Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

satırında yer alan "...ve sözleşmenin" ibaresinden sonra gelen tüm sözcüklerin hüküm fıkrasından çıkartılarak yerine "sözleşmenin geriye etkili olarak feshine " sözcüklerinin yazılmasına, ayrıca hüküm kısmının 1. maddesi (b) bendinde "sözleşmesinin" ibaresinden sonra gelen "geçersizliği/feshi tespit olunmakla " ibaresinin çıkartılarak yerine "sözleşmesi geriye etkili olarak fesholunmakla" ibaresinin yazılmasına ve hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Davacı şirketçe asıl ve ıslah yoluyla açılan davalarda sözleşmenin ... sahibince haksız feshi nedeniyle uğranılan kâr kaybı ve yapılan imalât bedelinin tahsili, arsa sahibi ... tarafından açılan ve bu dava ile birleştirilen davada ise feshin haklı olduğunun tespiti, uğranılan zarar ziyanın tahsili ve şirketin tahliyesine karar verilmesi istenmiş, ıslahta ise şirkete mehil verilmesi ve mehil sonunda akdin ifa olunmaması halinde feshi talep edilmiştir....

      KARAR Davacılar vekili, müvekkilleri ile davalı yüklenici arasında düzenlenen 01.06.1992 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca müvekkillerinin edimini yerine getirerek arsa payını yükleniciye devretmelerine rağmen yüklenicinin inşaatı %45 seviyesinde bıraktığını, müvekkillerine ait dairelerin 08.05.1996 tarihinde teslimi gerekirken teslim edilmediğini, daha önce sözleşmenin feshi ile tapu iptali ve tescili ve eksik bırakılan imalatların tahsili için açılan davaların reddedilerek kesinleştiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin ifa imkanının bulunmadığını ileri sürerek, sözleşmenin geriye etkili feshi ile davalı adına kayıtla bağımsız bölümlerin tapusunun iptali ile müvekkili adına tesciline, olmadığı takdirde şimdilik 100.000,00 TL' nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, devaya cevap vermemiştir. Mahkemece, toplanan kanıtlar ve dosya kapsamına göre, mahkemenin 03.05.2006 tarih ve 2005/......

        -Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi ve zararlarının tazmini istemine ilişkindir. TMK.'nın 692. maddesi uyarınca, paylı malın özgülendiği amacın değiştirilmesi, korumanın veya olağan şekilde kullanımın gerekli kıldığı ölçüyü aşan yapı işlerine girişilmesi veya paylı malın tamamı üzerinde tasarruf işlemlerinin yapılması oybirliği ile aksi kararlaştırılmış olmadıkça, bütün paydaşların kabulüne bağlıdır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi feshi davası da "Önemli tasarruflardan" olduğundan, sözleşmenin tarafı olan tüm arsa sahipleri tarafından açılması ya da açılan davaya onay vermeleri zorunludur. Elbirliği ya da müşterek mülkiyet şeklinde mülkiyete konu taşınmaz mallar üzerinde inşaat yapılması için arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinin de tüm ortakların ya da müşterek paydaşların katılımıyla yapılması zorunludur....

          Sözleşmenin az yukarda değinilen hükümlerine göre, her iki tarafın yazılı ihbarın tebliği tarihinden bir ay sonra geçerli olmak üzere sözleşmeyi her zaman feshedebilecekleri kararlaştırıldığına göre, davalı tarafından 13.9.2011 tarihli yazı ile davacı avukatın vekaletten azledilmesi, sonuçlarını bir ay sonra doğuracak feshi ihbar niteliğindedir. O halde mahkemece, sözleşmenin feshedildiği, feshi ihbarın tebliği tarihinden bir ay sonraki tarih itibariyle davacı avukatın sözleşmenin az yukarda belirtilen maddeleri gereğince hak etmiş olduğu vekalet ücreti miktarı tespit edilerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, sözleşme hükümleri esas alınmadan yapılan bilirkişi raporundaki hesaplamaya göre yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ: 1. Bent gereğince davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2....

            olarak sözleşmenin kiracı tarafından feshi halinde de), kiracı finansal kiralama konusu mal yahut malları kiralayana geri vermek ve teslim etmekle yükümlüdür....

              Davalı sözleşmenin hükümlerini yerine getirmediğinden dolayı, temerrüde düşmüştür. Davacı taraf sözleşmeyi feshinde haklı bulunmuştur. Sözleşmenin feshi nedeniyle davacının mülkiyetinde bulunan dava konusu taşınmazda fuzuli şagil durumda olan davalının müdahalesinin mennine ve tahliyesine karar vermek gerekeceği kanati hasıl olmuş ve davanın kabulüne" şeklinde karar verilmiştir....

              TL sözleşmenin feshi ile yoksun kalınan kâr bedelinin ve.. TL cezai şart bedelinin sözleşmenin feshi tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili davacı şirketin müvekkili ile akdedilen sözleşmeden önce kurulduğunu, müvekkili ile yapılan sözleşmenin ifası amacıyla kurulmuş olmadığından kuruluş masraflarının istenemeyeceğini, istenen masrafların davacının kendi varlığını sürdürmek için yaptığı olağan giderler olduğunu, müvekkilinin sözleşmenin feshi için haklı nedenleri olmasına rağmen, davacıya keşide edilen ihtarda yükümlülüklerini yerine getirmesi için süre verildiğini, müvekkilinin sözleşmeyi feshetmediğini, davacının sözleşmeyi feshinin haklı olmadığını, davacının cezai şart ve yoksun kalınan kar talebinin dayanaktan yoksun olduğunu, savunarak davanın reddini istemiştir....

                YAZIM TARİHİ : 01/07/2021 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesi ile; Davalı ile müvekkili idare arasında 17/11/2005 tarihinde ihale olunan sözleşmenin feshi nedeniyle nakte çevrilen teminat mektuplarının güncellenmesinden kaynaklanan alacak ile işin yeniden ihalesi nedeniyle idarenin uğramış olduğu menfi zarar nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla temenüt mektupları güncelleme farkından kaynaklanan 99.941,10 TL alacağın temerrüt tarihinden itibaren uygulanacak en yüksek orandaki ticari reeskont faizi ile birlikte, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla sözleşmenin feshi ve işin yeniden ihalesi neticesinde oluşan 601.917,50 TL idare zararının temerrüt tarihinden itibaren uygulanacak en yüksek orandaki ticari reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                  Mevcut uyuşmazlığın tüketici mahkemelerinde görülmesi için davaya konu sözleşmenin resmi şekilde düzenlenmesi gerekli olmayıp, şekil şartına uyulup uyulmadığı hususunun tüketici mahkemesince tartışılarak bir karara varılması gerektiğinden, 6502 sayılı Kanun kapsamındaki uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 73/5. maddesinde tüketici davalarının tüketicinin yerleşim yerinin bağlı bulunduğu mahkemelerde de açılabileceği hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda, dava taraflar arasındaki devremülk sözleşmesinin cayma hakkı kullanıldığından bahisle sözleşmenin feshi ve verilenin iadesi istemine ilişkin olup, dava dilekçesi ve dosya kapsamından taşınmazın aynına ilişkin bir dava olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın, davanın ilk açıldığı yer mahkemesi olan Giresun 1....

                    UYAP Entegrasyonu