Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

haklı olduğunun somut göstergesi olduğunu, borçlu şirketin temerrüde düşmesi ve akabinde sözleşmeden dönme hakkının kullanılması ile müvekkilinin ifa ettiği edimlere ilişkin alacağı, dönme hakkının kullanılmasıyla muaccel hale geldiğini, ihtiyati haciz için öngörülen muacceliyet şartın da sağlandığını, bu nedenlerle davalı hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir....

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava sözleşmeden dönme ödenen bedelin iadesi talepli alacak davasıdır. Fuarın başka bir tarihe ertelenmesinin davacı şirkete sözleşmeden dönme hakkı tanıyıp tanımadığı konusu ihtilaflıdır. Taraflar arasında imzalanan Fuar Katılım Sözleşmesinin 2. maddesinde "Fuar katılım sözleşmesini imzalayarak, iş bu formda belirtilen düzenleyicinin .... Fuar Merkezi'nde (kısaca ....) organize ettiği sergi veya fuara (kısaca fuar) katılmayı kabul eden katılımcı bu imzadan sonra fuara katılmayı reddetse dahi katılımcının maddi ve manevi yükümlülükleri devam eder. Katılımcı fuar katılım koşulları, sergi veya fuarın yeri, katılımcının fuar alanındaki yeri, düzenleme tarihleri, ünvanı vb. hususlarda düzenleyicinin sektörün talebi, ekonomik durumu, organizasyon gerekleri veya kendi takdiri ile yapacağı değişiklikleri (fuarın kısmen veya tamamen iptali dahil) peşinen kabul eder. Bu durum sözleşmenin fesih sebebi değildir....

    Somut olayda, yukarıdaki yerleşik Yargıtay uygulamaları da nazara alındığında, davacı taraf dava dilekçesinde terditli olarak sözleşmeden dönme, bedel iadesi, ayıpsız misli ile değişim, ücretsiz onarım ve bedel iadesi taleplerinde bulunmuş, 19/11/2019 tarihli duruşmada davacı vekili yine terditli olarak öncelikle ayıpsız misli ile değişim, olmadığı takdirde sözleşmeden dönme ve bedel iadesi, olmadığı takdirde araçtaki ayıbın ücretsiz onarım ve gizli ayıp sebebiyle yapılacak ücretsiz onarımdan kaynaklı değer kaybından kaynaklı bedelin tahsilini talep etmiş ve yerel mahkemece davacı tarafa hangi seçimlik hakkı kullandığı hususu açıkça hasrettirilmeksizin terditli taleplerden satıcı davalı aleyhine sözleşmeden dönme ve bedel iadesine hükmedilmiş, bunun sonucu olarak ta üretici/ithalatçı davalı yönünden husumet yokluğu sebebiyle usulden red kararı verilmiş olmasının ve dolayısıyla davacı/tüketiciye ayıp sebebiyle aracın satış tarihi olan 2017 yılında yürürlükte bulunan ve uyuşmazlığa uygulanması...

    Dava, devre tatil sözleşmesinden doğan sözleşme bedelinin iadesi talebine ilişkin olup, davacı sözleşmenin 6. maddesinde taahhüt edilen tesislerin yapılmadığından bahisle sözleşmeden caydığını, ödediği bedelin iadesi ile davalının elinde kalan senetlerinde tarafına iadesini istemiştir. Davalı ise yargılamaya katılmamıştır. Mahkemece, sözleşmede bahsedilen tesisler süresinde inşa edilmediğinden davacının sözleşmeden dönmekte haklı olduğu, ancak tesislerin yapılmasının vaadedildiği tarih olan 31.12.2014 tarihinden sonra yapılan ödemelerin davacıya iadesi gerektiği kanaati ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan 4822 Sayılı Yasa ile değişik 4077 Sayılı TKHK'nun 8/1 maddesinde, “kapıdan satış, işyeri, fuar, panayır gibi satış mekânları dışında önceden mutabakat olmaksızın yapılan tecrübe ve muayene koşullu satışlardır.” şeklinde tanımlanmış olup, anılan sözleşmenin kapıdan satış şeklinde yapıldığının kabulü gerekir....

      Hukuk Dairesi 2016/14228- 2016/18.433; 2016/30487- 2017/9755; 2017/3973- 2018/1117 ve 23.05.2019 tarihli, 2019/2239- 2019/6480 sayılı kararları). Somut olay bu açıklamalar kapsamında ele alındığında, taralar arasında yapılan devre mülk satış sözleşmesinin adi yazılı nitelikte olduğu, sözleşme konusunun davacının kullanımına terk edildiğine ilişkin dosyada herhangi bir belge bulunmadığı gibi tapu devrinin yapıldığına ilişkin bir iddianın da ileri sürülmediği, bu haliyle sözleşmenin geçersizliği saptaması ile yazılı şekilde karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak davacı dava dilekçesinde aynı zamanda devre mülk hizmetinden yararlanamamış olması nedeniyle tespit edilecek olan zararın davalıdan tahsilini talep etmiş; mahkemece davacı taleplerinden "sözleşmenin geçersizliği ve ödenen bedelin iadesi" yönünden karar verilip, davanın da kısmen kabulüne hükmedilmiştir....

      Hukuk Dairesi'nin 2017/3858- 2019/2107 E-K sayılı ilamında da belirtildiği üzere sözleşmeden dönerek bedelin iadesi davalarında dava konusu araç için ödenmiş bulunulan bedelin iadesine karar verildiğine göre ve birlikte ifa kuralı gereğince aynı anda dava konusu aracın da her türlü takyidattan ari olarak davalı Hakan Bolat Şirketi'ne teslime tabi kılınması hususunun kabulü gerektiğinden bu yönü ile hüküm eleştirilmiş ancak sonuca etkisi olmayacağından kaldırılma cihetine gidilmemiştir....

      Mahkemece; araçtaki ayıbın niteliği gözetildiğinde, davacının seçimlik haklarından sözleşmeden dönme ve bedel iadesi hakkını kullanmasının iyiniyet kurallarına aykırı olduğu, tarafların hak ve menfaatleri değerlendirildiğinde aracın satış bedelinin iadesinin aşırı dengesizliğe neden olacağı, araçtaki ayıp nedeniyle seçimlik haklarından olan “bedel indirimi” uygulanmasının hakkaniyete daha uygun olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile değer kaybı olarak tespit edilen 5.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 227/4. maddesi hükmünde “Alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir.” düzenlemesi kanun koyucu tarafından öngörülmüş olup bu hüküm ile yasa koyucu temel hukuk prensibi olarak iyiniyet kurallarının hayata geçirilmesini hedeflemekte ve her ne kadar seçimlik hakları yasa ile sayılmış ve bu seçimlik hakların...

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE: HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Dava, ayıplı satış nedeniyle sözleşmeden dönme ve bedel iadesi istemine ilişkindir. 6502 sayılı Yasa'nın "Tüketicinin seçimlik hakları" başlıklı 11. maddesinde ayıp nedeniyle tüketicinin seçimlik hakları tek tek sayılmıştır. Buna göre; " (1) Malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda tüketici; a) Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, b) Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme, c) Aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, ç) İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme, seçimlik haklarından birini kullanabilir....

      Mahkemece, satış bedeli olarak iadesi gereken 20.900,00 TL yönünden dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, kira tazminat talebi yönünden ise 1.800,00 TL' nin dava tar. it. Işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Somut olayda, davacının istediği kira tazminatı ifaya eklenen cezai şart hükmünde olup, bedel iadesi sözleşmeden dönmenin, geç teslim nedeniyle kira kaybı ve diğer tazminatları istemekte ifanın devamını istemenin sonuçlarından biridir. Dava konusu olayda davacı, satış bedeli olarak ödediği bedelin iadesini istemiş olmakla sözleşmeden dönmüş olup, artık sözleşme devam ediyormuş gibi kira kaybı isteyemez....

        olduğunu ileri sürerek sözleşmeden dönme hakkını kullanarak ödediği bedelin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....

          UYAP Entegrasyonu