Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı T2 istinaf dilekçesi ile özetle; tesis edilen su yolunda kot farkı nedeniyle su geçit yolu açılsa dahi arazinin erozyona uğrayarak su geçit yolu verilen alana doğru kayacağını, su geçit yolu üzerindeki ağaç ve arazinin kayacağını belirtmelerine rağmen mahkemece alınan raporda bu hususların tartışılmadığını, ileride lehine geçit kurulan taşınmazla aleyhine geçit kurulan taşınmazlar arasında yarar konusunda açık orantısızlık olup olmadığının tespit edilmediğini, hatta toprak altından boru döşenerek davacının ihtiyacının karşılanıp karşılanmayacağının araştırılmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir. Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir. Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın 2010/8084 - 9256 karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 01.07.2011 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı tesisi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 12.07.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, yol ve su geçit hakkı kurulması istemine ilişkindir. Davacı, maliki olduğu 864 parsel sayılı taşınmazın su ve ana yola bağlantı ihtiyacının bulunduğunu belirterek uygun bir bedel karşılığında davalı adına kayıtlı taşınmaz üzerinden yol ve su geçit hakkı kurulmasını talep etmiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır....

      Mahkemece, davanın kabulüne, 116 sayılı parsel lehine davalı 5 ve 6 sayılı parsellerden geçit tesisine karar verilmiştir. Hükmü, davalılardan 6 sayılı parselin maliki ... vekili temyiz etmiştir. Dava, geçit hakkı tesisi isteğine ilişkindir. Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Görev hususu ve usulüne uygun taraf teşkili yerine getirilmelidir. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir. Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 25.12.2009 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı ve su yolu tesisi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair verilen 24.06.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım davalılar vekili ve davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, TMK'nın 747. maddesi gereğince geçit hakkı ile 744. maddesi gereğince mecra irtifakı kurulması isteğine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkilin 124 ada 26 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, söz konusu taşınmazın genel yola cephesi olmadığından 9 ayrı taşınmazdan müvekkiline ait 124 ada 26 parsel sayılı taşınmaz lehine yol ve su geçit hakkı tesisine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir. Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir....

            Bu sebeple uygulamada böyle durumlarda Dairemizce geçit güzergahı üzerinde su yolu ile karşılaşıldığında “geçit isteyen davacının bu su yolu üzerinden kendi imkanları ile köprü kurmak suretiyle geçebileceği, geçit talebinde bulunurken zaten bu durumu kabullendiği farzedilerek” bu durumun kesintisizlik ilkesini zedelemediği öngörülmektedir. Ayrıca temyize konu kararda; dere ile ilgili olarak herhangi bir hüküm kurulmadığı gibi, dere kimse yararına özgülenmiş değildir. Dolayısıyla, mahkemece kurulan geçit ile geçit davalarında uygulanan kesintisizlik ilkesi ihlal edilmiş değildir. Sadece taşınmazı yararına geçit kurulan davacının da başkaları gibi bu dere üzerinden köprü yapmak suretiyle ulaşım sağlayabileceği öngörülmüştür. Aşkın kullanım söz konusu olduğu takdirde zarar gören ilgili kişi veya kurumlarca geçit sahibi aleyhine her zaman hukuki yollara başvurulabileceği de aşikardır. Dairemizin uzun yıllardır devam eden yerleşik uygulaması da bu doğrultudadır....

              Davacılar, 184 sayılı parselleri için geçit hakkı kurulması, 165 sayılı parselleri için su mecrası irtifakı kurulması ve yine bu taşınmazlarına su temin etikleri su kuyusuna vaki elatmanın önlenmesini istemişlerdir. Davalılar davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, geçit hakkı ve su mecrası kurulmasına ilişkin davanın kabulüne karar verilmiş, sondaj kuyusunun kapatılmasına yönelik dava reddedilmiştir. Hükmü davalı ... vekili temyiz etmiştir. Davaların birleştirilmesi ve ayrılması 6100 sayılı HMK'nun166 ve 167. maddelerinde düzenlenmiştir. Davacı ... taşınmazı yararına geçit hakkı talep etmiş, diğer davacı ise taşınmazı yararına su mecra hakkı tesisi istemiş ve davacılar açılan sondaj kuyusunun da kaldırılmasını talep etmişlerdir. HMK'nun 167. maddesi gereğince yargılamanın iyi bir şekilde yürütülmesinin sağlanması için geçit talebine ilişkin davanın ayrılmasına karar verilerek hüküm kurulması gerekir....

                Dairemizin yukarıda belirtilen ilkelerine göre zorunluluk bulunmadıkça aleyhine geçit kurulacak taşınmazın bölünmemesi, ekonomik kullanım bütünlüğünün bozulmaması gerekir; Bilirkişi raporunda alternatifler gösterilmiş ise de gösterilen yerlerden geçit hakkı kurulmasının imkansız olduğunun, tek ve zorunlu geçit hakkı tesis edilecek yerin mahkeme tarafından geçit hakkı tesis edilen yer olduğunun yeterince ve bilimsel olarak açıklanamadığı görülmüştür. Mahkemece; Taşınmazın bütünlüğü bozulmadan yola ulaşımın sağlanmasının mümkün olup olmadığı araştırılarak en uygun alternatiften geçit hakkı kurulmalı, başka yerden geçit hakkı tesis edilemeyeceğinin kesin olarak tespit edilmesi halinde şimdiki gibi geçit tesisinde zorunluluk varsa bunun nedeni kararın gerekçesinde açıklanarak geçit hakkı tesis edilmelidir....

                  Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir. Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir. Geçit tesisi davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da geçit kurulması gerekebilir....

                    UYAP Entegrasyonu