Tüm dosya kapsamına göre, takibe dayanak ilamda ayıplı aracın ayıpsız misli ile birlikte ifa kuralı gereğince aynı anda yapılmasına karar verildiği, davacı tarafından ilama uygun olarak ayıplı araç ile ayıpsız misli araç değişiminin aynı anda yapılmasına ve teslimine ilişkin takip talebinde bulunduğu, icra emrinin de takip talebine uygun olarak düzenlendiği, takibin ilama uygun olarak düzenlenmiş olması nedeni ile bu aşamadan sonra aracın teslim edilmemesinin ancak paranın teslim edilmesi sırasında ileri sürülebileceği, paranın teslimi aşamasında birlikte ifa kuralının geçerli olduğu ve ileri sürülen istinaf sebepleri yerinde olmadığından, davacının istinaf başvurusunun HMK'nun 353- (1)-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşılmıştır....
6502 Sayılı Kanun'un 11. maddesi gereğince seçimlik haklarını, bu kapsamda olmak üzere misli ile değişim hakkını kullanabileceği, davacının ayıplı mal niteliğindeki otomobili kabul etmeye ve kullanmaya zorlanamayacağı anlaşılmakla, davacının misli ile değişim talebinin kabulüne yönelik mahkeme kararında hukuka aykırılık görülmemiştir....
, davanın kabulü anlamına gelmemek şartı ile aracın davacının kullanımında karıştığı maddi hasarlı kazalar neticesinde oluşan değer kaybı hesaplanmaksızın misli ile değişime karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, ayrıca davacının kullanabileceği diğer seçimlik haklar değerlendirilmeksizin misli ile değişim yönünde karar verilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, ekonomik değeri oldukça yüksek olan bir malda ortaya çıkan ve onarımı mümkün bir arıza nedeni ile misli ile değişim kararı verilmesini Yargıtay kararlarına da aykırı olduğunu, hak ve menfaatler dengesinin gözetilmesi gerektiğini belirterek usul ve yasaya aykırı kararın kaldırılmasını, yeniden yapılacak yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Oto'ya, servis bakımı yapılması için teslim edildiğini, bunun üzerine de aracın bakımı ve arıza ile ilgili gerekli parça değişimleri yapıldığı söylenerek, geri teslim edildiğini, aracın satın alındığı günden bu yana toplamda 8-10 kez fren sistemi ile ilgili aynı arıza ile karşılaşıldığını, aynı arızanın tekrarlanmayacağı söylenmesine rağmen arızanın sürekli tekrar ettiğini, söz konusu arızanın müvekkilinin kullanımından da kaynaklanmadığını, ayıpsız misli ile değişim taleplerinin karşılanmadığını, aracın serviste kaldığı her gün için kazanç kaybı söz konusu olduğunu beyan ederek; aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesini ve sonradan artırılmak üzere, 500,00 TL kazanç kaybının tahsilini talep etmiştir. Davalı .......
Uyulan bozma ilamı gereğince, dava konusu araç bedeli ile ayıp nedeniyle doğan değer kaybı dikkate alındığında, davacının seçimlik haklarından ayıpsız misli ile değişim ya da bedel iadesini içeren sözleşmeden dönme hakkını kullanmasının TMK'nın 2 ve TBK'nın 227/4 maddeleri gözetilerek hakkaniyete ve taraflar arasındaki hak ve menfaatler dengesine aykırı olmadığı değerlendirilerek ve davacının temyiz dilekçesi ile Dairemiz oturumundaki istemi nazara alınarak, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacının misli ile değişim talebinin kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
Davacı vekili tarafından, dava dilekçesi ile davaya konu aracın gizli ayıplı olması nedeniyle aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesine, olmadığı takdirde sözleşmesinin feshi ve bedel iadesine, olmadığı takdirde bedelden indirim tutarının davalılardan tahsiline karar verilmesi talep edilmiş ise de; davacı vekili tarafından 02/03/2020 tarihli duruşmada aracın ayıpsız misli değiştirilmesi talep edilmiş olup davacı vekili tarafından sunulan istinaf dilekçesi ile de aracın ayıpsız misli ile değişimine karar verilmesi talep edildiğinden, davacının talebini ayıpsız misli ile değişim olarak açıklamış olduğu kabul edilmiştir. 6502 sayılı Yasa 11/3. maddesinde “Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması hâlinde tüketici, sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim haklarından birini kullanabilir....
Somut olayda söz konu araçtaki ayıbın imalattan kaynaklanan gizli ayıp niteliğinde olduğu dikkate alındığında ayıp ihbarının süresinde yapıldığı, bu nedenle davacı tarafın aracın misli ile değişiminde haklı olduğu, her ne kadar davalı tarafça zamanaşımı itirazında bulunulmuşsa da aracın garantisinin 13.01.2022 tarihli Güvence Sertifikası başlıklı belge ile 3 yıl uzatıldığı, bu belgesinin garanti sözleşmesi ile aynı hükümleri doğuracağına vicdanen kanaat getirildiği böylece ayıp ihbarının bu süre içerisinde yapıldığı anlaşıldığından zamanaşımı savunmasına itibar edilmemiş ve aracın misli ile değişimine karar verilip aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davanın KABULÜ ile, dava konusu (... şase nolu araç ... model ... marka ......
Mahkemece davanın kabulü ile aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesi, bu mümkün olmaz ise 27.335,88 TL fatura bedelinin aracın teslim tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalılarca temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davalılardan alınan araçtaki arızanın bilirkişi incelemesi ile üretimden kaynaklanan gizli ayıp mahiyetinde olduğu sabit olup, bu halde süresinde ayıp ihbarında bulunulduğu takdirde tüketici, bedel iadesini içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi, ayıp oranında bedel indirimi veya malın ücretsiz onarımını isteme şeklindeki seçimlik haklara sahiptir....
GEREKÇE :Dava, ayıplı mal nedenine dayalı olarak ayıpsız misli ile değişim, olmadığı takdirde sözleşmenin feshi ile ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir. Yürürlük tarihi 01/01/2019 olan 7155 sayılı yasa ile Türk Ticaret Kanunu'na eklenen 5/A maddesinde; " 1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.(2) Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır....
Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle; davalı T3 tarafından açılan davanın dava dilekçesinde sadece "ayıplı ürünlerin ayıpsız misli ile değiştirilmesi"nin talep edildiğini, HMK'da düzenlenen "taleple bağlılık" ilkesi gereğince mahkeme tarafından yapılan inceleme sonucunda ayıplı olarak belirlenen ürünlerin ayıpsız misli ile değiştirilmesine karar verildiğini, müvekkiline yüklenen harçlar, yargılama giderleri ve ilam vekalet ücretinin müvekkili tarafından ödendiğini, Ankara 13. Tüketici Mahkemesi tarafından verilen hüküm gereği ayıplı olarak belirlenen ürünlerin ayıpsız misli ile değiştirilmesi hususunda davalı Recep Terzi vekili tarafından Ankara 16....