Eldeki davada ise, mahkemece bozma sonrası yapılan yargılamada, davacının prime esas kazancının tespiti istemine uygun şekilde, “davacının 2011 yılı Mart ayına ait SPEK tutarının 5.177,40 TL olduğunun tespitine” dair karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, tespit davalarındaki yöntem dışına çıkılarak ve infazda tereddüt uyandırabilecek şekilde, davacı hakkında tespiti yapılan prime esas kazançtan her iki davalının sorumlu olduğuna dair karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 370/2. maddesi gereğince verilen karar, düzeltilerek onanmalıdır....
Eldeki davada ise, mahkemece bozma sonrası yapılan yargılamada, davacının prime esas kazancının tespiti istemine uygun şekilde, “davacının 2011 yılı Aralık ayına ait SPEK tutarının 5.590,72 TL olduğunun tespitine” dair karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, tespit davalarındaki yöntem dışına çıkılarak ve infazda tereddüt uyandırabilecek şekilde, davacı hakkında tespiti yapılan prime esas kazançtan her iki davalının sorumlu olduğuna dair karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 370/2. maddesi gereğince verilen karar, düzeltilerek onanmalıdır....
Eldeki davada ise, mahkemece bozma sonrası yapılan yargılamada, davacının prime esas kazancının tespiti istemine uygun şekilde, “davacının 2011 yılı Ekim ayına ait SPEK tutarının 5.440,50 TL olduğunun tespitine” dair karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, tespit davalarındaki yöntem dışına çıkılarak ve infazda tereddüt uyandırabilecek şekilde, davacı hakkında tespiti yapılan prime esas kazançtan her iki davalının sorumlu olduğuna dair karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 370/2. maddesi gereğince verilen karar, düzeltilerek onanmalıdır....
Eldeki davada ise, mahkemece bozma sonrası yapılan yargılamada, davacının prime esas kazancının tespiti istemine uygun şekilde, “davacının 2011 yılı Haziran ayına ait SPEK tutarının 5.300,18 TL olduğunun tespitine” dair karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, tespit davalarındaki yöntem dışına çıkılarak ve infazda tereddüt uyandırabilecek şekilde, davacı hakkında tespiti yapılan prime esas kazançtan her iki davalının sorumlu olduğuna dair karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 370/2. maddesi gereğince verilen karar, düzeltilerek onanmalıdır....
Eldeki davada ise, mahkemece bozma sonrası yapılan yargılamada, davacının prime esas kazancının tespiti istemine uygun şekilde, “davacının 2012 yılı Aralık ayına ait SPEK tutarının 6.228,90 TL olduğunun tespitine” dair karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, tespit davalarındaki yöntem dışına çıkılarak ve infazda tereddüt uyandırabilecek şekilde, davacı hakkında tespiti yapılan prime esas kazançtan her iki davalının sorumlu olduğuna dair karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 370/2. maddesi gereğince verilen karar, düzeltilerek onanmalıdır....
Eldeki davada ise, mahkemece bozma sonrası yapılan yargılamada, davacının prime esas kazancının tespiti istemine uygun şekilde, “davacının 2011 yılı Haziran ayına ait SPEK tutarının 5.300,18 TL olduğunun tespitine” dair karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, tespit davalarındaki yöntem dışına çıkılarak ve infazda tereddüt uyandırabilecek şekilde, davacı hakkında tespiti yapılan prime esas kazançtan her iki davalının sorumlu olduğuna dair karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 370/2. maddesi gereğince verilen karar, düzeltilerek onanmalıdır....
Eldeki davada ise, mahkemece bozma sonrası yapılan yargılamada, davacının prime esas kazancının tespiti istemine uygun şekilde, “davacının 2011 yılı Ağustos ayına ait SPEK tutarının 5.440,50 TL olduğunun tespitine” dair karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, tespit davalarındaki yöntem dışına çıkılarak ve infazda tereddüt uyandırabilecek şekilde, davacı hakkında tespiti yapılan prime esas kazançtan her iki davalının sorumlu olduğuna dair karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 370/2. maddesi gereğince verilen karar, düzeltilerek onanmalıdır....
Eldeki davada ise, mahkemece bozma sonrası yapılan yargılamada, davacının prime esas kazancının tespiti istemine uygun şekilde, “davacının 2011 yılı Haziran ayına ait SPEK tutarının 5.300,18 TL olduğunun tespitine” dair karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, tespit davalarındaki yöntem dışına çıkılarak ve infazda tereddüt uyandırabilecek şekilde, davacı hakkında tespiti yapılan prime esas kazançtan her iki davalının sorumlu olduğuna dair karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 370/2. maddesi gereğince verilen karar, düzeltilerek onanmalıdır....
Eldeki davada ise, mahkemece bozma sonrası yapılan yargılamada, davacının prime esas kazancının tespiti istemine uygun şekilde, “davacının 2012 yılı Eylül ayına ait SPEK tutarının 5.705,84 TL olduğunun tespitine” dair karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, tespit davalarındaki yöntem dışına çıkılarak ve infazda tereddüt uyandırabilecek şekilde, davacı hakkında tespiti yapılan prime esas kazançtan her iki davalının sorumlu olduğuna dair karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 370/2. maddesi gereğince verilen karar, düzeltilerek onanmalıdır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, "...Dava, 01.01.2008- 01.01.2011 dönemi SPEK tespiti isteğine yöneliktir. Davacı ilgili dönemde ücretin bir kısmının bankadan ödendiğini kalanın da yazı işleri müdürü Erol tarafından her ay davacı ile birlikte görev yapan Rasim in alacağı birleştirilerek davacının hesabına yatırıldığı yatırılan bu bedelden kendisine ait olan kısmın bordrolaştırılmadığı, kuruma SPEK içinde bildirilmediği iddiasındadır. SPEK davalarında ispat bakımından senetle ispat miktarını aşan tutarlar için ya yazılı belge (bordro, işverence verilmiş makbuz, ticari defter kaydı yada banka kaydı gibi) aranmaktadır. Bunu dışında yazılı delil başlangıcı varsa tanık da dinlenebilir. Davacını iddia ettiği ücret senetle ispat sınırının üzerindedir....