Diğer durumlarda hâkim, bütün durum ve koşulları göz önünde tutarak haklı sebeple feshin maddi sonuçlarını serbestçe değerlendirir.” şeklinde yasal düzenlemelere yer verilmiş olup, bu yasal düzenlemeler kapsamında kural olarak, hizmet akdinin tarafı olan işçi sözleşmenin haklı feshi halinde dönem sonuna kadar olan ücretini isteyebilir. Bununla birlikte işçinin sözleşmenin yerine getirilmesinden kurtulması tamamıyla başka bir iş yapmaması sonucunu vermemektedir. Çalışma gücü serbest kalan işçi mesleğine uygun bir iş aramak ve bu yoldaki çabasını ispatlamak zorunda olup, yeni bir iş bulmak yoluna gidecek ve o işten sağlayacağı kazancı, işverenden alacağı ücretten indirecektir. İşçinin bu dönem içerisinde kazanacağı para göz önüne alınarak işveren ile yapılan sözleşmeye konu işi yapmaması nedeniyle tasarruf ettiği giderler de ücretten indirilecektir....
Mahkemece, toplanan delillere göre davacının sözleşme gereği 30.000,00 TL’yi ödediği, geri kalan 70.000,00 TL’yi sözleşmede belirtilen 90 gün içerisinde ödemediği, davacı şirketin sözleşme gereğince edimini yerine getirmediği, bu nedenle sözleşme gereğince ödediği parayı talep edemeyeceği gibi kendi iş yeri için yaptığı masrafların da iadesini isteyemeyeceği, sözleşmenin feshi talebinin tazminat davasından bağımsız bir dava olduğundan ıslah yolu ile davaya dahil edilemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine, sözleşmenin feshine yönelik olarak usulüne uygun açılmış bir dava bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı ile davalı arasında 20/07/2012 tarihinde İl Bayilik Sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşme kapsamında davacının bayi sıfatı ile davalı tarafa 30.000 TL ödeme yaptığı, sözleşmenin ifa edilememesi sebebiyle davacı tarafından haklı nedenle feshedildiği bilirkişi tespitinden de anlaşılmaktadır....
Daha sonra davacının, 07.06.2013 havale tarihli dilekçesi ile sözleşmenin feshi nedeniyle geriye kalan ve çalışılamayan 15 ay için uğramış olduğu kazanç kaybı nedeniyle 15.000,00 TL maddi tazminat, uygulanan fesih işlemi nedeniyle kamu ihalelerine katılma yasağı konulmuş olması nedeniyle uğramış olduğu zarara istinaden 15.000,00 TL maddi tazminat ile 141.712,81 TL teminat mektubu bedelinin sözleşmenin feshi tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istediği, dava açılış harcına istinaden 30.000,00 TL “tamamlama harcı” açıklaması ile harç yatırıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, gerekçeli kararda, “Davacı vekili 07.06.2010 havale tarihli dilekçesi ile, teminat mektubunun toplam bedeli olan 141.712,81.-TL'yi sözleşmenin fesih tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte talep ettiklerini, böylece toplam dava değerinin 172.000,00....
alacağın mahsuptan sonra kalan 11.444.969.517 TL, ... isimli kişiye ödenen miktarın faiziyle birlikte toplam 14.975.661.991 TL, Emekli Sandığı ile yapılan sözleşmenin feshi nedeniyle uğranılan zarar karşılığı olarak 26.486.291.360 TL, SSK ile yapılan sözleşmenin feshi nedeniyle uğranılan zarar karşılığı 16.463.533.161 TL ve sözleşmenin süresinden önce feshi nedeniyle uğranılan zararlar karşılığı olarak fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000.000.000 TL’nin haksız fiilden kaynaklanan eylemlerden doğan alacakların haksız fiil tarihinden, sözleşmeden kaynaklanan alacakların da ihtarname tarihlerinden başlamak üzere ticari faizleri ile birlikte tahsili isteğinde bulunmuştur....
Davalı kiracının sözleşmenin 6.maddesine göre altı ay önceden ihbarda bulunup altıncı ayın sonunda tahliye ettiği, tahliye ettiği tarihe kadarki kira bedellerini ödediği anlaşılmaktadır. Bu konuda da taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davalı kiracı sözleşmede kararlaştırılan feshi ihbar süresine uyarak taşınmazı tahliye ettiğine ve tahliye tarihine kadar ki kira bedellerini ödediğine göre artık boş kaldığı süre için tazminat istenmesi doğru olmadığı ve davalının feshi ihbarının sözleşmeye uygun olduğu bu defaki incelemeden anlaşılmakla, davalının karar düzeltme isteminin kabulüne karar vermek gerekmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ : ...Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki akdin feshi ve menfi zarardan doğan alacak davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Davacılar vekili, taraflar arasında imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin davalının kusuru nedeniyle ifasının imkansız hale geldiğini ileri sürerek, sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğinin tespiti ile menfi zararın tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir....
- KARAR - Davacılar vekili, müvekkillerinin, davalı şirket ile arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzaladıklarını, yüklenicinin edimini ifa etmemesi nedeniyle sözleşmenin feshi davası açtıklarını, fesih davası sırasında sözleşmeye konu taşınmazın kamulaştırıldığını, daha sonra sözleşmenin feshedildiğini, ancak davalı yüklenicinin kamulaştırma bedelini aldığı gibi açtığı bedel arttırım davası sonucunda da 163.622,03 TL'yi tahsil ettiğini, sözleşmenin feshi davasının kesinleşmesinden sonra yüklenici aleyhine istihkak davası açıldığını, bu dava sonucunda yüklenicinin tahsil ettiği kamulaştırma bedelinin ve fer'ilerinin faiziyle müvekkillerine ödenmesine karar verildiğini ileri sürerek, faizi aşan 150.000,00 TL zarararının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında davalı şirket hakkındaki davasını geri almıştır. Davalılar, davanın reddini istemişlerdir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında görülen sözleşmenin feshi ve alacak davası sonucunda verilen hükmün bozulmasına ilişkin Dairemizin 08.02.2013 gün 2012/3390 Esas 2013/681 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü: - KARAR - Davacılar vekili, müvekkileri ile davalı yüklenici arasında ....05.2005 ve ....06.2005 tarihli "Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmelerinin" imzalandığını, inşaat süresinin 32 ay olduğunu, ancak sürenin dolmasına rağmen inşaatın %31 oranında tamamlandığını, bu nedenle davalının temerrüde düştüğünü ileri sürerek, sözleşmenin feshi ve davalının sözleşme gereği ödemesi gereken kira alacakları ile inşaatın süresinde tamamlanmaması nedeni ile oluşan kira kayıplarının yasal faizi ile tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur....
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 21.03.2001 gün 2001/257-285 sayılı kararı, Dairemizin yerleşik uygulama ve içtihatları ile Uyuşmazlık Mahkemesi'nin 03.02.1997 gün 4/3 sayılı kararlarına göre kamu kurumlarının taraf olduğu eser sözleşmelerinden doğan davalarda feshin sözleşmeden önce veya sonraki sebeplere göre yapılıp yapılmadığı değerlendirilmeksizin sözleşmenin imzalanmasından sonra ortaya çıkacak ihtilaflarda adli yargı görevlidir. Uyuşmazlık, taraflar arasında özel hukuk hükümlerine göre düzenlenen sözleşmenin feshi nedeniyle, tazminat ve alacak istemlerine ilişkin olduğundan, Adli Yargının görev alanında kalmaktadır. Somut olayda, sözleşmenin imzalanmasından sonra sözleşme ilişkisinden doğan uyuşmazlığın çözümlenmesinde yargı yolu itirazının reddiyle, işin esasına girilerek karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle yargı yolu nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ALACAK -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan sözleşmenin feshi ve alacak istemine ilişkindir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 14.02.2011 tarih ve 27846 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 09.02.2011 tarih ve 6110 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 8.maddesi ile 2797 Sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesinde yapılan değişiklik uyarınca, Yargıtay Başkanlar Kurulunun 11.04.2011 tarih ve 14 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 12.05.2011 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 02.06.2011 tarih ve 27952 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 15.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır....