Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Her iki düzenlemede esas olarak kullanılan seçimlik hakkın ortaya çıkaracağı sonucun karşı taraf için orantısızlık yaratması ve durumun bunu haklı göstermemesi gibi özünde Türk Hukuk sisteminin temelini oluşturan hakkaniyet ilkesine dayanmakta olup; somut olayın yapısı ve bu ilkenin uygulanırlığı noktasında takdir hakkını da hakime yüklemiştir. Bu açıklamalar ışığında somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi incelemesinde, araçtaki ayıbın 2.800,00.-TL değer kaybına yol açacağı bildirilmiştir. Hal böyle olunca mahkemece, davacının seçimlik haklarından bedel iadesini içeren sözleşmeden dönme hakkını kullanmasının TMK'nın 2. ve TBK'nın 227/3. maddeleri uyarınca hakkaniyete ve taraflar arasındaki hak ve menfaatler dengesine aykırı olacağından, araçtaki ayıp nedeniyle seçimlik hakkından bedel indirim uygulanmasının uygun olacağı değerlendirilerek sonucuna göre hüküm tesisi gerekirken, yazılı şekilde bedel iadesine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....

    Dairemiz kabulü de bu yönde olup, bu nedenle davacının istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü, dönme ile sözleşme ilişkisinin ortadan kalkmayıp tasfiye ilişkisine dönüştüğü, tarafların aldıklarını yine sözleşme hükümlerine göre iade etmelerinin gerektiği(yeni dönme kuramı), bu nedenle para borcu mahiyetindeki bedel iadesi borcu bakımından icra dairelerinin yetkisinin İİK'nun 50, HMK'nun 10 ve TBK'nun 89 maddesine göre belirlenmesi gerektiği yönündeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Davacının dava konusu takibe konu ettiği alacak, dönme nedeniyle verilen satış bedelinin iadesine ilişkin olduğuna; dönme ile sözleşme ilişkisi baştan itibaren ortadan kalktığına, bu nedenle davacının varlığını iddia ettiği takip ve dava konusu alacağın sözleşmeden doğduğu kabul edilemeyeceğine göre, HMK'nun 10 maddesinde düzenlenen özel yetki kuralının, dolayısıyla TBK'nun 89 maddesinin somut olayda uygulanma olanağı bulunmamaktadır....

      Dairemiz kabulü de bu yönde olup, bu nedenle davacının istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü, dönme ile sözleşme ilişkisinin ortadan kalkmayıp tasfiye ilişkisine dönüştüğü, tarafların aldıklarını yine sözleşme hükümlerine göre iade etmelerinin gerektiği(yeni dönme kuramı), bu nedenle para borcu mahiyetindeki bedel iadesi borcu bakımından icra dairelerinin yetkisinin İİK'nun 50, HMK'nun 10 ve TBK'nun 89 maddesine göre belirlenmesi gerektiği yönündeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Davacının dava konusu takibe konu ettiği alacak, dönme nedeniyle verilen satış bedelinin iadesine ilişkin olduğuna; dönme ile sözleşme ilişkisi baştan itibaren ortadan kalktığına, bu nedenle davacının varlığını iddia ettiği takip ve dava konusu alacağın sözleşmeden doğduğu kabul edilemeyeceğine göre, HMK'nun 10 maddesinde düzenlenen özel yetki kuralının, dolayısıyla TBK'nun 89 maddesinin somut olayda uygulanma olanağı bulunmamaktadır....

      Somut olayda; davalı tarafından davacıya satılan aracın km'sinin düşürüldüğü ve ayıplı olduğu alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından sabit olup, satıcının ayıbın varlığını bilmese bile alıcıya karşı sorumlu olduğu, ayıbın niteliği gereği davacının sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talep etme hakkını kullanmasında hakkaniyete aykırı bir durum bulunmadığı ve mahkemece verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından; davalı vekilinin yerinde bulunmayan bütün istinaf itirazlarının HMK'nun 353/1.b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

      Asliye Hukuk Mahkemesinin 09/11/2021 tarih, 2021/187 Esas ve 2021/553 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2- Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353. maddesinin 1. fıkrası (b) bendinin 2. maddesi uyarınca yeniden karar verilmesi gerekmekle, 2.1- Davacının ayıptan doğan haklardan sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebinin KABULÜ İLE; Yenimahalle 1....

      HUKUK DAİRESİ Taraflar arasındaki uyuşmazlık, ayıp nedeniyle sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebinden kaynaklanmaktadır. Kararın temyiz incelemesi görevi Yargıtay Yüksek 3. Hukuk Dairesine ait olup, 6723 sayılı Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 21/2 maddesi ile değişik 2797 sayılı Kanun'un 60/3 maddesi gereğince dosyanın anılan Yüksek Daireye gönderilmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 3. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 03.06.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Mahkemece, yargılama aşamasında keşif yapılmış ve uzman bilirkişiden rapor alınarak, dava konusu taşınmazdaki gizli ayıp niteliğinde olan hususların onarımı için yapılması gereken masraf hesaplattırılarak bu bedel üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davacı, seçimlik haklarından sözleşmeden dönme hakkını seçmiş olduğuna ve mahkemece dava konusu taşınmazdaki ayıpların gizli ayıp olarak kabul edilmesine göre ayıpların niteliği dikkate alındığında davacının sözleşmeden dönme seçimlik hakkının kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenine göre davalının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir....

          İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava konusu araç yönünden sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talepli olarak açtıkları dava sırasında yargılama devam ederken aracın üçüncü kişiye satılması nedeniyle dava ıslah edilerek ayıplı oranında satış bedelinden 20.000,00- TL ayıp oranında bedel indirimi talep edildiğini, mahkemenin ise dava konusu araç yönünden dava dilekçesi ile sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talep edildiği, seçimlik hak yenilik doğurucu hak olduğundan kullanmakla tüketildiği daha sonra ıslah suretiyle veya aracın üçüncü kişiye satışının yapılması halinde tüketilen hakkın tekrar gündeme gelemeyeceği, dirilemeyeceği gerekçesiyle davanın konusuz kaldığına karar verdiğini, davacının Karaman 1....

          İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava konusu araç yönünden sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talepli olarak açtıkları dava sırasında yargılama devam ederken aracın üçüncü kişiye satılması nedeniyle dava ıslah edilerek ayıplı oranında satış bedelinden 20.000,00- TL ayıp oranında bedel indirimi talep edildiğini, mahkemenin ise dava konusu araç yönünden dava dilekçesi ile sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talep edildiği, seçimlik hak yenilik doğurucu hak olduğundan kullanmakla tüketildiği daha sonra ıslah suretiyle veya aracın üçüncü kişiye satışının yapılması halinde tüketilen hakkın tekrar gündeme gelemeyeceği, dirilemeyeceği gerekçesiyle davanın konusuz kaldığına karar verdiğini, davacının Karaman 1....

          Somut olayda, davacı, 27.12.2010 tarihinde satın aldığı aracının kilometresi ile oynanmış ve hasarlı olması nedeniyle ayıplı olduğunu iddia ederek satış bedelinin iadesi ya da ayıplı araç satılması nedeniyle 4.000,00 TL. nin davalıdan tahsili için eldeki davayı açmıştır. Davalı bedel iadesi şartlarının oluşmadığını savunmuştur. Mahkemece, dava konusu ayıbın sadece aracın km'sinin indirilmesinden kaynaklandığı, sözleşmeden dönme yerine semenin indirilmesinin hakkaniyete daha uygun olduğu ve buna göre davacının zararının 1.500,00 TL olduğu, davacının diğer taleplerinin yerinde olmadığı gerekçesiyle sözleşmeden dönerek bedelin iadesi talebininin reddine karar verilmiştir. Alınan bilirkişi raporunda dava konusu aracın kilometresinin indirilmiş olması nedeniyle gizli ayıplı olarak satıldığı tespit edilmiştir. Satıcı ayıpların varlığını bilmese bile bundan davacıya karşı sorumludur. Davalı satıcının ayıba karşı tekeffül borcu bulunmaktadır....

            UYAP Entegrasyonu