Öte yandan, Borçlar Kanunu'nun 518 inci maddesinde öngörülen fesih beyanının kullanılması ile sözleşmenin ortadan kalkacağı; feshin hükümlerinin önceye etkili olamayacağı; bu nedenle ölünceye kadar bakma sözleşmesinin o zamana kadar meydana getirdiği hükümleri muhafaza edeceği kuralı da yerleşmiş Yargıtay İçtihatları ve Bilimsel görüşlerde ortaklaşa kabul edilmiştir. 5. Somut olayda, asıl davada; bakım alacaklısı, bakım borçlusuna karşı ölünceye kadar bakım sözleşmesine aykırılık iddiasına dayalı sözleşmenin iptali ile tapu iptal ve tescil isteminde bulunmuş olup, yargılama sırasında bakım borçlusunun ölümü üzerine birleştirilen davada; Borçlar Kanunu'nun 518 inci maddesine (bakım borçlusunun ölümü üzerine sözleşmenin feshinin isteme hakkı) dayalı olarak bakım alacaklısı, bakım borçlusu mirasçılarına karşı ölünceye kadar bakma sözleşmesinin feshi ile alacak talebinde bulunmuştur....
tarafından sahte olarak düzenlenmiş olması nedeniyle yargılanarak mahkum olduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır.Taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 42/b maddesi hükmü uyarınca sözleşmenin uygulanması sırasında yüklenicinin 4735 sayılı kanunun 25.maddesindeki fiil ve davranışlarda bulunulduğunun tesbit edilmesi halinde ayrıca protesto çekmeye gerek kalmadan kesin teminatın gelir kaydedileceği,sözleşmenin feshi ile hesabın genel hükümlere göre tasfiye edileceği kararlaştırılmıştır.4735 sayılı kanunun 25/b maddesine göre de sahte belge düzenlemek veya bunlara teşebbüs etmek yasak fiil ve davranışlar olarak düzenlenmiştir.Davalı idare sahteciliğin tesbiti üzerine 31.3.2004 tarihli yazı ile 4735 sayılı kanunun 25.maddesine göre sözleşmeyi feshederek kesin teminatı nakte çevirdiğini davacıya bildirmiştir.Bu arada teslim alarak kullandığı yakıtın bedelini analiz sonuçlarını takiben 14.5.2004 tarihli makbuz ile davacıya ödemiştir.Taraflar arasındaki sözleşme ve 4735 sayılı kanundaki düzenlemelere...
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 25/11/2014 NUMARASI : 2013/391-2014/372 Dava; davalı tarafından, davacı eczacı hakkında tesis edilen sözleşmenin feshi, yazılı olarak uyarılma, cezai şartın tahsili ve alacak talebine ilişkin işlemin iptali istemine ilişkin olup; sözleşme ilikisinden kaynaklanmaktadır. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 13.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 13.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 02.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Alacak Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık sözleşmenin feshi nedeniyle doğan zararın tazmini istemine ilişkin olup hüküm sulh hukuk mahkemesince verilmiş bulunmakla inceleme görevi Yargıtay 3. Hukuk Dairesine aittir. S O N U Ç : Dosyanın görevli Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 21.02.2011 (Pzt.)...
Sözleşme özgürlüğü, sözleşmeyi yapma, sözleşmenin karşı tarafını seçme, sözleşmenin içeriğini düzenleme ya da değiştirme, sözleşmenin tabi olacağı şekli belirleme ve nihayet sözleşme ile bağlı kalmama, yani sözleşmeyi sona erdirme özgürlüğünü de içerir. Var olan bir sözleşmeyi sona erdirmenin yollarından birisi de, sözleşmenin feshidir. Dolayısıyla sözleşme özgürlüğü, sözleşmenin tek taraflı tasfiyesine yönelik olarak sona erdirilmesini amaçlayan fesih hakkını da içermektedir. Görüldüğü üzere, kural olarak kişinin sözleşmenin feshi yoluna gitme konusunda irade özerkliği sonucu takdir hakkı bulunmakla birlikte, feshin haksız olması halinde, karşı tarafın bundan doğan zararlarından sorumluluğunun da bulunacağı tabiidir. Dairemizin 22/10/2014 tarih, 2014/7542 E- 2014/16209 K. ilamında da belirtildiği üzere sözleşmede herhangi bir sebep gösterilmeksizin fesih hakkının bulunduğuna dair bir hüküm olması halinde dahi, sözleşmenin feshi için haklı bir sebebin bulunması gerekmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili ile davalılar arasında 03.01.1997 tarihinde kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, akabinde davalılara bir miktar ödemenin yapıldığını, anılan sözleşmenin davalılar tarafından feshi için dava açıldığı, sözleşmenin feshine karar verildiği, kararın kesinleştiği ve kooperatif tarafından ödenen miktarın, denkleştirici adalet ilkesi gereği müvekkiline iadesi gerektiğini ileri sürerek, şimdilik 270.000,00 TL'nin 04.08.2009 tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, davanın reddini savunmuşlardır....
Hal böyle iken; mahkemece, sözleşmenin feshi ve ödenen bedelin iadesine karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi, usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 17/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı kıracının ön sözleşmenin feshi nedeni olarak gösterdiği hususlar, asıl kira sözleşmesi imzalandıktan sonra mecurun kullanım amacına uygun olarak tahsis edilmediğinin gerekçesi, asıl sözleşmenin feshi nedeni olarak gösterilebilir. O halde davalının ön sözleşmeyi fesihte haksız olduğunun kabulü ile sonucuna göre davacının talebinin değerlendirilmesi gerekir iken yazılı gerekçeyle davanın reddi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir...” ”) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir....
Dava, kira sözleşmesinin feshi nedeniyle tahliye istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, davalının 01.04.2008 tarihli sözleşme ile kiracı olup, sözleşmenin 14.maddesi gereğince sözleşmenin feshedildiğini ve feshi ihbarın yapıldığını belirterek tahliyeye karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ise davanın reddini savunmuştur. 01.04.2008 başlangıç tarihli ve beş yıl süreli yazılı kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşme ile kiralanan taşınmaz “GSM Baz İstasyonu” olup, “sözleşmenin feshi” başlıklı özel şartlar 14.maddesinde, kiralayanın gerekli gördüğü takdirde tek taraflı olarak sözleşme süresinin hitamını beklemeden dilediği an yazılı olarak ihbarda bulunmak suretiyle ve kiracıya herhangi bir tazminat, cezai şart ödemeksizin sözleşmeyi feshedebileceği kararlaştırılmıştır. Bu şart geçerli olup, tarafları bağlar....
a ait olan 15 numaralı daireyi yine danışıklı bir şekilde beş yıllığına kiraya verdiğini, tespit yaptırıldıktan sonra bir kısım dairelerin balkon korkulukları, pimapen pencere ve kapılarının söküldüğünü ileri sürerek, sözleşmenin ileriye etkili feshi ile yüklenicinin edimine göre devri gereken bağımsız bölümün tespiti, müdahalenin men'i, ... için 5.000,00 TL, ... için 2.000,00 TL kira bedelinin ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla sözleşmenin feshi nedeniyle 2.000,00 TL müspet zarar ve ayıplı işler bedelinin tahsilini talep ve dava etmiş, ıslah yoluyla talebini 658.648,75 TL'ye artırmıştır. Asli müdahil vekili, sözleşmenin süresinde bitirilmediğini, müvekkilinin sözleşmenin iptali ile doğrudan ilgisi bulunduğunu ileri sürerek, sözleşmenin iptalini talep etmiştir....