WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Maddesindeki seçimlik haklar doğrultusunda sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebine ilişkindir. Davacı vekili davalı şirketten satın almış olduğu bilgisayarın üretimden kaynaklı ayıplı olduğunu, kullanıma engel teşkil ettiğini belirterek sözleşmeden dönme ile fatura bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, davalı şirket ise davanın reddini istemiştir. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda; satışa konu üründe üretimden kaynaklı ayıp bulunduğu tespit edilmiştir. 6502 sayılı Yasa'nın 11. Maddesinde ayıp nedeniyle tüketicinin seçimlik hakları düzenlenmiş olup, 6502 sayılı Kanun'un 11....

TBK 112. maddesi gereğince müspet zarar ancak sözleşme ayakta iken talep edebilecek bir tazminat türüdür. Davacı tarafça davalıya herhangi bir ihtarname gönderilmeden direk takip yapılmak suretiyle davalıya verilen nakdi ve ayni avansların iadesi istenilmiş olduğundan, takip tarihi itibariyle davacının sözleşmeden dönme iradesini gösterdiğinin kabulü gerekir. Sözleşmeden dönme halinde ise TBK 125/3 maddesi gereğince istenilebilecek zarar menfi zarardır. Davacı vekili seçimlik haklarını menfi zarar değil de müspet zarar olarak bildirdiğinden artık TBK 125. maddesi gereğince müspet zarar talep edemeyecektir. Açıklanan nedenlerler toplanan deliller ve 28/12/2022 tarihli bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı nazara alınarak davacı tarafın müspet zarar (tazminat) talebinin reddine karar vermek gerekmiştir....

    dönmesi nedeniyle maruz kalınan tüm maddi ve manevi zararların müştereken ve müteselsilen dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir....

      Davacı tanıkları dinlendiğinde bu durumu teyit ettikleri ödemeler konusunda kendi aralarında bir anlaşma bulunduğu ve birbirlerinden herhangi bir hak alacak talebi bulunmadığı seri davadaki her iki davacının eşleri olan tanıkların ifadeleriyle ispatlandığı anlaşıldığından davacının aktif husumet ehliyeti bulunduğu ve 100.000,00- TL ödemenin davacı adına yapıldığı kabul edilmiştir. Davacının Kanun düzenlemesi ve sözleşme şartlarına göre sözleşmeden dönmesi için dönme beyanını davalıya bildirdiği, 180 günlük sürenin dolduğu anlaşıldığından davacının ödemesi gereken tazminatın hesaplandığında Sözleşme değerinin 527.000- TL olarak düzenlendiği %2 lik tutarının 10.540,00- TL olarak belirlenmiştir. Davacı adına 100.000,00- TL ödediği belgelerle sabit olduğu dikkate alındığında sözleşmeden dönme nedeniyle ödenen bedelden tazminat miktarının mahsubuyla davacının 89.460,00- TL talep edebileceği anlaşılmıştır....

      Dava ayıptan doğan hakların kullanılmasına ilişkin olduğundan mahkemece yapılması gereken öncelikle ayıbın açık veya gizli olup olmadığı tespit edilerek süresinde ayıp ihbarında bulunulup bulunulmadığının belirlenmesi, süresinde ayıp ihbarında bulunulmuş ve zamanaşımı süresi de dolmamışsa (zamanaşımı definde bulunulduğundan) sözleşmeden dönme hakkının kullanılmasının dosya kapsamına ve duruma göre hakkaniyete uygun olup olmadığının değerlendirilmesi, durum sözleşmeden dönmeyi haklı kılıyorsa bu talebe göre, durum sözleşmeden dönmeyi haklı kılmıyorsa satış bedelinden indirime gidilerek, sonucuna göre bir karar vermekten ibaretken yazılı gerekçeyle ve eksik incelemeyle karar verilmesi doğru olmadığından bu husus her iki davalı yararına bozmayı gerektirmiştir. 3- Kabule göre de davanın görülmesi sırasında ve hüküm fıkrasında nisbi harcın davalılardan alınmasına dair karar verilmemiş olması doğru olmamıştır....

        Diğer yandan davanın dayanağı BK.nun 202. maddesi olup, davacı sözleşmeden dönme yada bedel iadesinden birini seçme hakkına sahip olup, sözleşmeden dönme hakkını kullanmayıp bedel indirimini talep etmiştir. Öyle olunca mahkemece yapılacak ..., dava konusu aracın satış bedelinin 20.250,00 TL olduğunun kabulü ile değer kaybının tespiti için nisbi metod uygulanarak hesaplama yapılması için bilirkişi raporu alınarak hasıl olacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 24.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Mahkemece; davacının manevi tazminat talebinin reddine, aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesi talebinin reddine, 6502 sayılı yasanın 11/1-b maddesi uyarınca 4.000,00 TL değer kaybı şeklinde oluşan maddi zararın ihtar tarihi olan 29/11/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesi sureti ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davanın taraflarınca temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici ve ileri sürülen temyiz nedenlerine, özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, mahkemece reddedilen tazminat taleplerine göre davalıların tüm, davacının aşağıdaki bendin dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Mahkemece, dosya kapsamında görüşüne başvurulan bilirkişilerin dosyaya kazandırdığı kök ve ek raporlara da dayanılmak suretiyle ve konusunda uzman olan İTÜ Makine Fakültesi öğretim görevlilerinin teknik izaha ilişkin...

            Davacı iş sahibi eldeki davada BK'nın 360. maddesinde sayılan seçimlik haklardan sözleşmeden dönme hakkını kullanmıştır. Sözleşmeden dönme halinde tarafların sözleşmeden kaynaklanan karşılıklı yükümlülükleri sona erer. Dönme halinde taraflar sözleşme gereği aldıklarını karşılıklı iade etmekle yükümlüdürler. Yani davacı iş sahibi söküp depoya kaldırdığı ayıplı malzemeleri, davalı yüklenici de tahsil ettiği iş bedelini iade edecektir.O halde bu alacak kalemi ile ilgili olarak mahkemece yapılacak işlem; ödenen bedelin istirdadıyla ilgili alacak miktarını davacıya açıklatmak, bildirilen delilleri inceleyip değerlendirerek, gerekirse bilirkişiden ek rapor alarak sözleşme gereği davalı yükleniciye yapılmış bulunan ödeme miktarını saptamak, halen davacı iş sahibi uhtesinde bulunduğu anlaşılan ayıplı cihaz, modül, yazılım ve aksesuarların davalıya iade edilmesi koşuluyla ödenen bedelin davalıdan tahsiline karar vermekten ibarettir....

              Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; açılan davada, davalıların eser sözleşmesinden doğan edimlerini yerine getirmemesi nedeniyle manevi tazminat istenmiştir. Bu durumda taraflar arasındaki temel ilişki eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Manevi tazminata konu edilen eylem malvarlığına yönelen bir nitelik arzetmektedir. Davacı yararına manevi tazminat tayini için gerekli yasal koşullar oluşmamıştır. Tüm bu nedenlerle davacının manevi tazminat isteminin de reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabulü yönünde hüküm kurulması doğru olmadığından kararın temyiz eden davalılar yararına bozulması gerekmiştir....

                Davalı Yapı Kredi Bankası A.Ş vekili sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davacı ile diğer davalı arasındaki daire satışı sözleşmesinin tarafı olmadığını ve bu nedenle davanın husumet nedeniyle reddi gerektiğini, davanın zamanaşımına uğradığını, Ön Ödemeli Konut Satış Yönetmeliğinin 8 ve 9'ncu maddelerinde düzenlenen sözleşmeden cayma ve sözleşmeden dönme hakkı ile TKHK 45'nci maddesinde düzenlenen sözleşmeden dönme hakkını süresinde kullanmayan davacının davasının ön şart yokluğundan reddi gerektiğini, yönetmeliğin 9/7'nci maddesinde konut bedelinin bir kısmının bağlı kredi ile karşılanması durumunda tüketicinin ödediği satış bedelinin satıcı tarafından dönme bildiriminin kendisine ulaştığı tarihten en geç doksan gün içinde ilgili fıkrada anılan masraf ve tazminat tutarı düşülerek ilgili konut finansmanı kuruluşuna iade edileceği, ilgili konut finansmanı kuruluşunun da kanunun 37'nci md uyarınca söz konusu tutarı derhal tüketiciye geri ödeyeceğinin düzenlendiği ancak anılan...

                  UYAP Entegrasyonu