Davacı, bağımsız bölümün süresinde teslim edilmemesi nedeni ile sözleşmeden dönme, ödenen bedelin iadesi, konut kredi sözleşmesinin feshi, ödenen taksitlerin faizi ile iadesi, konuttaki ipotek şerhinin kaldırılması ve kira kaybının tahsili istemi ile eldeki davayı açmıştır. 15.01.2015 tarihli celsede davacı vekili; öncelikli taleplerinin sözleşmeden dönme olduğunu, aksi halde yoksun kalınan kira bedelinin tahsilini istediklerini bildirmiştir. Mahkemece, teslimden itibaren süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığından sözleşmeden dönme hakkının kullanılamayacağı, ancak yoksun kalınan kira kaybının istenebileceği gerekçesi ile diğer taleplerin reddine, yoksun kalınan kira kaybının davalılardan tahsiline karar verilmiştir....
Davacı’nın dava dilekçesindeki talebi aracın ayıpsız misli ile değişimi, bu mümkün olmadığı takdirde araç bedelinin iadesi ve bunun da mümkün olmaması halinde ayıp oranında bedel indirimine hükmedilmesi yönündedir. Ne var ki, ilk derece mahkemesince HMK.nun 31.maddesinde düzenlenen Hakimin davayı aydınlatma ödevi kapsamında, davacıya bu talebi hakkında değişim hakkını mı, ya da sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedel indirimi hakkını mı kullanacağı hususu açıklattırılmamış ve hükmün 1.fıkrasında ayıp oranında bedel indirimine hükmedilmiş; daha sonra Bölge Adliye Mahkemesinde bu karar kaldırılarak ayıpsız misli ile değişimi yönünde hüküm kurulmuştur....
Dava, satım konusu malın ayıplı olması nedeniyle sözleşmeden dönme ve satış bedelinin iadesine ilişkindir....
LTD." olduğunu, görüldüğü üzere somut uyuşmazlıkta müvekkili şirketin hiçbir dahili ve kusurunun bulunmadığını, yerel mahkemenin husumet yokluğundan davanın reddine karar vermesi gerekirken husumet itirazımızı reddetmesi usul ve yasaya aykırı olduğunu, *Esasa ilişkin olarak da; Davacının satın aldığı cihazdaki her sorunun ayıp olarak nitelendirerek tüketiciye sözleşmeden dönme ve bedel iadesi isteme hakkı verdiğinun kabul edilemeyeceğini, sözleşmeden dönme ve bedel iadesi uyuşmazlığın hakkaniyete uygun çözümünü sağlayacak bir talep olmadığını, davacının cihazı teknik servise götürüp, değişim yapılmayacağını anlayınca kendisinin geri aldığı olayda sözleşmenin iptali ve bedel iadesi talebinin haksız olduğunu, uyuşmazlık konusu cihazın sigorta poliçesinin 3.maddesi "sigorta ettirenin akrabasının neden olduğu ağır ihmaller" poliçede teminat dışı bırakıldığını, söz konusu uyuşmazlıkta da cihazın davacının akrabası tarafından balkondan düşürülmesi ağır ihmalin bir sonucu olduğunu, davacın sunmuş...
Hukuk Dairesi Asıl ve birleşen dava, ticari nitelikteki araç satış sözleşmesinden kaynaklı satılan aracın ayıplı olduğundan bahisle sözleşmeden dönme ve bedel (iade) istemine ilişkindir. Davanın açıklanan niteliğine göre hükmü temyizen inceleme görevi, yürürlükte bulunan işbölümü uyarınca Yargıtay 11. Hukuk Dairesinindir. SONUÇ: Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 11. Hukuk Dairesine gönderilmesine 01/10/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
Tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Davacı, sözleşmeden dönerek bedel iadesini talep etmiş olup davaya konu ayıplar nazara alındığında bedel iadesini gerektiren bir husus olmasa da çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince anılan yasanın 4/2. maddesine göre davacının ücretsiz onarım ve bedel indirim hakkının olduğunun kabulü gerekir. Yukarıda açıklandığı üzere toplanan deliller doğrultusunda bedel indirimi ve ücretsiz onarım hususları gözetilerek hakkaniyete uygun bir karar verilmesi gerekirken, bu husus dikkate alınmadan eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir....
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: Taraflar arasındaki uyuşmazlık, yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunup bulunmadığı, kararın eksik incelemeye ve/veya yanılgılı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır. DELİLLER : Tüm dosya kapsamı DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, ayıplı mal satışı nedeniyle sözleşmeden dönme ve bedel iadesi istemidir. İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır....
Satıcı, alıcıya aynı malın ayıpsız bir benzerini hemen vererek ve uğradığı zararın tamamını gidererek seçimlik haklarını kullanmasını önleyebilir. Alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir. Satılanın değerindeki eksiklik satış bedeline çok yakın ise alıcı, ancak sözleşmeden dönme veya satılanın ayıpsız bir benzeriyle değiştirilmesini isteme haklarından birini kullanabilir. ." şeklindeki düzenlemedir. DELİLLER : ----Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi ---- talimat yazılarak alınan --- tarihli bilirkişi raporunda özetle; ürünün ayıplı olduğunu, sadece ---- sorunun çözülebileceğini beyan ve rapor etmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava ayıp sebebiyle satım sözleşmesinden dönülmesi ile bedel iadesi istemine ilişkindir....
Bunun dışında BK'nın 369. maddesi, ... sahibine yüklenicinin her türlü zarar ve ziyanın ve yapılan işin bedelini ödemek şartıyla sözleşmeden dönme imkanını vermekte olduğu gibi tapu devri dışında bedel karşılığında yapılacak esere ilişkin sözleşmelerin de tarafların, tek taraflı fesih iradelerinin karşı tarafa ulaştırılmasıyla feshi de mümkündür. Bu durumda fesihte haklılığa göre tarafların açtıkları davaların değerlendirilmesi gerekir. Dava konusu olayda, davacının davalıya gönderdiği 03.07.2007 tarihli ihtarnamenin davalıya ulaşmasıyla akit son bulmuştur. Bu durumda fesihte kimin haklı olduğu mahkemece belirlenerek, davacının talebinin akti feshettiği için BK'nın 108. maddesi doğrultusunda ödediği bedelin iadesi ve menfi zararların belirlenmesi suretiyle karşı davadaki talepleri ise yapılan bir imalât varsa, onun bedeli ile fesih haksız ise BK'nın 325. maddesi doğrultusunda akdin feshi yüzünden uğradığı kâr payının belirlenerek sonuçlandırılması gerekir....