Mahkemece yapılan yargılamada toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; taraflar arasındaki sözleşmeye istinaden davacı-birleşen davalının 799.908,70 USD kısmi ödeme yaptığı, buna karşın davalı-birleşen davacının BK 68. maddesinde düzenlenen kısmi ödemeyi red ve sözleşmeden dönme hakkını kullanmadığı, ayrıca BK 106. maddesinde öngörülen haklarını kullanabilmek amacıyla bakiye borcunu ödemesi için uygun bir süre tanıma yoluna da gitmediği, davalı-birleşen davacının malı teslim borcunu ifada temerrüde düştüğü, BK 107. maddede düzenlenen sözleşmeden dönme hakkını kullanma koşullarının oluştuğu, davacı-birleşen davalının ödemiş olduğu bedelin iadesini talep hakkının doğduğu, davalı-birleşen davacının kendi edimini ifada temerrüde düşmüş olması nedeniyle herhangi bir talepte bulunamayacağı, ayrıca malın 3. şahıslara daha düşük bedel ile satışından dolayı zarara uğradığını ispatlayamadığı gerekçesiyle asıl davanın kabulüne ve birleşen davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı-birleşen...
Davacı dava dilekçesinde, sözleşmenin feshi, ödenen bedellerin iadesi ve sözleşme sebebiyle verilen senetlerden dolayı borçlu olmadığının tespitini talep edip ıslah dilekçesi ile de menfi tespit talebine konu olan senetlerin icra dosyasına ödenmiş olması sebebiyle bu talebinin istirdada dönüştürdüğünü beyan etmiştir. Davacı seçim hakkını ayıplı üründen kaynaklı sözleşmeyi feshederek ödediği bedelin faiziyle iadesi yönünde kullanmıştır. Dolayısıyla mahkemenin öncelikle yazmış olduğu gerekçede, davalının aracın teslim edildiğini ispatlayamadığı, ispatladığı kabul edilse bile aracın ayıplı olduğu, bu nedenle de sözleşmeden dönme ve bedel iadesi hakkını kullanmasının mümkün olduğu belirtilerek hüküm tesis edildiği anlaşılmıştır. Oysa ki gerekçe içeriği göz önünde bulundurulduğunda, aracın kimin elinde olduğunu tereddüte yer vermeyecek şekilde belirlemesi gerekir. Bu husus faizin başlangıcı yönünden ve kurulacak olan hükmün içeriği açısında önemlidir....
Ltd.Şti'nin yükümlülüğünde olduğu, ancak iş sahibinin inşaat ruhsatı almamasından dolayı davacı tarafça inşaata başlanılmadığı, bu nedenle davacı şirketin sözleşmeden dönme hakkını kullanarak kendisine ödenen 615.000,00 TL bedeli banka kanalı ile iade edilmiş olmasına rağmen davalı şirket tarafından feshin kabul edilmeyerek davacıya gönderildiği, davacının sözleşmeden dönme iradesinin karşı tarafa ulaştığı, uhdesinde kalan bedeli iade etmesine rağmen bu bedelin kabul edilmediği, bu durumda davacının ödeme yeri tevdii talebinin haklı olduğu gerekçesi ile talebin kabulü ile taraflar arasında imzalanan 21/10/2020 tarihli sözleşmeden davacı tarafça dönülmüş olması nedeni ile sözleşme gereğince kendisine ödenen 615.000,00 TL'nin açılacak üçer aylık vadeli hesaba yatırmak üzere ... Bankası .....
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, davacı iş sahibi ile davalı yüklenici arasında yapılmış, davacının taşınmazına yapılacak prefabrik ev inşaatına ilişkin eser (istisna) sözleşmesinden kaynaklı, ayıplı ve eksik iş ve imalatlar nedeniyle sözleşmeden dönülmesi,feshi,ödenen bedelin iadesi,ödenmeyen bedel yönünden borçlu olmadığının tespiti ve ayıp nedeniyle uğranılan zararlardan dolayı söküm bedeli alacağı taleplerine ilişkindir....
Dava; eser sözleşmesinin kabul edilemeyecek şekilde ayıplı ifa edildiğinden bahisle, sözleşmeden dönme ve bedelin iadesi kapsamında, ödenen bedelin faiziyle iadesi için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık; ... tarihli davacı iş verenin ...' da bulunan otelinde kullanılmak üzere, davalı yüklenici tarafından yapılan asfalt yapım işine ilişkin sözleşmenin ayıplı olarak ifa edilip edilmediği, eserin kabul edilemeyecek düzeyde ayıplı olup olmadığı hususlarındadır. Dosya içerisine davacı vekili tarafından sözleşme sureti, tespit bilirkişi raporu ibraz edilmiş, Antalya ... İCra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosyası ile Bordum ... Asliye Hukuk Mahkemesinin ... D. İş sayılı dosyaları celp edilmiş, İnşaat Mühendisi bilirkişiden rapor aldırılmıştır. Antalya ... İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Davacı alacaklı ... A.Ş tarafından davalı borçlu ......
Hal böyle olunca mahkemece, davanın reddi gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir." şeklinde hüküm kurulduğu görülmüştür. Ancak her ne kadar yargıtay 13. Hukuk dairesi tarafından ibra sözleşmesi ve tarafların iradeleri esas kabul edilerek bu yönde hüküm kurulmuş olsa da tüketici yasasında cayma hakkı, sonuçları ve sınırları kanunda emredici bir şekilde düzenlenmiştir. 6502 sayılı TKHK'nın 43.maddesinde cayma hakkı, 45.maddesinde ise sözleşmeden dönme hususu düzenlenmiştir. Buna göre :"MADDE 45 – (1) Ön ödemeli konut satışında, devir veya teslim tarihine kadar tüketicinin herhangi bir gerekçe göstermeden sözleşmeden dönme hakkı vardır. Sözleşmeden dönülmesi durumunda satıcı; konutun satışı veya satış vaadi sözleşmesi nedeniyle oluşan vergi, harç ve benzeri yasal yükümlülüklerden doğan masraflar ile sözleşme bedelinin yüzde ikisine kadar tazminatın ödenmesini isteyebilir....
Bakiye satış bedeli olan 427.000,00 TL karşılığı için ise, 24.04.2018 keşide tarihli, 29.06.2018 vade tarihli, T1 ve İlknur Yılmaz tarafından keşide edilen senet, davalı Buba’ya teslim edildiğini, müvekkili Tüketici Kanunu ve imzalanan sözleşmenin 7/B maddesi doğrultusunda 24.04.2018 imza tarihli sözleşmeden dönme hakkini kullandığını ve iradesini Büyükçekmece 11. Noterliğinin 10 Temmuz 2018 tarih ve 27831 yevmiye numaralı İhtarnamesi ile 1 numaralı davalı Buba' ya bildirildiğini, ihtarname davalı Buba'ya 19.07.2018 tarihinde tebliğ edildiğini, 180 günlük yasal bekleme süresi içerisinde davacıya ödenmediğini, davacı tarafından ödenen ve sözleşmenin feshi ile iadesi gereken 89,460,00 TL’nin yasal 180 günlük sürenin sonunda davacıya iade edilmemiş olması sebebiyle, İş bu davanın açılması zorunluğu doğduğunu, banka hesaplarının ihtiyati haciz talebinde bulunduğunu, 89.460,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren davalılardan alınarak davacıya ödenmesine talep ve dava etmiştir....
GEREKÇE: Dava, ayıplı mal iddiasına dayalı olarak sözleşmeden dönme ve ödenen satış bedelinin iadesi istemine ilişkindir. Davacı, dava konusu cihazın ayıplı olduğunu ileri sürmüş, davalı cihazın ayıplı olmadığını, yasal sürede ayıp ihbarının da yapılmadığını, cihazdaki parça değişimlerinin kullanıma bağlı periyodik değişimler olduğunu savunmuş, ilk derece mahkemesince yukarıda açıklanan gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Dairemizin denetime elverişli bilirkişi raporu alınması yönündeki kaldırma kararından sonra mahkemece yeni oluşturulan bilirkişi heyetinden alınan kök ve ek raporlar doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir. Mahkemece alınan 08/01/2021 tarihli kök ve 08/08/2021 tarihli ek raporda davaya konu ... Marka, ......
Asliye Ticaret Mahkemesi Tarihi: 27/01/2022 Davanın Türü: Sözleşmeden Dönme ve Ödenen Bedelin İadesi, Mümkün Olmadığı Takdirde Ayıpsızı ile Değiştirilmesi (Eser sözleşmesi) İlk derece mahkemesince verilen karar istinaf edilmekle dairemiz üyesi tarafından hazırlanan rapor okunduktan ve dosya kapsamı incelendikten sonra yapılan müzakere sonucu gereği düşünüldü; I. DAVA Davacı vekili açtığı dava ile, davacıya ait ... isimli restoranın sahibi olduğunu ve tente yaptırma ihtiyacının doğduğunu, davalılar ... ve ......
Bunun dışında BK'nın 369. maddesi, ... sahibine yüklenicinin her türlü zarar ve ziyanın ve yapılan işin bedelini ödemek şartıyla sözleşmeden dönme imkanını vermekte olduğu gibi tapu devri dışında bedel karşılığında yapılacak esere ilişkin sözleşmelerin de tarafların, tek taraflı fesih iradelerinin karşı tarafa ulaştırılmasıyla feshi de mümkündür. Bu durumda fesihte haklılığa göre tarafların açtıkları davaların değerlendirilmesi gerekir. Dava konusu olayda, davacının davalıya gönderdiği 03.07.2007 tarihli ihtarnamenin davalıya ulaşmasıyla akit son bulmuştur. Bu durumda fesihte kimin haklı olduğu mahkemece belirlenerek, davacının talebinin akti feshettiği için BK'nın 108. maddesi doğrultusunda ödediği bedelin iadesi ve menfi zararların belirlenmesi suretiyle karşı davadaki talepleri ise yapılan bir imalât varsa, onun bedeli ile fesih haksız ise BK'nın 325. maddesi doğrultusunda akdin feshi yüzünden uğradığı kâr payının belirlenerek sonuçlandırılması gerekir....