-lira manevi tazminata hükmedilmesi istemiyle açılmış, idare Mahkemesince; harita ve imar planı yaptırılması işinin yapılan ihale sonucu en uygun teklifi veren davacılar üzerinde bırakıldığı ve taraflar arasında sözleşme imzalandığı, düzenlenen bu sözleşme uyarınca da işin tamamının 3.6.1993 gününde teslim edilmesinin öngörüldüğü, ancak davacılar tarafından sözkonusu işin süresinde teslim edilmediği ve süresi geçirildikten sonra teslim edildiğinde de istenilen nitelikte olmadığının belirlenmesi nedeniyle sözleşmenin feshi yoluna gidildiğinin anlaşılması karşısında, uyuşmazlık konusu işlemde mevzuata aykırılık bulunmadığı gibi anılan işleme dayandırılan maddi ve manevi tazminat isteminde de hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş,bu karar davacılar vekilince temyiz edilmiştir....
Bölge Adliye Mahkemesince acentelik sözleşmesi kapsamında tarafların tek taraflı fesih hak ve yetkilerinin bulunduğu, bu durum karşısında davacı vekilinin istinaf isteminin reddine, davalı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava acentelik sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. Taraflar arasında bağıtlanan 05/12/2013 tarihli acentelik sözleşmenin 9. maddesinde “sözleşmenin süresi ve feshi” düzenlenmiştir. Sözleşmede kararlaştırılan koşullar ve özellikle belirtilen süreye uyulmaksızın fesih haksız fesihtir....
Hukuk Mahkemesi'nin 2009/107 Esas, ve 2010/77 Karar sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine maddi ve manevi tazminat davası açmış olup, bu dava sonucunda davanın reddine karar verildiğini ve sözleşmenin haksız olarak davalı tarafından tek taraflı olarak feshedildiğinin mahkeme kararıyla sabit olduğunu, davalı tarafın müvekkilinin işletmesinin hemen yanına ... şirketi adına bizzat kendilerinin işletmecisi olduğu bir market daha açarak müvekkili ile haksız rekabet yaptığını ve zarara uğrattığını, sözleşmenin feshinden dolayı müvekkilinin daha önce aylık cirosu 80.000 TL iken davalının mal vermeyip sözleşmeyi haksız feshinden sonra her ay zarar ettiğini ve şirketi kapatma noktasına geldiğini, müvekkilinin cirodan aylık %20 karı olduğunu, maddi zararın tespiti ile maddi tazminatın davalıdan tahsilinin gerektiğini, manevi yönden de müvekkilinin haksız feshedilen sözleşme nedeniyle ticari itibarının zedelendiğini iddia ederek müvekkilinin haksız fesih nedeniyle uğradığı ve satıştan yoksun kaldığı...
Mahkemece, sözleşmenin anılan maddesinde “ … belirtilmeyen bir gerekçeyi ileri sürerek … ” ibaresinin ihtarnamede sadece sözleşmenin feshi ibaresiyle dar tutulması ve bu şekilde yorumlanması ve sözleşmenin haksız fesih sebeplerini ortaya çıkardığı hususunun göz ardı edilmesi doğru görülmemiştir. Bu nedenle davanın esasına girilerek maddi tazminat yönünden tarafların bu konuyla ilgili ileri sürdüğü tüm delil ve belgeler birlikte değerlendirilip, gerekirse konusunda uzman bir bilirkişi heyeti de seçilerek bu yönde gerekli incelemelerin yaptırılarak haklılık durumları da gözetilmek suretiyle açıklamalı, gerekçeli, ve denetime elverişli rapor alınıp oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ve yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir....
Mahkemece, Dairemizin 25.06.2012 tarihli bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yapılan yargılama sonunda, sözleşmede başka bir kişiye Franchise sözleşmesi yapılması konusunda bir yasak getirmediğinden davacının bir başkasına bayilik vermiş olmasının mümkün olduğu gibi bu sözleşmenin feshi için haklı bir sebepte oluşturmadığı, gerekçesi ile verilen kararın manevi tazminatın koşullarının oluşmamasına rağmen manevi tazminata karar verilmesinin yanlış olması nedeniyle bozulduğu, manevi tazminat dışındaki kısımların kesinleştiği, bozmaya uyulduğuna göre manevi tazminat davasının da reddolunmasının gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, sözleşmenin davacı tarafından haklı olarak fesh edildiğinin tespitine, manevi ve maddi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı-karşı davalı vekili temyiz etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 31.12.2009 tarihine kadar geçerli olan sağlık hizmetleri sözleşmesi imzalandığını, davalı ... şirketi tarafından hiçbir hukuki dayanağı bulunmaksızın gerçekleştirilen sözleşmenin feshi sebebi ile müvekkili şirketin zarara uğradığını ileri sürerek, müvekkili şirketin uğramış olduğu zararlar dolayısıyla 10.000 TL manevi tazminat ve 15.000 TL maddi tazminatın sözleşmenin feshi tarihinden itibaren uygulanacak ticari faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddni istemiştir....
Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Asıl dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan nama ifaya izin ve yetki verilmesi, olmadığı takdirde tazminat; karşı dava ise sözleşmenin feshi, tapudaki şerhin terkini, maddi-manevi tazminat istemlerine ilişkin olup, mahkemece yapılan yargılama sonunda asıl davanın reddine, karşı davanın sözleşmenin feshi, terkin ile ıslah dilekçesi de gözetilerek maddi tazminat talebinin kabulü ile manevi tazminat talebinin reddine dair verilen karar, davacı-karşı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalıdan aldığı iki adet telefon hattı ile hiç konuşma yapmadığı halde aleyhine fatura tahakkuk ettirilerek aleyhine icra takibi yapılıp haciz uygulandığını, açtığı sözleşmenin feshi davasının kabul edildiğini ileri sürerek, yaptığı masraflar, ödemeler v.s. 3.000 YTL. maddi ve 17.000 YTL. manevi tazminatın yasal faizi ile ödetilmesini istemiştir. Davalı, davacının aynı nedenle tazminat talebini de içeren davasının sonuçlanması nedeni ile ortada kesin hüküm bulunduğunu, tazminat koşullarının da oluşmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir....
İbraz edilen mahkeme ilamından taraflar arasında görülen mahkemenin 2010/730 Esas sayılı dosyasında sözleşmenin haksız feshi nedeniyle 30.000,00 TL manevi tazminatın, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 4.000,00 TL kazanç kaybı, 4.000,00 TL kira alacağı ve bilet basım masrafları olmak üzere maddi tazminatın faiziyle birlikte tahsilinin talep edildiği; eldeki davada ise, mahkemenin 2010/730 Esas sayılı dosyasında talep edilen manevi tazminata sözleşmenin feshi tarihinden itibaren işleyecek ticari faizin, maddi tazminat olarak ise yoksun kalınan kar nedeniyle 200.000,00 TL'nin, kira bedeli alacağı 57.000,00 TL'nin, bilet ve fatura basım masrafı 8.258,00 TL'nin faiziyle birlikte davalıdan tahsilinin talep ve dava edildiği anlaşılmaktadır. Bir davanın derdest olduğundan söz edebilmek için, aynı davanın iki kere açılması, birinci davanın görülmekte olması ve birinci dava ile ikinci davanın taraflarının, konusunun (müddeabihlerinin) ve dava sebeplerinin aynı olması gerekir....
Belediyesi ile aralarında düzenlenen iş makinesi kiralama hizmet alım sözleşmesi uyarınca iş makinelerinin temin edileceğinin kararlaştırılığını, sözleşmenin davalı tarafından feshedilmesi nedeniyle maddi ve manevi zarara uğradığı ve davalı idare tarafından verilen yasaklama kararı nedeniyle yeni işler yapılamamasından kaynaklanan zararın tazminini talep etmiştir. Buna göre, uyuşmazlığın kira sözleşmesinden değil sözleşmenin feshi nedeniyle uğranılan zararların tahsiline ilişkin olduğu ve haksız fiilden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olduğunun anlaşılmasına göre uyuşmazlığın Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin (Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 03.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....