Mahkemece davanın kabulü ile aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesi, bu mümkün olmaz ise 27.335,88 TL fatura bedelinin aracın teslim tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalılarca temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davalılardan alınan araçtaki arızanın bilirkişi incelemesi ile üretimden kaynaklanan gizli ayıp mahiyetinde olduğu sabit olup, bu halde süresinde ayıp ihbarında bulunulduğu takdirde tüketici, bedel iadesini içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi, ayıp oranında bedel indirimi veya malın ücretsiz onarımını isteme şeklindeki seçimlik haklara sahiptir....
TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 11/03/2019 NUMARASI : 2017/1614 ESAS, 2019/157 KARAR DAVA KONUSU : Sözleşmeden Dönme ve Bedel İadesi KARAR : Taraflar arasındaki sözleşmeden dönme ve bedel iadesi davasında; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmalı yapılmasına gerek görülmediğinden, dosyanın tevdi edildiği Dairemiz Üye Hakimi Arzu Kendir tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede de ön inceleme ve usule ilişkin eksikliğin bulunmadığının anlaşılması üzerine, dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda; GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 17/02/2017 tarihli Kayalar AVM'ye ait tahsilat makbuzunda 700,00 TL alınan taksit tahsilatı olduğunu, 4.650,00 TL kalan toplam borç olduğunu, 15/09/2017 tarihli Kayalar AVM'ye...
Otomotiv alanında uzman makine mühendisi ile sözleşme yorum ve denetim uzmanı bilirkişi heyeti kök ve ek raporları dosyaya sunulmuştur. Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:Dava, davaya konu makinenin ayıplı olup olmadığı, ayıp var ise gizli ayıp olup olmadığı, makinenin kullanılmasına engel teşkil edecek boyutta olup olmadığı, onarılmasının, ayıpsız misli ile iadesinin mümkün olup olmadığı, ayıp ihbarının süresinde/usulüne uygun yapılıp yapılmadığı, bunun sonucunda davacının sözleşmeden dönme ve bedel iadesi hakkı ile zarar tazmini hakkının doğup doğmadığı; sözleşme bedeli olan 116.266,15 TL'nin avans faiziyle tahsili, zarar bedeli olan 5.050,00 TL'nin avans faiziyle tahsili, delil tespiti ve ihtarname masraflarının tahsili talepli alacak davası dair davadır.Mahkememizce dava dilekçesi, cevap dilekçesi, taraflarca dosyaya sunulan deliller ve tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirilmiştir....
Dava, davacı ile davalı Yeşil GYO arasında imzalanan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine istinaden sözleşmede belirlenen teslim süresinin dolmuş olmasına rağmen taşınmazın teslim edilmediği ve teslim edilme imkanının bulunmadığı gerekçesiyle sözleşmeden dönme, yapılan ödemelerin denkleştirici adalet hükümleri gereğince iadesi ve davalı banka ile yapılan sözleşmenin iptali ve borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkindir....
Maddesi uyarınca, satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur ve aynı kanunun 227. Maddesi uyarınca ayıplı satım halinde alıcıya seçimlik haklar tanındığı, satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcının satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme hakkının bulunduğu anlaşılmıştır.Bu açıklamalar ışığında somut olayda davacı alıcının ayıp dolayısıyla sözleşmeden dönerek satış bedelinin iadesi talebi haklı bulunarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
Yanlar arasında düzenlenen sözleşmenin, “Alıcının Sözleşmeden Dönme Hakkı” -----“Yapımı tamamlanmamış ön ödemeli bağımsız bölüm satışında, devir veya teslim tarihine kadar alıcının herhangi bir gerekçe göstermeden sözleşmeden dönme hakkı vardır. Sözleşmeden dönme bildiriminin satıcıya noter aracılığıyla veya iadeli taahhütlü mektup ile yöneltmiş olması yeterlidir. Sözleşmeden dönülmesi durumunda satıcıya; ön ödemeli bağımsız bölüm nedeniyle oluşan vergi, harç ve benzeri yasal yükümlülüklerden doğan masraflar ile sözleşme bedelinin %5 tazminat ödenir. Sözleşmeden dönülmesi durumunda, alıcıya iade edilmesi gereken tutar ve alıcıyı borç altına sokan her türlü belge, dönme bildiriminin satıcıya ulaştığı tarihten itibaren en geç doksan gün içinde alıcıya geri verilir. Satıcıya ödenen bedel ile alıcıyı borç altına sokan her türlü belgenin iade edildiği tarihten itibaren, alıcı on gün içinde edimlerini iade eder.” düzenlemesi bulunmaktadır....
Davacının sattığı bir kısım mallarla ilgili ayıp şikayetleri gelmesi üzerine delil tespiti yaptırdığı ve tespit sonrasında noter ihtarnamesi ile ayıp ihbarında bulunduğu görülmekle ayıp ihbarının süresinde yapıldığı anlaşılmıştır. Davacı, gizli ayıp nedeniyle süresinde ayıp ihbarı yaptığına göre; ayıp nedeniyle davacı/alıcının seçimlik haklarını kullanma koşullarının oluştuğu, davacının sözleşmeden dönme ve bedel iadesini talep ettiği, bilirkişi tarafından belirlenen bedel üzerinden mahkemece sözleşmeden dönme ve bedel iadesine karar verildiği, ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından istinaf isteminin reddi gerekmiştir....
Davalı-karşı davacı vekili cevap ve karşı davasında, davalının aydınlatma armatürleri yaptığını, armatürlerin içerisine monte edilen komponentleri davacıdan satın aldığını, alınan komponentlerin arızalı olması sebebiyle müşterilerinden iade aldıklarını, durumu 09/10/2013 tarihinde davacı tarafa da bildirdiklerini, davacı tarafın ürünlerdeki ayıbı kabul ettiğini ve misli ile değiştirmeyi teklif ettiğini, davalının misli ile değiştirme teklifini reddederek sözleşmeden dönme hakkını kullandığını, konponentlerin tamamının ayıplı çıkması nedeniyle armatürlerin tamiri yoluna gidildiğini, bu nedenle davalının zararı oluştuğunu belirterek sözleşmeden dönme hakkını kullandıklarını ve ayıplı ürün bedeli olan 32.834,50-TL nin iadesi ve cari hesapta takas ve mahsubunu talep ettiklerini, ayıplı çıkan mallar nedeniyle oluşan zararları için de 15.000,00-TL maddi, 15.000 TL manevi tazminatın karşı dava olarak davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....
Davacı, bağımsız bölümün süresinde teslim edilmemesi nedeni ile sözleşmeden dönme, ödenen bedelin iadesi, konut kredi sözleşmesinin feshi, ödenen taksitlerin faizi ile iadesi ve kira kaybının tahsili istemi ile eldeki davayı açmıştır. 19/12/2014 tarihli celsede davacı vekili; öncelikli taleplerinin sözleşmeden dönme olduğunu, aksi halde yoksun kalınan kira bedelinin tahsilini istediklerini bildirmiştir. Mahkemece, davacının sözleşmeden dönme hakkını süresinde kullanmadığı, davaya konu taşınmaz ve çevresi incelendiğinde davalı müteahhidin inşaatı bırakarak terk ettiği devam etmediği; bu durumda davacının davayı süresinde açtığı kabul edilse bile sözleşmeyi feshetmesinde hukuki yararının olmadığı gerekçesiyle davacının sözleşme feshinedair talebinin reddine ancak yoksun kalınan kira kaybının istenebileceği gerekçesi ile diğer taleplerin reddine, yoksun kalınan kira kaybının davalılardan tahsiline karar verilmiştir....
Davalı kendisine yüklenebilecek kusur bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuş, mahkemece; 08.03.2013 tarihli eser sözleşmesinin feshine, koşulları oluşmadığından maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir. Yasalarda sözleşmenin feshinin bazı koşullara bağlı tutulduğu istisnalar dışında, sözleşmeden dönme (fesih), mahkeme kararına gerek olmaksızın ileri sürülebilen, karşı tarafın kabulüne bağlı olmayan, karşı tarafa ulaşmakla sonuç doğuran, karşı tarafa ulaştıktan sonra tek taraflı geri alınması mümkün bulunmayan bozucu yenilik doğuran tek taraflı irade beyanıdır. Genel kural bu olsa da kat karşılığı inşaat sözleşmesi, kira sözleşmesi, iş sözleşmesi gibi bazı sözleşmeler yönünden yasalarda öngörülen sınırlayıcı kurallardan doğan istisnalar da mevcuttur. Nakit bedel karşılığı eser sözleşmeleri yönünden ise sınırlayıcı istisnai bir kural bulunmadığından mahkeme kararına gerek olmaksızın tek taraflı irade beyanı ile sözleşmeden dönme mümkündür....