Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece anılan sözleşmenin 3.maddesi hükmü gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiştir. Oysa sözleşmenin 3.maddesine aykırılığın yaptırımı aynı madde de ayrıca düzenlenmiştir. Başka bir ifadeyle anılan maddedeki edimin yerine getirilmemesi halinde ancak bu maddede belirtilen yaptırıma hükmedilebilirse de bu durum sözleşmenin feshinin haksız olduğunun kabulünü gerektirmez. O halde mahkemece iddia ve savunmalar çerçevesinde sözleşme hükümleri de gözetilerek davalı bayinin sözleşmeye aykırı davranıp davranmadığı, ... isimli şahsın davalının alt bayisi olup olmadığı hususları yeterince araştırılarak konusunda uzman bilirkişiden ayrıntılı ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alındıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilip uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme neticesinde yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir....

    Mahkemece toplanan delillere göre; sözleşmenin imzalandığı ve davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 3226 sayılı  Finansal Kiralama Kanunu'nun 22.maddesi uyarınca sözleşmenin kiracı aleyhine yapılan bir icra takibinin semeresiz kalması halinde sona ereceği, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 26/1-d maddesinde ise, kiracıya karşı herhangi bir kimse tarafından iflas, haciz, ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir, konkordato vs.. gibi yollardan yasal kovuşturmaya başlanması hallerinin sözleşmenin feshini gerektiren sebepler olarak kabul edildiği, yasada sadece icra takibi yapılmasının sözleşmenin sona ermesi için yeterli görülmediği, takibin semeresiz kalması koşulunun da aranmakta olduğu, dolayısıyla sözleşme hükümlerinin yasal düzenlemeye aykırı olduğu, bu nedenle somut olayda dikkate alınmaması gerektiği, bunun yanında davalı kiracı hakkında başlatılan icra takiplerinin semeresiz kalmadığı, dolayısıyla yasada düzenlenen sözleşmenin sona ermesi halinin de gerçekleşmediği gerekçesiyle...

      Taraflar arasındaki kiracılık sıfatının devam ettiğinin tespiti, muarazanın meni ve menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içerisinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, davalı ile aralarında 02.02.2009 başlangıç tarihli beş yıl süreli kira sözleşmesi bulunduğunu, davalı tarafından gönderilen 31.12.2013 tarihli yazı ile sözleşmenin 9. maddesinin ihlal edildiğinden bahisle sözleşmenin feshedildiğini, sözleşmenin feshi akabinde gönderilen 29.01.2014 tarihli yazıda ise sözleşmenin haklı nedenle feshedildiği gerekçesi ile cari yıl kira bedeli olan 41.218.71....

        TL sözleşmenin feshi ile yoksun kalınan kâr bedelinin ve.. TL cezai şart bedelinin sözleşmenin feshi tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili davacı şirketin müvekkili ile akdedilen sözleşmeden önce kurulduğunu, müvekkili ile yapılan sözleşmenin ifası amacıyla kurulmuş olmadığından kuruluş masraflarının istenemeyeceğini, istenen masrafların davacının kendi varlığını sürdürmek için yaptığı olağan giderler olduğunu, müvekkilinin sözleşmenin feshi için haklı nedenleri olmasına rağmen, davacıya keşide edilen ihtarda yükümlülüklerini yerine getirmesi için süre verildiğini, müvekkilinin sözleşmeyi feshetmediğini, davacının sözleşmeyi feshinin haklı olmadığını, davacının cezai şart ve yoksun kalınan kar talebinin dayanaktan yoksun olduğunu, savunarak davanın reddini istemiştir....

          Davalı vekili, taraflar arasındaki sözleşmenin yanların ortak iradesi ile sona erdirildiğini, fesih protokolünün her iki tarafın da imzasını taşıdığını, talep edilen tazminatın fahiş olduğunu, sözleşmenin müvekkili şirketçe tek taraflı olarak feshedildiği kabul edilse dahi, sözleşmenin 9. maddesi uyarınca en fazla 3 aylık hizmet bedeli talep edilebileceğini, 5 aylık ücrete ilişkin istemin kabulüne olanak bulunmadığını, sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini, manevi tazminat isteminin de koşullarının oluşmadığını savunarak davanın reddini istemiştir....

            Tüketici Mahkemesince, devremülk satış sözleşmesinin feshinin koşullarının oluştuğunun anlaşılması halinde davacı üzerinde yer alan tapunun sözleşmenin feshinin doğal sonucu olarak davalıya iadesi gerekeceği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. ... 2. Asliye Hukuk (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesince, dava konusu ihtilafın ve davacı talebinin taraflar arasında düzenlenen devremülk sözleşmesinin iptali, ödenen bedelin iadesi istemine ilişkin olduğu, taşınmaz aynına ilişkin olmadığı, davanın hukuki niteliği gereği kesin yetki kuralı teşkil etmeyen ve süresi içerisinde ileri sürülmeyen yetki itirazı üzerine mahkemece kendiliğinden yetkisizlik kararı verilemeyeceği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. Devre Mülk Hakkı Kat Mülkiyeti Kanununda düzenlenen taşınmazın müşterek mülkiyet payına bağlı bir haktır....

              Davacı 28.02.2004 tarihli taahhütname başlıklı olarak imzalanan sözleşme hükümlerinin davalı yanca yerine getirilmediğini ileri sürerek ve akti feshettiğini bildirerek davalıya iş bedeli karşılığında ödediği 3.500.000.000 liranın tahsili için icra takibine giriştiğini, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek takibe itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiş, mahkemece davanın aktin feshinin haklı olmadığı görüşüyle reddine dair verilen karar davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davada feshin haklı olup olmadığı tartışılmış ve feshin haklı olmadığı görüşüyle dava reddedilmiş ise de sözleşmenin konusunu bedel karşılığı ... yapılması teşkil ettiğinden ve böyle bir sözleşmenin feshedilmesi halinde, fesih iradesinin yükleniciye ulaşmasıyla akit son bulduğundan bu durumda da tarafların birbirlerine verdiklerini geri vermeleri gerekeceğinden davacının davalıya çekle yaptığı ödemenin iadesi gerekir....

                Mahkemece, davacının sözleşme gereğince herhangi bir faaliyette bulunmadığı için, sözleşmenin davalı tarafça haklı nedenle feshedildiği, sözleşmenin 14.3 maddesi hükmünün sözleşmenin feshinin söz konusu olduğu tüm hallerde uygulanacağı, 14.3 maddesi hükmünün sadece 14.2 maddesinin yaptırımı olduğuna dair sözleşmede açık bir hüküm bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir....

                  "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sözleşmenin feshinin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 2,75 TL. kalan harcın temyiz edenden alınmasına, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    İnceleme konusu karar, Asliye Hukuk Mahkemesince verilen sözleşmenin feshinin durdurulmasına ilişkin olup, belirgin şekilde 14'ncü maddenin kapsamı dışında bulunmakta ve niteliği bakımından Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin işbölümü alanı içine girmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle dava dosyasının Yargıtay 13.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 13.5.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu