"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi - K A R A R - Davacı vekilince açılan, sözleşmeden dönme- bedel iadesi davası sonucunda mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş olup, verilen kararın taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine Dairemizce 2021/321 Esas, 2021/1375 Karar sayılı ilamı ile yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. Bu kez Dairemiz kararına karşı davalı vekilince karar düzeltme talebinde bulunulmuştur. Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre HUMK’nın 440. maddesinde sayılan nedenlerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteğinin REDDİNE, alınması gereken karar düzeltme harcı peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, takdiren 660,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine, 05.04.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Dairemizin ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun yerleşik karar ve içtihatları uyarınca sözleşme kapsamında ödenen bedelin iadesi talep edilmiş olmakla sözleşmeden dönüldüğünün kabulü gerektiği, seçimlik hak kullanıldıktan sonra bundan dönülmesi ve sözleşmeden dönen davacının tapu iptâl ve tescil talebinde bulunması mümkün olmadığından davanın reddine karar verilmesi yerine yanlış değerlendirme sonucu davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, temyiz eden davalı yararına bozulması uygun bulunmuştur..." denilerek, sözleşmenin geçmişe etkili olarak sona erdirme iradesinin sözleşmeden dönme olduğu ifade edilmiştir. 818 sayılı Borçlar Kanununda hemen hiçbir yerinde "dönme" sözcüğü kullanılmayarak, bütün dönme hükümleri "fesih" kelimesiyle çevrilmişti....
Dairemizin ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun yerleşik karar ve içtihatları uyarınca sözleşme kapsamında ödenen bedelin iadesi talep edilmiş olmakla sözleşmeden dönüldüğünün kabulü gerektiği, seçimlik hak kullanıldıktan sonra bundan dönülmesi ve sözleşmeden dönen davacının tapu iptâl ve tescil talebinde bulunması mümkün olmadığından davanın reddine karar verilmesi yerine yanlış değerlendirme sonucu davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, temyiz eden davalı yararına bozulması uygun bulunmuştur..." denilerek, sözleşmenin geçmişe etkili olarak sona erdirme iradesinin sözleşmeden dönme olduğu ifade edilmiştir. 818 sayılı Borçlar Kanununda hemen hiçbir yerinde "dönme" sözcüğü kullanılmayarak, bütün dönme hükümleri "fesih" kelimesiyle çevrilmişti....
A.Ş. taşınmazı üzerinde tesis edilen 4.189.250,10 TL bedelli 1. derece ipoteğin taraflarınca fek edileceğini, sözleşmenin 6.3 ve devamı maddeleri uyarınca, sözleşmeden tek taraflı dönme hakkını kullanmasına karşın, davalı arsa sahiplerinin haksız ve dayanaksız olarak bu dönme iradelerine karşı koyduklarını beyanlarla, açıklanan nedenler kapsamında taraflar arasında akdedilen Sözleşmeden, sözleşme hükümleri uyarınca geçmişe etkili olarak "döndüğümüz" hususunun tespiti ile sözleşmeden dönüldüğüne, sözleşmenin sona erdiğine (feshine) karar verilmesine, dönmeye ve sözleşmenin sona erdirilmesine bağlı olarak ödenmesi gereken dönme cezası/cayma parasının mahkeme veznesine depo etmeye hazır olduklarının bildirilmesi ile bu aşamada bu tutarın teminat mektubu olarak yatırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ...A.Ş....
olduğunu ileri sürerek sözleşmeden dönme hakkını kullanarak ödediği bedelin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....
Bu kapsamda somut olayda davacı tarafça 19.02.2014 tarihli ihtarnamede sözleşmeden dönme hakkını kullanmış, dava dilekçesinde ayıp nedeniyle satış bedelinde indirim talep edilmesine rağmen, 26.12.2016 tarihli ıslah dilekçesinde yine sözleşmeden dönme hakkının kullanıldığı belirtilmiştir. Davacı taraf dava dilekçesinde satış bedelinden indirim talep etmiş olup, ıslah dilekçesiyle bu kararını değiştiremez ise de, dava öncesinde keşide edilen 19.02.2014 tarihli ihtarnamesinde sözleşmeden dönme hakkını kullanmıştır. Bu nedenle davacının sözleşmeden dönme hakkını kullandığı kabul edilmelidir. Aracın süregelen şikayetleri nedeniyle nihayetinde motorunun değişmiş olması ve davalının pert total olan aracı hasarsız kaydıyla satmış olması da dikkate alındığında, davacının araçtan beklenen faydayı elde etmesi imkansız hale gelmiş olduğundan, somut olayda sözleşmeden dönmenin yasal koşulları da oluşmuştur....
. maddesi uyarınca cihazın iadesi ile bedelinin faizi ile birlikte iadesini talep ettiğini, bu hususta davalı şirkete 21.02.2018 tarihli Noter ihtarnamesi keşide edildiğini ancak ihtarname gereğinin davalı tarafından yerine getirilmediğini beyan ederek; davaya konu ayıplı malın davalı şirkete iadesi ve satış bedeli ile birlikte yapmış olduğu masrafların faizi ile birlikte taraflarına ödenmesini talep ve dava etmiştir....
Tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme 2012/8796-11408 haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’da gizli ayıpların ne kadar sürede satıcıya ihbar edileceğine dair bir hüküm bulunmamaktadır.Öyle olunca, 4077 sayılı TKHK’nun 30. maddesi gereğince, bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde, genel hükümlere göre uyuşmazlığın çözümü gerekli olduğundan, Borçlar Kanunu’nun bu konudaki 198. maddesi uygulanacaktır. Borçlar Kanununun 198. maddesine göre, alıcı, teslim aldığı malı örf ve âdete göre, imkân hâsıl olur olmaz muayene etmek ve satıcının tekeffülü altında olan bir ayıp gördüğü zaman bunu satıcıya derhal ihbar etmekle yükümlüdür. Bunu ihmal ettiği takdirde, satılanı kabul etmiş sayılır....
TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 05/03/2021 NUMARASI : 2021/940 ESAS, 2021/52 KARAR DAVA KONUSU : Sözleşmeden Dönme ve Bedel İadesi KARAR : Taraflar arasındaki sözleşmeden dönme ve bedel iadesi davasında; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine yönelik verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmalı yapılmasına gerek görülmediğinden, dosyanın tevdi edildiği Dairemiz Üye Hakimi Şükrü Hanlı Baydın tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede de ön inceleme ve usule ilişkin eksikliğin bulunmadığının anlaşılması üzerine, işin esasına geçilmek suretiyle dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda; GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; temlik eden dava dışı Barış Kendal Polat tarafından ithalatçısı T7firması olan Audi Q7 marka 2015 model AC Steyşın tipi aracın davalı şirketten 25.04.2019...
Bilirkişi heyetinin mahallinde yaptığı incelemede 07/01/2020 tarihi itibariyle dava konusu bağımsız bölümün de içinde yer aldığı projenin temel kazısının yapıldığı, parsel üzerinde kaba inşaatı yarım kalmış blokların olduğu ve devam eden bir inşaatın bulunmadığının tespit edildiği, taraflar arasındaki sözleşmenin 10/08/2015 tarihli ve sözleşmedeki teslim tarihinin de 31/12/2017 olduğu, işbu davanın ise 05/11/2018 tarihinde ikame edildiği anlaşılmaktadır. Sözleşmeden dönme ve bedel iadesi seçimlik hakkı, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'da ayıplı mal sunulması hali için tüketiciye tanınmış seçimlik haklardan biri olup, dava konusu uyuşmazlığın tüketici işlemi olmadığı dosya kapsamından anlaşılamamakla davacı tüketicinin taahhüt edilen süre geçmesine rağmen dairesini teslim almaması nedeniyle ayıplı mal durumunun ortaya çıkması nedeniyle sözleşmeden dönme ve bedel iadesi seçimlik hakkını TKHK kapsamında kullanması mümkündür....