacağını sistem kurallarına göre tahsil edinceye ve borcunu Türk Barter'a ödeyinceye kadar geçen süreler için yıllık üyelik bedelinin ödenmesi gerektiğini, davalının halen sistemden 93.584,00 TL barterlı mal ve hizmet alım hakkı olduğundan üyelik bedelini ödemesi gerektiğini, davalının sistem içinde alacak bakiyesi tükeninceye kadar yıllık üyelik bedeli ödeme sorumluluğu bulunduğunu, bu alacaktan feragat edilmediğini belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın kabulünü talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, istinaf talebine cevap vermemiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, barter üyelik aidatı alacağının tahsili için yapılan takibe itirazın iptaline ilişkindir. Dosya kapsamından, davacının ödenmeyen üyelik bedelleri ve gecikme tutarı toplam 11.922,45 TL alacağın tahsili için İstanbul .... İcra Müdürlüğü'nün ......

                      UYAP Entegrasyonu