Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığı veya yokluğu, tespit davası açılabilmesi için tek başına yeterli değildir. Davacının tespit davası ile istediği hukuki koruma diğer dava çeşitlerinden (eda ve inşai dava) biri ile sağlanabiliyorsa, o zaman davacının dava açmada hukuki yararı yoktur. Buna göre eda davası açması mümkün olan davacının, aynı konuda tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Eldeki davada da, davacı tarafından sözleşmenin haksız feshedildiğinin, maddi zararların ve sözleşmenin haksız feshi nedeni ile mahrum kalınan kârın tespiti isteminde bulunulmuş olup, davacının eda davası açmasının mümkün bulunmasına göre, tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır....

    Bu durumda mahkemece, sözleşmenin, yüklenicilerin temerrüdü sebebiyle geriye etkili feshine karar verilmesi gerekirken, ihtarla feshin gerçekleştiğinden bahisle tespit hükmü kurulması doğru olmamıştır. 3-Mahkemece, taleple bağlı kalınarak, 50.000,00 TL cezai şartın davalılardan tahsiline karar verilmiştir. Sözleşmenin feshi halinde davacı arsa sahibi ancak menfi zararlarını talep edebilir, müspet zararları isteyemez. Sözleşmede ... nedeniyle uğranılan zararlara karşılık dönme cezası kararlaştırılmışsa kararlaştırılan cezayı talep edebilir, cezayı aşan zararları isteyemez. Hükme dayanak yapılan sözleşmenin 14. maddesi dönme cezası mahiyetinde değildir. Bilirkişilerce hesaplanan tazminat, inşaatın dava tarihindeki fiyatlarla tamamlanma bedeli olup müspet zarar kapsamında kaldığından ve feshi halinde istenebileceğine dair sözleşmede açık düzenleme bulunmadığından bu istemin reddi gerekir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Sözleşmenin feshi nedeniyle yapılan ödemelerin iadesi ve bonolardan dolayı borçlu olunmadığının tespitine ilişkin olarak açılan davada ... 5. Asliye Hukuk Mahkemesince (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) yetkisizlik, ... 11. Tüketici ile ... 4. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, Devremülk Satış Sözleşmesinin yerine getirilmemesi nedeniyle davalıya ödenen bedelin davalıdan tahsili ve 33 adet bonodan dolayı menfi tespit talebine ilişkindir. ... 5. Asliye Hukuk Mahkemesince (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla), alacaklının ikametgahının "..." olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. ... 11. Tüketici Mahkemesince, davacının 3 adet bağımsız bölüm satın aldığı, ticari amaç bulunduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ... 4....

        Dava 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 102 ve devamı maddelerine göre acentelik sözleşmesinin feshi nedeniyle müspet ve menfi zarara ilişkin tazminat davasıdır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun "Dava Şartı Olarak Arabuluculuk" başlıklı 5/A maddesine göre; "Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır."...

          Bozma sonrası yapılan araştırmalar, ilgili belediye yazısı ve bilirkişi ek raporlarından inşaatın yasal hale getirilmesinin mümkün olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı yüklenici sözleşme ve eklerine imara ve tasdikli projesi ile ruhsatına uygun olarak inşaatı yasal süresi içerisinde yapı kullanma iznini de alarak davacı arsa sahiplerine teslim edemediği ve yapılan inşaatın yasal hale getirilmesinin imkânsız olduğu ve davacının ıslah dilekçesindeki talepleri arasında sözleşmenin feshi istemi de bulunduğundan mahkemece yüklenicinin temerrüt ve kusuru sebebiyle sözleşmenin geriye etkili feshine karar verilmesi gerekirken bu istemin de reddi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur....

            Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, BK’nın 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinin kendine özgü bir türü olan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanmakta olup davacı arsa sahiplerince sözleşmenin feshi ve menfi zararların tazmini talep edilmiş, mahkemece akdin feshine, menfi zarar talebinin reddine dair verilen karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı yüklenici kooperatif vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiş, tümüyle reddi gerekmiştir. 2-Davacı arsa sahiplerinin temyiz itirazlarına gelince; davacılar vekilince ibraz olunan dava dilekçesinde yanlar arasında düzenlenmiş bulunan 31.12.1997 tarihli sözleşmenin feshi istendikten başka fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak davalıdan 6.000,00 TL tazminatın...

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit, istirdat, tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili; davalı ile dava dışı.... ve.... arasında 23.05.2006 tarihli finansal kiralama sözleşmesi akdedildiğini, müvekkilinin bu sözleşmenin müşterek borçlu ve müteselsil kefili olduğunu, ayrıca müvekkilinin davalının alacağının temini amacıyla iki adet taşınmazı üzerinde davalı lehine ipotek tesis ettiğini ve alacağın teminatı için davalıya verilen 35 (otuz beş) adet senette de müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduğunu, sözleşme uyarınca yapılan ödemelere rağmen davalı tarafın......

                Benimsenen bilirkişi kurulunun 14/02/2022 tarihli kök ve 05/07/2022 tarihli ek raporunda dayanak ve gerekçeleriyle ayrıntılı olarak açıklandığı üzere, sözleşmenin davalı tarafça haksız feshi nedeniyle 6102 sayılı TTK'nın 122.md gereğince davacının portföy tazminatı ile kar kaybı tazminatı talep edebileceği; bu yönden davacının 183.458 TL portföy tazminatı ve 91.461 TL kar kaybı alacağının bulunduğu; taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı davacının davalıdan 441.616,28 TL cari hesap bakiye alacağının bulunduğu; sözleşmenin feshine kadar davacı tarafından menfi tespit/istirdat davasına konu fatura yönünden herhangi bir itirazının bulunmadığı, bu nedenle davacının bu yöndeki menfi tespit/istirdat talebinin yerinde olmadığı; davadan önce davalının temerrüde düşünülmediği anlaşıldığından bilirkişi kurulu raporu ile tespit edilen 183.458,00 TL portföy tazminatı, 91.461,00 TL kar kaybı, 441.616,28 TL cari hesap alacağı olmak üzere toplam 716.535,28 TL'nin davalıdan tahsiline; benimsenen...

                  nin arsa sahibi olarak davalı ... arasında 30.10.1997 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını davalı yüklenicinin inşaatı süresinde bitirmediğini ancak davalı 3. kişilere devirler yapıldığını, bu nedenle sözleşmenin feshini, 3. kişilere devredilen tapuların iptalini ve kira tazmınatına karar verilmesini talep etmiş, ıslahla tazminat talebini menfi zarar olarak değiştirmiştir. Davalılar vekilleri davanın reddini savunmuştur. Mahkemece sözleşmenin feshi ve tapu iptali taleplerinin reddine, tazminat talebinin kabulüne dair verilen kararın Yargıtay 15....

                    "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup, yüklenicinin temerrüdü sonucu sözleşmenin feshi nedeniyle uğranılan menfi zarar, cezai şart alacağı, teminat güncelleme fark bedeli, fazladan ödenen imalât bedeli alacaklarının tahsili istemine ilişkindir....

                      UYAP Entegrasyonu