(TBK m.168/2) Bu haliyle Üretici ve ithalatçı ise, sadece misli değişim ve onarım talep edilmesi durumunda, satıcı ile birlikte müteselsil sorumlu olduğundan; somut olayımızdaki gibi dönme ve bedel iadesi hakkı kullanıldığı takdirde üretici ve ithalatçının müteselsil sorumluluğundan bahsedilemeyerek; ithalatçıya husumet yöneltilmesinin mümkün olmadığı açıktır. Bu haliyle Davalı... Şti.'nin taraf sıfatı (husumet) bulunmadığından işbu davalı hakkındaki davanın HMK.114/1-d, 115/1,2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan usulden reddine, karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklanan nedenlerle; 1-Davalı ... Ltd. Şti.'...
Her ne kadar davalı vekili tarafından söz konusu ayıbın aracın sürüş güvenliğine etkisi olmadığını ve onarılabilir nitelikte olduğunu iddia ederek sözleşmeden dönme ve bedel iadesi hakkının kullanılmasının hakkaniyete aykırı olduğunu bildirerek davanın reddini talep etmiş olsa da; aracın ayıplı olduğu, bu ayıbın satın alındıktan kısa bir süre sonra ortaya çıktığı, ülkemizdeki tüketicilerin gelişmiş ülkelere nazaran çok yüksek bedeller ödeyerek araç satın aldıkları, buna bağlı olarak da araçtan bekledikleri faydanın arttığı, davacının satın aldığı sıfır araçta kısa sürede böyle bir ayıbın çıktığı, bu haliyle tüketiciden bu aracın kullanımının beklenemeyeceği, keza ayıp cüzi bir miktar ile tamir edilse dahi araçta bu sorunun tekrar edip etmeyeceğinin kesin olmadığı, tamir edildiği takdirde aracın ikinci el değerinin önemli derecede düşeceği hususları tamamı beraber değerlendirildiğinde; tüketicinin sözleşmeden dönme ve bedel iadesi hakkının hakkaniyete uygun olduğunu, kanaat getirilerek...
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, tacirler arasındaki satım aktinden doğan, sözleşmeden dönme ve araç bedelinin iadesi talepli, alıcı tarafından satıcı ve ithalatçı şirkete karşı açılan maddi ve manevi tazminat davasıdır. Bilirkişi heyetinden aldırılan --- tarihli bilirkişi raporunda özetle ;------- ----belirtilen nitelik ve niteliği etkileyen niceliğe aykırı kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları önemli ölçüde azaltan bir ayıp niteliğinde olduğu görüş ve kanaatini bildirir raporunu mahkememize sunmuştur....
Dava dilekçesi içeriğine, iddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre davacı vekilinin iş bedeli oranında ayıp nedeniyle talepte bulunduğuna göre davada ayıp nedeniyle eserin reddi ve sözleşmeden dönme mi yoksa ayıp nedeniyle bedelde indirim talebinde bulunduğu hususunun davacıdan sorularak sonucuna göre inceleme yapılması gerekecektir. Bu husus değerlendirilmeden yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur. Ayrıca kabule göre; iş sahibinin seçimlik hakkını düzenleyen 6098 sayılı TBK'nın 475/1. maddesinde eser kabule icbar edilemeyecek şekilde ayıplı olur ise sözleşmeden dönme ve bedel iadesi, 2. fıkrada ise eseri alıkoyup ayıp oranında bedelde indirim isteme hakkı mevcut olup son fıkrasında aşırı zarar doğuracaksa iş sahibinin sözleşmeden dönme hakkını kullanamayacağına dair düzenlemeler mevcuttur. Mahkemece bu madde ve anılan fıkraları uyarınca değerlendirme yapılmamıştır. Bu haliyle alınan rapor ve ek raporlar hükme esas alınamaz....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2021/261 ESAS - 2021/306 KARAR DAVA KONUSU : Ayıp nedeniyle sözleşmeden dönme, bedel iadesi ve tazminat istemi KARAR : Kdz....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: HMK 353 maddesine göre inceleme yapıldığından duruşma açılmamıştır. Dava, taşınmazın ayıplı olması nedeni ile sözleşmeden dönme ve bedel iadesi, olmadığı takdirde ayıp oranında indirim talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince; " Taraflar arasında 15/12/2014 tarihli Taşınmaz Satış Vaadi Sözleşmesinin akdedildiği, sözleşmeye göre davalı tarafından Aziziye Mah. 280 ada, 6 nolu parsele kayıtlı taşınmaz üzerine yapılacak inşaatın B blok, 47 numaralı, brüt 147 metrekare olan bağımsız bölümün 270.000,00 TL bedel karşılığında serbest iradeleri ile hüküm altına alındığı, satım sözleşmesine konu taşınmazın ise 15/09/2015 tarihinde teslim edileceği anlaşılmıştır....
Ancak sözleşmeden dönme hakkının hakkaniyete uygun düşmeyeceğinin belirlenmesi halinde ise; mahkemece bedelden indirime de karar verilebilir. Ne var ki; mahkemece alınan bilirkişi raporu hüküm vermeye elverişli olmayıp otomotiv konusunda uzman 3 kişilik makine mühendisi bilirkişiden rapor alınarak öncelikle aracın ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise; tüketici tarafından kullanılan sözleşmeden dönme seçimlik hakkının hakkaniyete uygun olup olmadığı değerlendirilerek ve hakkaniyete uygun olmadığı kanaatine varılması halinde Yargıtayca benimsenen nispi metoda göre bedelden indirim oranının ne olacağı belirlenip sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir. Diğer yandan davacı, aracın ayıplı olması sebebiyle araç kiralamak zorunda kaldığını, çekici bedeli ödediğini ve ihtarname masrafı yaptığını ileri sürmüş ve bu bedellerinde tahsilini talep etmiş, ancak mahkemece, bu konuda bir karar verilmediği gibi herhangi bir inceleme ve araştırma da yapılmamıştır. HMK'nun 297....
Somut olayda davacı, davalı şirketten satın aldığı soğutucu sisteminin ayıplı olduğunu ileri sürerek bedel iadesine isteminde bulunmuş, davalı ise ürünün ayıplı olmadığını servisin soğutucu sisteminin onarmasını bizzat davacının engellediğini savunmuş, mahkemece bilirkişi raporu hükme esas alınarak davacının sözleşmeden dönerek bedel iadesi isteminin reddine, satış bedelinden 3.000,00 TL indirim yapılmasına karar verilmiş, karara karşı taraf vekillerince istinaf talebinde bulunulmuştur. Taraflar arasında malın satışı hususlarında ihtilaf bulunmamaktadır. İhtilaf, malın ayıplı olup olmadığı, bedel iadesi koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarındadır. 6502 sayılı Yasanın 11/1. maddesinde, malın ayıplı olması durumunda tüketicinin seçimlik hakları düzenlenmiştir. Bu seçimlik haklarda tüketici; bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir....
Bu süre bitiminde fesh edilmezse, takiben bir sonraki yıl için yenilenmiş sayılır." şeklinde ve 3. maddesinde "İdare sözleşme bitim tarihinden önce sözleşmeyi fesh ederse bir yıllık bakım ve onarım ücretini yükleniciye ödemeyi kabul eder." şeklinde ifadelere yer verildiği görülmüştür. Sözleşmelerin 3. maddesinde "İdare sözleşme bitim tarihinden önce sözleşmeyi fesh ederse bir yıllık bakım ve onarım ücretini yükleniciye ödemeyi kabul eder." şeklindeki hüküm dönme cezası mahiyetindedir. Öncelikle fesih, - cayma - dönme hukuki kavramları üzerinde durulup, eldeki davada taraflar arasında düzenlenen sözleşmelerin, tarafların beyan ve işlemlerinin değerlendirilmesi gerekmektedir. Dönme cezası (peine résolutoire, dédit consensuel / Wandelpön), belirli bir "ceza" bedelinin ödenmesine bağlı olarak sözleşmeden dönme hakkı sağlayan bir sözleşme (yan) kaydıdır....
Tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte ayıplı malın neden olduğu ölüm ve/veya yaralanmaya yol açan ve/veya kullanımdaki diğer mallarda zarara neden olan hallerde imalatçı-üreticiden tazminat isteme hakkına da sahiptir.” hükmüne amirdir. Davacı aracın yenisi ile değiştirilmesini talep etmiş olup davaya konu arıza nazara alındığında aracın değişimini gerektiren bir husus olmasa da çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince anılan yasanın 4/2. maddesine göre davacının ücretsiz onarım hakkının ve bedel indirim hakkının olduğunun da kabulü gerekir....