WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi nedeni ile sözleşmenin feshi ile bedel iadesi talepli davada, davalı satıcının mal varlığı üzerine ihtiyati haciz konulması talebine ilişkindir. Dosya incelendiğinde; davacının dilekçesindeki açık beyanı ve ilk derece mahkemesindeki karar gerekçesine göre, ihtiyati haciz kararı sadece davalı T7-Koza İnşaat Sanayi Ve Tic. A.Ş. hakkında verilmiş olup, diğer davalı Odeobank A.Ş. hakkında ihtiyati haciz ara kararı verilmediği açıktır. Dolayısıyla tereddüte mahal bulunmamaktadır. Bu itibarla; HMK m. 352 uyarınca istinaf dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....

olduğu, sözleşmenin feshi neticesinde tarafların karşılıklı olarak aldıklarını vermesi gerektiği bu itibarla tapu iptal ve tescilin gerektiği, söz konusu devre mülk satış sözleşmesinin feshi koşullarının oluştuğunun anlaşılması halinde, davacı üzerinde yer alan tapunun sözleşmenin feshinin doğal sonucu olarak davalıya iadesi gerekeceğinden tapusu iade edilecek taşınmazın da ......

    Mahkemece, davacının da aralarında bulunduğu arsa sahipleri ile dava dışı .... arasında yapılan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiği, davacının daire farkı nedeniyle aracını davalı şirkete devrettiği, sözleşmenin ifa edilmediği, tarafların 08.05.2010 tarihli protokol ile arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesini feshederek aldıklarını geri vermeyi kararlaştırdıklarından bedelsiz devredilen araç bedelinin sözleşmenin feshi nedeniyle iadesi gerektiği, gerçek kişi davalıların da sözleşme öncesi aşamada arsa sahiplerine güven telkin ederek ve yüklenici izlenimi vererek devri sağladıkları gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 19.000,00 TL'nin temerrüt faiziyle birlikte davalılardan tahsiline dair verilen karar, davalılar vekilinin temyiz istemi üzerine, Dairemizin 13.10.2014 tarih ve 2014/2666 E., 6235 K. sayılı ilamıyla onanmıştır. Bu kez, davalılar vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur....

      Fesih sürecinin başlatılması ve fesih hakkının kullanılması, özellikle (ayına ilişkin olmayıp) nakit bedel üzerinden yapılmış sözleşmelerde tek taraflı iradenin karşı tarafa ulaşması ile sonuçlarını yaratır.Yanlar arasındaki hukuki ilişki de nakit bedel üzerinden akdedilmiş bir eser sözleşmesi olduğuna göre, feshin haksızlığı ancak açılacak bir eda davasında değerlendirilebilir. Davacı dilekçesindeki açıklamalarında: feshin sonucuna bağladığı maddi ve manevi zararının tazmini ile ödenmemiş 500.000,00 TL iş bedeli alacağına yönelik talep ve sair tüm haklarını dava konusu etmeyip saklı tutuğuna göre, nakit bedelli sözleşmenin feshi işleminin iptâline yönelik dava açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. HMK'nın 114/1-h maddesine göre hukuki yarar dava şartı olup resen gözetilmelidir. Mahkemece davanın hukuki yarar yokluğundan reddi gerekirken, kısmen kabulü yönünde hüküm tesisi doğru olmamış, hükmün davalı yararına bozulması gerekmiştir....

        hususunda yeterli araştırma yapılmamış olup, davacı vekilince temyiz dilekçesinde bu bedelin tamamının ödenmiş olduğu iddiası ileri sürülmüş olduğundan, sözleşmenin feshi ve bedel iadesi hükmünün davacı tarafça yapılan ödemelerin tamamını kapsaması gerektiğinden bu hususta yeterli araştırma yapılmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenine göre temyiz eden davalıların temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir....

          Mevcut uyuşmazlığın tüketici mahkemelerinde görülmesi için davaya konu sözleşmenin resmi şekilde düzenlenmesi gerekli olmayıp, şekil şartına uyulup uyulmadığı hususunun tüketici mahkemesince tartışılarak bir karara varılması gerektiğinden, 6502 sayılı Kanun kapsamındaki uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. Somut olayda, dava taraflar arasındaki devremülk sözleşmesinin cayma hakkı kullanıldığından bahisle sözleşmenin feshi ve verilenin iadesi istemine ilişkin olup, dava dilekçesi ve dosya kapsamından taşınmazın aynına ilişkin bir dava olmadığı anlaşılmaktadır. Sözleşmenin feshi ve verilenlerin iadesi istemine ilişkin davalarda yetki konusunda özel bir düzenleme bulunmadığına göre, yetkili mahkeme genel yetki kuralı gereği davalının yerleşim yeri mahkemesidir. HMK'nın 6/1. maddesi uyarınca "Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir."...

            İlk derece mahkemesince, " .... dava konusu aracın radyatör ve yedek su deposu kapaklarının yanlış takılmasından dolayı aracın gizli ayıplı olarak davacıya satıldığı, bu nedenle davacının sözleşmeden dönerek bedel iadesi talep etme hakkının oluştuğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle davalılardan wowwo'ya karşı açılan davanın kabulüne karar verilmiştir. Ürünün gizli ayıplı olması nedeniyle davacının sözleşmeden dönmesi halinde bedel iadesi talebini satıcıya karşı ileri sürme hakkı bulunmakta olup ekspertiz hizmeti sunan ümran oto'nun satıcı veya satıcının yerine hareket eden kişilerden olmaması nedeniyle bedel iadesi talebinin ümran otoya karşı ileri sürülmesi mümkün değildir. Alınan bilirkişi raporu ile davalı Ümran oto'nun vermiş olduğu hizmetin ayıplı olduğu, verilen hizmete karşılık olarak alınan bedelin 190,00- TL olduğu..." gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verildiği görülmüştür. HMK.'nun 297. maddesi hükmün kapsamını düzenlemiştir. Bu hususta HMK.'...

            Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Sözleşmenin Feshi, Kira Bedelinin İadesi, Kira Bedelinin Uyarlanması K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, kira sözleşmesinin feshi, ödenen kira bedelinin iadesi, olmadığı takdirde kira bedelinin uyarlanması isteğine ilişkin olup, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 13.01.2018 tarih ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 09.02.2018 günlü ve 2018/1 sayılı Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilip 21.02.2018 tarihli ve 30339 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.03.2018 günü yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (3.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 03.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.5.2001 gün, 2000/804 Esas, 2001/550 Karar sayılı kararı ile geriye etkili feshine, yüklenicinin müdahelesinin men'ine karar verilmiş, bu karar kanun yoluna başvurulmaksızın 18.7.2001 tarihinde kesinleşmiştir. Sözleşmenin geriye etkili olarak feshi halinde taraflar fesihten önce edimde bulunmuşlarsa bunları geri vermeleri gerekir. Davalı arsa sahibinin yükleniciye ödediği bedel ve üzerine geçirdiği arsa payı yoktur. Yüklenici ise fesihle ilgili mahkeme kararında kabul edildiği üzere proje ve ruhsatına göre inşaatı % 45 seviyesinde yapmıştır. Belli aşamaya gelen inşaatın arsadan sökülüp yükleniciye iadesi düşünülemeyeceğinden imara, projesi ve ruhsatına uygun yararlanılması mümkün ve arsa sahibinin mal varlığında artışa neden olan imalat bedelinin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre yükleniciye verilmesi gerekir....

                Hukuk Dairesinin istikrar kazanmış kararlarında; işlemin tüketici işlemi olduğu, talep bedel iadesine ilişkin olup taşınmazın aynına yönelik olmadığı ve tüketicinin kendi ikametgahında dava açabileceği benimsenmiş ise de; tapu devrinin yapıldığı eldeki dava ile emsal davalarda davanın kabulü ve sözleşmenin geçersizliğinin tespiti ile bedel iadesine karar verilmesi ihtimalinde tapunun iadesinin temini kapsamında iptali ve tescili zorunlu olduğundan; huzurdaki davanın taşınmazın aynına ilişkin olmadığının ileri sürülemeyeceği, kamu düzenine ilişkin kesin yetki hali olan tapunun iptali ve tescili kararının taşınmazın bulunduğu yargılama sahası dışındaki mahkeme tarafından verilmesinin mümkün olmadığı,dolayısıyla 6100 sayılı HMK’nın 12/1. maddesi gereğince “Taşınmaz üzerindeki ayni hakka ilişkin veya ayni hak sahipliğinde değişikliğe yol açabilecek davalar ile taşınmazın zilyetliğine yahut alıkoyma hakkına ilişkin davalarda, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir.” hükmüne yer...

                UYAP Entegrasyonu