Mahkemece toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davacı tarafından sözleşmenin yürürlükte olduğu dönemde davalının Bayilik Sözleşmesi’nin 6. ve 8. maddelerine aykırı davranışı nedeniyle cezai şart talep etmiş ise de, belirtilen cezai şartlar ifaya ekli cezai şart niteliğinde olup, B.K.nun 158/2. maddesi uyarınca akdi fesh eden alacaklının ifaya ekli bu cezai şartları talep edemeyeceği, ayrıca sözleşmenin diğer şartlar bölümünün 5. ve 6. maddelerindeki cezai şartlara yönelik talebin de ispatlanamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, sözleşmeye aykırılık nedeniyle cezai şart ve tazminat talebine ilişkindir. Mahkemece alınan ilk raporda, talep edilen tazminat ve cezai şart ile ilgili kesin bir kanaat oluşmadığı belirtilmiştir....
- K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasında 23.03.2010 tarihinde otogaz bayiilik sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin 5 yıl süreli olup sözleşme ilişkisi devam ederken davalının 22.02.2011 tarihli ihtarname ile sözleşmeyi feshettiğini, sözleşmenin davalı bayiye tek taraflı fesih hakkı vermediğini, ayrıca davalının da sözleşmeyi feshinde haklı olmadığını, sözleşme uyarınca müvekkilinin cezai şart talep etme hakkının doğduğunu belirterek sözleşmenin 21. maddesinde öngörülen 50.000 USD cezai şart için fazlaya dair alacakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 3.000 USD'nin Merkez Bankasının yasal döviz faizi ile sözleşmenin 7-c maddesi gereğince de şimdilik 5.000 TL'nin fesih tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
ettiğini, sözleşme hükmü gereği, 30 gün önce bildirimde bulunmadan sözleşmenin feshinin haksız fesih olduğunu ve cezai şart ödenmesi gerektiğini, cezai şart talebi için herhangi bir süre öngörülmediğinden 2 ay sonra cezai şart talep etmelerinin mümkün olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın kabulünü talep etmiştir....
Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda; davalının bayilik sözleşmesi ile kendisine yüklenen yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle davacının kar mahrumiyeti ve cezai şart taleplerinin yerinde olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 7.500,00 TL'nin dava tarihinden, 40.667,26 TL'nin ıslah tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, bilirkişilerce saptanan cezai şart miktarının davalının mahvına sebep olacak nitelikte fahiş olmadığı kabul edilerek cezai şart da herhangi bir indirim yapılmasına yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Mahkemece, toplanan delillere göre, davacının sözleşmeyi haklı nedenle feshettiği, sözleşmenin 28. maddesi uyarınca davacının 108.036 TL cezai şart isteyebileceği, davalının cezai şartın hepsini ödemesinin ekonomik yönden mahvına sebep olacağı, davalının vergi borcu ile SGK primlerini ödememesinden dolayı hakkında icra takibi yapıldığı, cezai şart miktarının yüksek olduğu, bu nedenle tenkisi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, takdiren 10.803 TL'nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bu miktara dava tarihinden itibaren reeskont faizi uygulanmasına, fazla talebin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, bayilik sözleşmesinin feshi nedeniyle cezai şart alacağının tahsili istemine ilişkindir. Davalı tacir olmakla birlikte cezai şart davalı borçlunun iktisaden mahvına sebep olacak derecede ağır ve yüksek ise cezai şarttan indirim yapılabilecektir....
Taraflar arasında bayilik sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşmenin 12.maddesi gereğince müddetinin 10 yıl olduğu, 13.maddesi gereğince sözleşmenin herhangi bir hükmünün kısmen veya tamamen ihlal edilmesi halinde davacıya davalı bayi tarafından her seferinde 50.000 USD cezai şart ödenmesinin kabul ve taahhüt edildiği 15.maddesinde ise bayiinin yılda asgari 8.000 ton benzin, motorin gaz satmayı taahhüt ettiği, hususları sabittir. ../.. (2) Somut olayda, uyuşmazlık davalı bayiinin anılan sözleşmenin 15.maddesinde gösterilen yılda asgari 8.000 ton beyaz malı taahhüdüne uygun olarak sözleşme süresince satmadığı, bir başka deyişle taahhüt ettiği kotayı doldurmadığı, bu ihlalin sözleşme süresince devam edegeldiği, sözleşme süresinin bitiminden sonra davacının eksik önal alımından dolayı davalıdan cezai şart talep edemeyeceği noktasında toplanmaktadır....
Mahkemece, toplanan delillere ve denetime elverişli bilirkişi raporuna göre; taraflar arasındaki sözleşme uyarınca davalının 12/07/2009 tarihine kadar akaryakıt satışına başlamadığı, davacının temerrüde dayalı sözleşmeyi feshetmekte haklı olduğu, bu kapsamda davacının sözleşmeye göre 200.000 USD cezai şart karşılığı TL'yi davalıdan talep hakkının bulunduğu, davacının davalıya gönderdiği 26/01/2010 tarihli ihtarname ile 15 gün atifet mehli vermek suretiyle istasyonda akaryakıt satışına başlaması hususunda ihtarda bulunduğu, buna göre atifet süresi eklenmek suretiyle bulunan 06/09/2010 tarihine kadar geçen 198 gün için, davacının talep ettiği kar mahrumiyetine göre yapılan oranlama sonucunda 131.052,78 USD olarak kar kaybının bulunduğu, bu miktarın sözleşmenin haklı nedenle feshi nedeniyle talep edilen 200.000 USD cezai şarttan düşük bulunduğu, bu kalem alacağın cezai şart içerisinde kabul edilmesi gerektiği, davacının sözleşmenin haklı nedenle feshi halinde öncelikle 200.000 USD cezai şartı...
Başka bir anlatımla işçi aleyhine olarak belirlenen cezai şartın, koşulları ve ceza miktarı bakımından işverenin sorumluluğunu aşması düşünülemez. İki taraflı cezai şartta işçi aleyhine bir eşitsizlik durumunda, cezai şart hükmü tümden geçersiz olmamakla birlikte, işçinin yükümlülüğü işverenin sorumlu olduğu miktarı ve halleri aşamaz. İşçiye verilen eğitim karşılığı belli bir süre çalışması koşuluna bağlı olarak kararlaştırılan cezai şart tek taraflı olarak değerlendirilemez. İşçiye verilen eğitim bedeli kadar cezai şartın karşılığı bulunmakla eğitim karşılığı cezai şart hükmü belirtilen ölçüler içinde geçerlidir. Gerek belirli gerekse belirsiz iş sözleşmelerinde, cezai şart içeren hükümler, karşılıklılık prensibinin bulunması halinde kural olarak geçerlidir. Ancak, sözleşmenin süresinden önce feshi koşuluna bağlı cezai şartın geçerli olabilmesi için, taraflar arasındaki iş sözleşmesinin belirli süreli olması zorunludur....
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin davalıya gönderdiği 07.08.2013 tarihli ihtarnameyle sözleşmeyi feshettiğini, ayakta olmayan bir sözleşmeye dayalı olarak cezai şart talep edilemeyeceğini, esasen sözleşmenin hiç yürürlüğe girmediğini, davacının Lonca şirketine, şirketin finansmanı için bir takım ödemeler yapmasının da sözleşmenin yürürlüğe girmediğini ve fiili olarak feshedildiğini gösterdiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin karşılıklı borç yükleyen bir sözleşme olduğunu, kendi edimini yerine getirmeyen davacının cezai şart talep etmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle sözleşmenin geçerli olduğu ihtimalde dahi cezai şart talebinin haksız olduğunu, talep edilen cezai şartın fahiş olup tenkisi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir. III....
şartı ödemesi gerektiğini bildirerek, cezai şart ve sözleşmenin süresinden önce feshedilmesi sebebiyle sözleşme süresi sonuna kadar olan maaş ve diğer alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir....