Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

17/12/2010 tarihinde sözleşmenin feshi nedeniyle iş kapsamında alımı yapılan sarf malzemesinin ne kadarlık kısmının kullanılamadığına dair herhangi bir belge bulunmadığı, başka bir anlatımla tazminat istemine konu tutarın sözleşmenin feshi nedeniyle plastik tüp, cuvettes, labstrip, yeşil iğne, telli tüp v.s. malzemenin kullanılamayan kısmına ilişkin olduğunun davacılar tarafından ortaya konulamadığı, kaldı ki tazminat istemine sebep fesih işleminden sonra davacılarından hizmet satın alma yoluna gidildiği ve 03/02/2011 tarihine kadar söz konusu işin davacılar tarafından yürütüldüğü, son olarak davacıların sözleşmenin geçerli olduğu 30 aylık ( 2,5 yıllık) dönem için gerekli tüm sarf malzemenin alımının yapıldığı yönündeki idianın ise hayatın olağan akışına uygun olmadığı birlikte değerlendirildiğinde, davacıların sözleşmenin feshi nedeniyle kullanamadıkları sarf malzemeleri sebebiyle 294.517,46-TL zarara uğradığının kabulünün mümkün olmadığı; Tazminat talebinin sözleşmenin ifa edilebilmesi...

    kaynaklanmayan sebeplerle alacağına kavuşamamış olması nedeniyle uğradığı yıpratıcı sürece bağlı olarak------- manevi tazminatın sözleşmenin feshinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınacak davacıya verilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      Sözleşmesinin imzalandığını, sözleşmenin 8.1.maddesindeki "Sözleşmenin süresi 01/03/2016-01/03/2017 tarihleri olup, taraflardan herhangi birinin sözleşmenin sona erme tarihinden 1 ay önceden feshedildiğine ilişkin yazılı bildirimi olmadıkça 1 yıllık sürelerle kendiliğinden yenilenecektir" hükmüne göre, dava dosyasında, sözleşme bitimi olan 01/03/2017 tarihinden 30 gün önce sözleşmenin yenilenmeyeceğine ilişkin tarafların herhangi birine ait yazılı bir bildirime rastlanmadığından, sözleşmenin 01/03/2017 tarihinden 01/03/2018 tarihine kadar kendiliğinden yenilendiğini, sözleşmenin 9.1.maddesindeki "İşbu sözleşmenin feshine ilişkin bir bildirim noter vasıtası ile yapılmakta geçerli bir tebligatın hükümlerini doğuracaktır" hükmüne uygun olarak, dava dosyasında, davalı tarafından noter vasıtası ile yapılmış bir fesih bildirimine rastlanmadığından, sözleşmenin 8.3.maddesine göre "taraflardan herhangi biri sebep göstermeksizin sözleşmeyi feshetmek istediği takdirde tazminat olarak karşı tarafa...

        Oysa, Dairemizin yerleşmiş uygulamasına göre, sözleşmenin davalı tarafından haksız feshedildiği kanaatine varıldığı takdirde, davalının sözleşmeyi haksız feshi üzerine, öncelikle davacının sözleşmenin feshinden sonra aynı veya emsal nitelikte bir işi ikame etmesi için gereken makul süre tespit edilip, bu süreye karşılık gelen zarar miktarına hükmedilmesi gerekirken davalı şirketin tüm cirosuna tekabül eden tutarda tazminata hükmedilmesi de doğru olmamış, kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir. ...- Kabul şekli bakımından da, ıslah tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK'nın 177. maddesinde ıslahın tahkikatın sona ermesine kadar yapılabileceği düzenlenmiştir. Yine, mülga 1086 sayılı HUMK 84. maddesi de aynı mahiyettedir. Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulu'nun 06/05/2016 tarih ve 2015/1 E- 2016/1 K. sayılı kararında da açıklandığı üzere, her ne sebeple verilirse verilsin bozmadan sonra ıslah yapılması mümkün değildir....

          -TL sözleşmeden kaynaklı alacağın, sözleşmeden kaynaklı masrafları karşılamak için sattığı araç bedeli olarak şimdilik 1,00.-TL maddi tazminat ile olay nedeniyle duyduğu üzüntüden kaynaklı 50.000,00.-TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Dosya kapsamından, taraflar arasında tescil edilmiş bir marka ile ilgili bir uyuşmazlığın bulunmadığı, davacı tarafça 5846 sayılı FSEK’dan kaynaklı eserden doğan bir mali/manevi hak ihlali iddiasının ileri sürülmediği gibi, aynı zamanda tescilli bir sınai mülkiyet hakkına da dayanılmadığı, uyuşmazlık konusunun tarafların aralarında yaptıkları sözleşmenin ifasına yönelik olduğu anlaşıldığından, davanın Ankara 13. Asliye Hukuk Mahkemesince görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....

            ın yaptığı sağlık masrafları nedeniyle katılan kurumun 649,41 TL zarara uğratıldığı ve bu şekilde sanığın dolandırıcılık suçunu işlediği iddia olunan somut olayda; sanığın söz konusu fesih kararının iptali için Samsun İdare Mahkemesine açtığı davanın 12.05.2006 tarihinde sonuçlandığı, sanığın savunmasında bu tarihe kadar sözleşme devam ettiğinden ve şantiyede kalan eşyaların muhafazası gerektiğinden işçi çalıştırdığını ve zorunlu olarak bildirimde bulunup prim ödediğini beyan ettiği, sözleşmenin feshinden önce sanığın 23 işçi için bildirimde bulunup prim ödemesine rağmen, sözleşmenin feshinden sonra sadece 2 işçi için bildirimde bulunmaya devam ettiği, bu işçilerden de sadece ...'ın sağlık harcaması olduğundan herhangi bir sağlık gideri bulunmayan diğer işçi ...'ın şikayete konu edilmediği, sanık ...'in, işçisi ...'...

              İş sayılı dosya ile tespit davası açtıklarını ve davalının bahsedilen adreste müvekkiline karşı haksız rekabet oluşturacak eylemlerde bulunduğunun tespit edildiğini, davalının, sözleşmeyi feshettiğini bildirerek, müvekkili ile yapmış olduğu sözleşmede belirtilen adreste, müvekkili ve müvekkiline ait marka sayesinde edinmiş olduğu müşteri portföyü ile haksız kazancına devam ettiğini, davalı tarafın sözleşmeye açıkça aykırı olan söz konusu tutum ve davranışları nedeniyle, müvekkilini hem maddi hem de manevi zarara uğrattığını, bu nedenlerle Franchise sözleşmesinden kaynaklı 5.000 EURO ve 5.000 TL maddi tazminatın yasal faizi birlikte ve haksız rekabetten kaynaklı 100.000 TL manevi tazminatın yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine, mülkiyet hakkı müvekkiline ait marka dolayısıyla davalı tarafından haksız rekabet teşkil eden eylemlerinden menine ve bu eylemlerin önlenmesine, mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep...

                Bölge adliye mahkemesince, taraflar arasındaki sözleşme kapsamında teminat olarak davacının davalıya ödeme yapacağı kararlaştırılmış ise de, açıkça sözleşme kapsamında çeklerin bu sözleşmenin teminatı olarak keşide edildiği ve tahsil edildiğinin anlaşılamadığı, teminatın iadesinin de sözleşmenin haksız feshine bağlanması nedeniyle davacının iddiasını ispatlayamadığı, dava konusu alacağın ispat edilememesi karşısında, davacının icra takibine girişmesinde haksız olmasının yanında kötüniyetli olduğunun da davalı tarafından ispat edilmediği gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                  Davalı, ihale işlemlerinde mevzuata aykırılıkların bulunduğunun gerekçesiyle sözleşmeyi feshetmiş, mahkemece uyulan bozma kararında sözleşmeyi fesheden davalının kusurlu olduğu ve davacının sözleşmenin feshinden kaynaklanan zararından sorumlu olduğu belirlenmiştir. Bu durumda uyuşmazlık, sözleşmenin feshi nedeniyle davacının uğradığı zararın belirlenmesine ilişkindir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davacının dava dışı firmalardan aldığı fatura toplamının 1.512.850,42 TL olduğu belirtilmiştir. Mahkemece, davacının sözleşmenin geçerliliğine olan güveni nedeniyle katlandığı masrafları, sözleşmenin feshinde kusurlu olan davalıdan isteyebileceği, davacının sözleşme gereğince katlandığı masrafların 1.512.850,42 TL olduğu, davacının ticari defter ve kayıtları ile masraflarını ispatladığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Davacının, sözleşmenin feshi nedeniyle uğradığı zararı ispatlaması gerekmektedir....

                    Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre, taraflar arasındaki 3 yıl süreli imzalanan sözleşmenin, süresinden önce davalı tarafından feshedildiği, sözleşme ile taraflara karşılıklı olarak sözleşmenin süresinden önce sebep göstermeksizin fesih yetkisi tanındığı, bu düzenlemenin bir tarafın diğer tarafa zorla kabul ettirdiği bir koşul olmayıp aynı yetki yani sebep göstermeden fesih yetkisinin aynı şartlar altında davacı tarafa da tanındığı, sözleşmenin sona ermesi ve feshinden dolayı müşteri kaybı, şerefiye, portföy tazminatı, kar kaybı veya benzeri gerekçelerle tarafların birbirinden tazminat talep hakkından feragat ettiklerine dair son derece açık olan sözleşmenin 11.6 maddesi hükmünü davacının kabul etmesi karşısında, sözleşmede kendisine tanınan bir hakkı kullanan davalıdan davacının tazminat talep hakkının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu