Mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 19/1 (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 26.) maddesinde; tarafların kanunda öngörülen sınırlar içinde, sözleşmenin içeriğini özgürce belirleyebilecekleri kabul edilmiştir. “Sözleşmenin içeriği” kavramından anlaşılması gerekenin ne olduğu kanunda açıkça belirtilmemiş olmakla birlikte, doktrinde tarafların yapmış oldukları sözleşme kapsamında, üzerinde anlaşmaya vardıkları her şeyin sözleşmenin içeriğine dâhil olduğu ifade edilmektedir. Tarafların belirlediği edim veya edimler, bu edimlerin nerede ve ne zaman yerine getirileceği, yan edim ve yükümlülükler, sözleşmenin şekli, tarafların yapmaması gereken fiil ve davranışlar ile diğer hususlar sözleşmenin içeriğine dâhildir....
ve benzeri işlemlerinin belediyelerin yetki ve imtiyazları arasına bulunduğunu, ambalaj atıklarının toplanması işinin gelir getirici bir faaliyet olması nedeniyle 2886 sayılı Kanunu gereğince ihale yoluyla yapılması gerektiği halde mevzuat hükümlerine aykırı olarak ihale yoluyla sözleşmenin yapılmadığını, sözleşmede belediye ihalesine gelir sağlayacak herhangi bir hükmün bulunmamasının TBK emredici hükümlerine aykırı olduğunu, davalı idarenin sözleşme ile davacıya devrettiği yetkiler ve sözleşmenin kapsamı incelendiğinde , dava konusu sözleşmenin idari nitelikli olduğunun açıkça anlaşıldığını, mahkemece görev itirazlarının değerlendirilmediğini, bilirkişi raporuna yönelik itirazları hakkında karar verilmediğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunun eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olduğunu, mahkemece sözleşmenin öncelikle kesin hükümsüzlüğünün değerlendirilmesi gerektiği halde sözleşmenin niteliğinin belirlenmesinde de hata yapılarak karar verildiğini belirterek, ilk derece mahkemesi...
Aynı sözleşmenin, Süre Dolması veya Sona Erme Durumları başlıklı bölümünün (c) bendinde ise"Sürenin dolması veya sözleşmenin sona ermesi, lisans verenin veya eser sahibinin bu süreye kadar birikmiş olan telif alacağı ve asgari telif alacağı gibi lisans yükümlülüklerini etkilemez. Bu yükümlülükleri lisans alan aynen yerine getirecektir. Sözleşmenin genelini etkilemeksizin sürenin doluşu veya sözleşmenin sona ermesi halinde tüm telif alacakları ve asgari telif alacağı nihayet beş işgünü içinde lisans verene ödenecektir", Cezai Şart başlıklı bölümünde ise "Taraflardan birinin bu sözleşmede üstlendiği yükümlülükleri yerine getirmemesi ve/veya kendi kusuruyla sözleşmenin feshine sebep olması halinde diğer tarafa 10.000,00 Euro ceza-i şartı ödemeyi kabul ve taahhüt eder" hükümleri yer almaktadır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; sözleşmenin feshinden kaynaklı olarak tazminat talebine ilişkindir. ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin ... Esas, ... karar sayılı karar ile dosya hakkında görevsizlik kararı verilerek dosya ... Asliye Ticaret Mahkemesi'ne gönderilmiş, ... 7. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ... karar sayılı kararı ile yetkisizlik kararı verilerek dosya mahkememize gönderilmiştir. Taraflar arasındaki 25/04/2012 tarihli sözleşmenin incelenmesinde; sözleşme konusunun, davalı şirkette çalışan bayan personelin 0-6 yaş arasındaki çocuklarının gözetim, bakım ve eğitim hizmetlerinin davacı tarafça verilmesine ilişkin olduğu; sözleşmenin 4.1 maddesine göre; sözleşmenin 01/08/2012 tarihinden 31/07/2013 tarihine kadar 1 yıl süreli ile geçerli olduğu; sözleşmenin sona erme tarihinden 30 gün önce taraflardan birinin akdin feshini ihbar etmediği takdirde sözleşmenin kendiliğinden birer yıllık sürelerle uzayacağının ancak sözleşmenin feshi durumunda ...'...
olan ön sözleşmenin devamını sağlayacak biçimde sözleşmenin feshinin geçersizliğine ve sözleşmenin devam ettiğinin tespitine karar verilmesinin mümkün bulunmamasına göre HUMK’nın 440. maddesinde sayılan nedenlerden hiç birisine uymayan karar düzeltme isteğinin REDDİNE ve HUMK’nın 442. maddesi hükmünce 315,00 TL para cezası ile bakiye 17,70 TL red harcının karar düzeltme isteyen davacıya yükletilmesine, 30.10.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....
. madde uyarınca sözleşmenin feshini mutabakatla fesih oluşturulmaz ise 4 aylık ek süre talebi ile teminat mektubunun paraya çevrilmemesinin talep edildiği, asıl davanın 27/05/2015 tarihli dava dilekçesi ile sözleşmenin feshi talepli olarak açıldığı, daha sonra 09/07/2015 tarihli ıslah dilekçesi ile sözleşmenin öncelikli olarak uyarlanması mümkün olmaması halinde mahkemece feshinin talep edilidiği, bu arada asıl davada davalı yanca 22/06/2015 tarihli 15 gün süreli fesih ihtarının asıl davada davacı yana gönderildiği, 05/08/2015 tarihli yazı ile da sözleşmenin 31/07/2015 tarihinde sona erdiğinin bildirildiği anlaşılmış olup gelinen aşamada sözleşmenin ayakta olmadığı anlaşıldığındna mahkemece asıl davada uyarlamanın mümkün olmadığına dair görüşü doğrudur....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan sözleşmenin kendiliğinden sona ermesi başlıklı 9.maddesinde taraflardan herhangi birisinin sözleşme bitiş tarihinden doksan gün öncesine kadar sözleşmenin feshedileceğini diğer tarafa TTK.'...
Bu yazışmalardan her iki tarafın da sözleşmenin bitiminden 1 ay öncesinde sözleşmenin aynı koşullarda devam ettirmeyecekleri konusunda irade açıkladıkları anlaşılmaktadır. Bu irade açıklamaları devam eden sözleşmeden ayrı yeni bir sözleşme kurulması yönündeki irade açıklamalarıdır. Bu durumda, sözleşmenin, sözleşmenin 4. Maddesi uyarınca bir yıl daha uzamadığı, davalının fesih bildirimin devam eden sözleşmenin süresi sonunda biteceğine yönelik bir bildirim olduğu, böylelikle davacının sözleşmenin bittiği tarih olan 31/05/2020 tarihinden sonraki bir dönem için sözleşme hükümlerine göre müspet zarar talep edemeyeceği sonucuna varılmıştır. Diğer yandan, dosyadaki delillere, tanık beyanlarına ve bilirkişi raporuna göre davacının ileri sürdüğü diğer zararları da ispat edemediği anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf isteminin reddi gerekmiştir....
Mahkemece toplanan delillere göre; davacı-karşı davalının dayanmış olduğu 27.11.2006 tarihli sözleşmenin davalı-karşı davacı tarafça imzalanmadığı, taraflar arasında düzenlenen 01.03.2007 tarihli sözleşmenin geçerli ve bağlayıcı olduğu,sözleşmenin 3/f maddesi uyarınca sözleşmenin belirli yerlerde tütün ürünleri satışını yasaklayan yasanın yürürlüğe girdiği 19.05.2008 tarihinde münfesih sayılacağı, davacı-karşı davalının 22.05.2008 tarihinden itibaren davalı-karşı davacıdan sigara alımına son verdiği, davacı-karşı davalının verilmeyen hizmet bedeline ilişkin fatura düzenlemesinin kendisine alacak hakkı vermeyeceği, karşı davada icra takibine konu iki adet faturanın da yine sözleşmenin münfesih sayıldığı tarihten sonrasına ait hizmet bedeli karşılığı olarak düzenlendiği, bu talebin de haksız olduğu, söz konusu icra takip dosyasında davalı-karşı davacının takip bedelini 28.01.2009 tarihinde ödemiş olduğu ve 10.000,00 TL alacak talebinin haklı olduğu, ancak ıslah tarihi itibariyle istirdat...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Sözleşmenin devam ettiğinin tespiti Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı sözleşmenin devam ettiğinin tespiti davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına esasen sözleşmenin 2. maddesine göre sözleşmenin 10 yıl daha uzadığının anlaşılmasına göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 11.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....