WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İşbu bilirkişi raporunun denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olması sebebiyle hükme esas alınmış olup bu nedenlerle davacının maddi tazminat davasının kabulüne, manevi tazminat davasının ise manevi yönden bir zarara uğradığına ilişkin delil bulunmadığından ispatlanamayan manevi tazminat davasının reddine karar vermek gerektiği kanısına varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur." şeklindeki gerekçelerle davacının maddi tazminat davasının KABULÜ ile, 9.499,00-TL’si dava konusu makine ücreti, 6.100,00-TL’si dava dışı 3. kişiye ödenen tutar olmak üzere toplam 15.599,00-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE, davacının manevi tazminat davasının manevi yönden gördüğü zararı ispatlayamadığından REDDİNE karar verilmiştir....

    Taraflar arasındaki ihtarnameler incelendiğinde davacının sözleşmeden dönme iradesini ortaya koyduğu anlaşılmaktadır. Bu halde davacının talebi sözleşmeden dönme ve menfi zararın tazmini niteliğindedir. Bu halde sözleşmeden dönme nedeniyle tarafların verdiklerini iade etmesi gerekir. Peşin yapılmış 21.000 TL'lik ödemenin iadesi talebinin bu sebeple haklı olduğu kanaatine varılmış; temerrüt tarihi net olarak ispatlanamadığından ihtarnameye cevap tarihi temerrüt tarihi olarak ele alınmıştır. Sözleşme ortadan kaldırıldıktan sonra bu sözleşme nedeniyle uğranılan zararın tazmini de kanun gereğidir. Davacının iddiaları, yapılan iş ve malzemenin niteliği ile ticari kayıtlar incelendiğinde davacı tarafın işletmesini yeni kurduğu, sözleşmeye konu malzemenin işletmenin açılması için zorunlu olduğu bu sebeple işletmenin çalışamamasından dolayı ileri sürülen ve hüküm kurmaya elverişli görülen bilirkişi raporu ile tespit edilen kazanç kaybı zararının da kabulü gerekmiştir....

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; ''Dava, davacı tüketicinin evi için aldığı ürünlerin ayıplı çıkmasından kaynaklanan sözleşmeden dönme ve bedel iadesi ile manevi tazminat istemelerine ilişkindir. Davacı tüketicinin aldığı ürünlerin bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere ayıplı olduğu anlaşılmıştır. Montajdan hemen sonra gerek mobilya kapaklarındaki renkte ton farkı, gerekse montaj esnasındaki ayıpların mahallinde yapılan keşif esnasında bilirkişi tarafından tespit edildiği tanzim edilen rapor ile sabittir. Davacının seçimlik hakkından olan sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebinde bulunduğu, terditli olarak ise ayıp oranında indirim talep ettiği görülmekle, mevcut ayıplar sebebi ile sözleşmeden dönme talebinin yerinde olduğu değerlendirilmiştir....

      Madde 227; "satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hallerde alıcı, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir: 1-Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, 2-Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme, 3-Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, 4-İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme, Alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır. Satıcı, alıcıya aynı malın ayıpsız bir benzerini hemen vererek ve uğradığı zararın tamamını gidererek seçimlik haklarını kullanmasını önleyebilir. Alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması halinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hakim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir....

        Mahkemece, davacının sözleşmeden caymış olması nedeniyle fesih bildirimi haklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. 6502 Sayılı Kanun’un 50/9. maddesinde “Devre tatile konu taşınmazın ön ödemeli satılması durumunda, devir veya teslim tarihine kadar tüketicinin herhangi bir gerekçe göstermeden sözleşmeden dönme hakkı vardır. Sözleşmeden dönülmesi durumunda satıcı, sözleşme bedelinin yüzde ikisine kadar tazminat talep edebilir. Satıcı, yükümlülüklerini hiç ya da gereği gibi yerine getirmezse tüketiciden herhangi bir bedel talep edemez. Sözleşmeden dönülmesi durumunda, tüketiciye iade edilmesi gereken tutar ve tüketiciyi borç altına sokan her türlü belge, dönme bildiriminin satıcıya ulaştığı tarihten itibaren en geç doksan gün içinde tüketiciye geri verilir....

          Diğer taraf, sözleşmeden dönmek isterse, bu edim yükümlülüğü aynen iade etmeli ve bir o kadar daha edim yükümlülüğünü de bizzat kendisi yerine getirmelidir (ya da en azından bunu fiilen teklif etmiş olmalıdır). İkinci nokta, dönme cezasında sadece bu kaydın lehine konulduğu kişinin (tarafın), ilgili ceza bedelini ödeyerek sözleşmeden dönme hakkını kullanabilecek olmasıdır. Yoksa diğer taraf, kural olarak böyle bir haktan istifade edemez. Buna karşılık cayma parasında dönme hakkı temelde her iki taraf için de kullanılabilir durumda olacaktır. Üçüncü farklılık arz eden nokta ise, cayma parasından faydalanarak sözleşmeden dönme hakkı kullanılabilmesi zamanının en geç asli edim yükümlülüklerinden birinin ifasına başlandığı ana kadar olmasıdır. Dönme cezasında ise durum farklıdır, ceza olarak yükümlenilen edime dayalı dönme hakkının kullanılması için herhangi bir özel zaman sınırlaması bulunmamaktadır....

            Davacı vekili 12/06/2023 tarihli dilekçe ile, günümüzdeki yüksek enflasyon sebebiyle sözleşmeden dönme hakkının kullanılması ile araç bedelinin davacı şirkete ödenmesinde hukuki yarar kalmadığını, bu nedenle dava dilekçesinin neticei talep kısmındaki araç satış sözleşmesinden dönme hakkının kullanılmasına ilişkin taleplerinden feragat ettiğini bildirmiştir. Dava, araç satış sözleşmesi kapsamında araca yapılan onarım bedelinin tahlisine ilişkin alacak davasıdır. Davacı vekili ... havale tarihli kısmı feragate ilişkin dilekçesi ile, yüksek enflasyon sebebiyle sözleşmeden dönme hakının kullanılması ile araç bedelinin müvekkili şirkete ödenmesine hukuki yarar kalmadığını, ... plakalı aracın satış sözleşmesinden dönme hakkının kullanılmasına ilişkin taleplerinden feragat ettiklerini bildirmiştir....

              Davalı yüklenici ise, 16.04.1997 tarihinde çektiği cevabi ihtarname ile sözleşmeden dönmeyi kabul etmemiş ve inşaata devam etmiştir. Kat karşılığı inşaat sözleşmeleri, karma sözleşmeler olup, hem inşaat, hem de tapu devri sözleşmelerini içerir. Her ne kadar, inşaat sözleşmeleri herhangi bir şekil şartına bağlı değil iseler de, taşınmaz mülkiyetinin intikalleri tapuda yapılması gerektiğinden, resmi şekle tabidirler. Bu nedenle, kat karşılığı inşaat sözleşmelerinde, taraflardan birinin sözleşmeden dönme iradesinin karşı tarafça kabul edilmesi, başka bir anlatımla, dönme iradelerinin birleşmesi veya fesih davası üzerine mahkemece sözleşmeden dönmeye hükmedilmesi gerekir. Somut olayda, davalı yüklenicinin, arsa sahiplerinin dönme iradesine karşı çıkması nedeniyle sözleşme yürürlükte sayılır. Dolayısıyla, sözleşmeden dönmeye mahkemenin karar vermesi gerekir....

                ESASTAN İNCELEME RAPOR SONUCU: Dava, ayıplı araç satışından kaynaklanan alacak (satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme) davasıdır. Hatay 1. Noterliği'nin 20/07/2018 tarih ve 14016 E yevmiye nolu "araç satış sözleşmesi"nin incelenmesinde; satıcının T3 , alıcını T1 olduğu, satışa konu aracın 34 XX 751 palaka sayılı araç olduğu, satış bedelinin 27.200,00 TL olduğu, satış bedelinin satıcı tarafından tamamen alındığının beyan edildiği görülmüştür. Satıştan 17 gün sonra 06/08/2018 tarihinde davacı tarafından aracın muayenesinin yaptırıldığı ve muayene raporunda, bir önceki muayeneye göre aracın kilometresinin düşürülmüş olduğunun tespit edildiği, davacının, davalıya gönderdiği 15/08/2018 tarihli ihtarnameyle sözleşmeden dönme iradesini davalıya bildirdiği ve akabinde 14/09/2018 tarihinde iş bu davayı açtığı görülmüştür. Mahkemece sözleşmeye konu araç üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır....

                Sözleşme hükümlerine aykırılık hallerinde bu aykırı davranış eğer kişilik haklarını ihlal etmiş ise, Türk Borçlar Kanunu 58.maddesinde öngörülen koşullar sabit olduğu taktirde manevi tazminata hükmedilebilir. Manevi tazminat için tüketicinin kişilik hakları ve vücut bütünlüğünün zarar görmesi gerekir.Dava konusu olayda da aracın ayıplı olmasından dolayı davacının kişilik haklarının ve vücut bütünlüğünün zarar gördüğü ispat edilmemiş olup, duyulan üzüntü bu mahiyette olmadığından bu itibarla manevi tazminat verilmesi şartları oluşmadığından davacının manevi tazminat davası reddedilmiştir. " gerekçesiyle " Davalı... Otomotiv San. A.Ş.'ye karşı açılan davanın husumet yokluğundan REDDİNE; Davalı ... Otomotiv San. Ltd. Şti'ne karşı açılan maddi tazminat davasının KABULÜ İLE; dava konusu ... plakalı ... model... Transit ... Motor No:... olan minibüsün, davalı ... Otomotiv San. Ltd....

                  UYAP Entegrasyonu