Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ın öncülüğünde pazarlanan devre mülklerden birisinin diğer davalıdan satın aldığını ancak davalıların teslim ve devir yükümlüğünü yerine getirmediğini belirterek, ödediği bedel, ceza-i şart kullanım bedeli munzam zarar toplamı 100.000 YTL'den şimdilik 7000 YTL'nin sözleşme tarihinden avans faizi ile tahsiline karar verilmesi istemiştir. Davalılar, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davacının sözleşmeden döndüğünü talepleri olan ceza-i şart ve kullanım bedelinin ancak sözleşmenin devamı halinde istenebilecek talep olduğu gerekçesiyle davanın reddine ilişkin verdiği karar davacı tarafça temyiz edilmiştir. Taraflar arasındaki devre mülk satışına ilişkin sözleşmeden dönüldüğü taraflar ve mahkemenin de kabulündedir. Sözleşmenin feshi halinde BK 106-108 maddedisi gereğince davacı yaptığı ödemelerin istirdadını isteyebilir. Somut olayda davacının talepleri oranında dava dilekçesinin ikinci sayfasında belirtildiği üzere ödenen bedelin iadesi talebi de vardır....

    O nedenle sözleşmenin 14. Maddesinin uygulanması imkanı yoktur. Mahkemece sözleşmenin feshi ile ödenen bedelin iadesine ve verilen senetlerin iadesine karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenle temyiz edilen kararın davacı yararına BOZULMASINA, 12.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 08/12/2022 NUMARASI : 2016/1327 ESAS, 2022/533 KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil KARAR : KARAR GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Yukarıda esas ve karar numarası yazılı Bakırköy 3. Tüketici Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yolu başvurusu yapılmış olmakla HMK.nun 352/1. maddesi gereğince yapılan ön inceleme sonunda; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle satış vaadi sözleşmesine dayalı olarak tapu iptal ve tescil terditli olarak sözleşmenin feshi ile ödenen bedelin tahsilini talep etmiştir. Davacı vekili 23/08/2018 tarihli ıslah dilekçesiyle Proje üzerinden Gayrimenkul Satış Vaadi ve Alacağın Temliki Sözleşmesinin FESHİ ile ödenen bedelin ve rayiç kira alacağının tazmini olarak davasını ıslah ettiği, 18/12/2022 tarihli duruşmada da ıslah dilekçesi doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini talep ettiği görülmüştür....

      Uyuşmazlık, sözleşmenin feshi, ödenen bedelin iadesi ve 2016 yılında ödenmiş aidat bedelinden dolayı davalının sorumlu olup olmayacağı, dava dışı şirket ile davalı şirket arasında organik bağın bulunup bulunmadığı, sözleşmenin feshi ve ödenen bedelin iadesi talebinin davalı şirketten istenip istemeyeceği, bu talep yönünden davalı şirketin husumetinin bulunup bulunmadığı hususundadır. Dairemizce 21/12/2021 tarihinde verilen kararında, açıkça davada iki farklı talebin söz konusu olduğu, dolayısıyla husumetin hangi talep yönünden kabul edildiğinin açık olmadığı gerekçesiyle kaldırma kararı verilmiştir. Mahkemece bu karara karşı duruşma açılmaksızın dosya üzerinden inceleme yapılarak ve bir önceki kararından farklı tüm delillerin gerekçelendirilerek organik bağın bulunduğundan bahisle sözleşmenin feshi ile ödenen bedelden davalı şirketin sorumlu olacağı yönünde karar verildiği anlaşılmıştır. Dosyada toplanan delillerde sözleşmenin dava dışı şirket tarafından imzalandığı açıktır....

      Mevcut uyuşmazlığın tüketici mahkemelerinde görülmesi için davaya konu sözleşmenin resmi şekilde düzenlenmesi gerekli olmayıp, şekil şartına uyulup uyulmadığı hususunun tüketici mahkemesince tartışılarak bir karara varılması gerektiğinden, 6502 sayılı Kanun kapsamındaki uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. Somut olayda, dava, devremülk sözleşmesinden cayma hakkı kullanıldığından bahisle ödenen bedelin iadesi için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, dava dilekçesi ve dosya kapsamından taşınmazın aynına ilişkin bir dava olmadığı anlaşılmaktadır. Sözleşmenin feshi ve verilenlerin iadesi istemine ilişkin davalarda yetki konusunda özel bir düzenleme bulunmadığına göre, yetkili mahkeme genel yetki kuralı gereği davalının yerleşim yeri mahkemesidir. HMK'nın 6/1. maddesi uyarınca "Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir."...

        Dava, devre tatil sözleşmesinden kaynaklı sözleşmenin feshi ve ödenen bedelin iadesi isteğine ilişkindir. İlk derece mahkemesince bedel iadesi yönünden, 4077 sayılı Kanun'dan ve 6502 sayılı Kanun'un 50.maddesindeki devre tatile ilişkin hükümlerden bahsedilerek "davacının dava açmakla sözleşmeyi feshettiği davalının dava dilekçesinin 25.01.2016 tarihinde tebliği ile davacının fesih iradesinden haberdar olduğu, bunun üzerine 6502 sayılı Yasanın 50/9 maddesi gereğince 90 gün içinde sözleşme nedeniyle ödenen bedeli iade ettiği, sözleşme nedeniyle ödenen bedel yönünden davanın bu vesile ile konusuz kaldığı, bu nedenle faiz talebinin yerinde olmadığı," gerekçesi ile karar verilmesine yer olmadığına; maddi tazminat talebi yönünden ise "davacının zarar iddiasını ispatlaması gerektiği uğradığı muhtemel zararları talep edemeyeceği, zararını kanıtlar somut bir delil sunmadığı" gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir....

        Davalı taraf cevap dilekçesinde ; Görevli mahkemenin ticaret mahkemeleri olduğunu, ödenen bedelin organizasyon ücreti olduğunu, sözleşmenin ilgili maddesine göre organizasyon bedelinin karşı tarafa iade edilemeyeceğini, bu maddenin haksız şart olarak kabul edilemeyeceğini, davacının tacir olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe : Dava sözleşmenin feshi ve alacak istemine ilişkindir Dava dışı Kenan Duman tarafından tüketici hakem heyetine başvurulmuş davacı şirket tarafından da hakem heyeti tarafından verilen karar sonrası eldeki dava açılmıştır. Hakem heyetince sözleşmenin eldeki dosyanın davacısı şirket tarafından imzalandığı uyuşmazlığın ticari davaya konu olabileceği gerekçesiyle görev yönünden talebi reddetmiştir. Davacı şirket sözleşmenin feshi ve ödenen organizasyon bedellerinin iadesini istemiştir. Hakem heyeti ve kurulu uyuşmazlık bedeli 1,00 TL olup hakem heyetine başvurucu Kenan Duman'dır....

          Mevcut uyuşmazlığın tüketici mahkemelerinde görülmesi için davaya konu sözleşmenin resmi şekilde düzenlenmesi gerekli olmayıp, şekil şartına uyulup uyulmadığı hususunun tüketici mahkemesince tartışılarak bir karara varılması gerektiğinden, 6502 sayılı Kanun kapsamındaki uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. Somut olayda, dava taraflar arasındaki devremülk sözleşmesinin cayma hakkı kullanıldığından bahisle sözleşmenin feshi ve verilenin iadesi istemine ilişkin olup, dava dilekçesi ve dosya kapsamından taşınmazın aynına ilişkin bir dava olmadığı anlaşılmaktadır. Sözleşmenin feshi ve verilenlerin iadesi istemine ilişkin davalarda yetki konusunda özel bir düzenleme bulunmadığına göre, yetkili mahkeme genel yetki kuralı gereği davalının yerleşim yeri mahkemesidir. HMK'nın 6/1. maddesi uyarınca "Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir."...

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) Taraflar arasında düzenlenen devre mülk sözleşmesinin iptali ve ödenen bedelin iadesi istemine ilişkin olarak açılan davada ... 6. Tüketici Mahkemesi ve ... 1....

              Bu hali ile, davacının yapı kullanma izninin bulunmadığı tesiste tatil hakkını kullanma ve sözleşmeyi ayakta tutma zorunluluğu yoktur. Bu nedenle , mahkemece sözleşmenin feshi ile ödenen bedelin iadesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, 26.05.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu